Aylardır tekrara düşe düşe yazdığımız iki konu var.
Birincisi, mevcut Atatürk Stadyumu yerinin TOKİ eliyle ranta kurban gitmemesi,,,
İkincisi de...
Yıllardır hemen herkesin gözünü diktiği Sümer mahallesinin devamında bulunan Vilayet fidanlığının beton yığınına dönüşmemesi.
Eskişehir için büyük önem taşıdığına inandığımız her iki yerin de korunması, hatta üzerine hiçbir beton bloklaşma yapılmadan halkın kullanımına açılması konusunda yazılar yazıyoruz.
Bu iki konuda yazmış olduğumuz yazılara desteğin geldiği günler olmadı değil.
Ama genelde, Eskişehir'den bu iki konuda çok büyük destek gördüğümüzü söylemek doğru olmaz.
Hakkını yemeyelim, en az bizim kadar, hatta bizden de çok bu iki yerin korunmasını dile getiren kalemler oldu.
İşte biz "Eskişehir'in ortak malı olan değerler korunmalıdır. Ranta kurban edilmemelidir" çabası içindeyken...
Çok cılız bir desteğe rağmen bu inadımızı sürdürürken Taksim olayları patlak verdi.
İnsanların bir anda meselelere bakışları değişti.
Taksim gezi alanında, şiddete rağmen kestirilmeyen iki ağaç simge haline geldi.
İnsanlar, yaşama ve yaşam alanlarına yapılan müdahalelerin önüne dikildi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, taksim ile başlayan süreç Eskişehir açısından tam anlamıyla imdada yetişti.
Yukarıda da söylediğimiz gibi aylardır belki tekrara düşe düşe yazdığımız her iki yer ile ilgili bir hazırlık vardı ve bu hazırlık son aşamaya gelmişti.
Vilayet fidanlığına Türk dünyası Kültür Başkenti projesi çerçevesinde binalar yapılacak, mevcut Stadyum alanı üzerinde de Otel ve AVM ler inşa edilecekti.
Doğrusunu söylemek gerekirse...
Eskişehir'in bu iki alanına yapılması düşünülenlerin bundan böyle çok da kolay yapılacağını sanmıyoruz.
Ama yine de belli olmaz.
Bakarsınız, alışılagelmiş inat yeniden devreye girer.
Ne olursa olsun, Eskişehir'in Vilayet Fidanlığı ve mevcut Atatürk Stadyumu yeri ile ilgili bir tasarrufa kalkacak olanlar, bu saatten sonra iki kere düşünmek durumunda.
.......
Bakan Avcı'nın sözlerine Redhack yorumu
-"Muhalefetin senelerce uğraşsa da başaramayacağı bir şeyi 5 günde başardık"
-"Normal koşullarda bir araya gelmesi düşünülemeyecek birbirinden çok farklı kesimleri, grupları, fraksiyonları toz duman içerisinde birbirleriyle buluşturduk.
-"Bu toz duman dağıldıktan sonra, yanlarında yürüyen bazılarının kimler olduğunu gördüklerinde çok şaşırabilirler. Çünkü medyadan da takip ettiğimiz kadarıyla ve gelen bilgilere göre, birbiriyle imtizaç etmesi, birlikte davranması, birbirleriyle aynı yoldan yürümesi düşünülemeyecek olan farklı kesimlerin bir araya geldiği bir süreç... Yani bu gaz bulutları dağıldığı zaman, koltuğunun altında Orhan Pamuk'un kitabını taşıyan, Açık Radyo dinleyicileri, yanlarında koltuğunun altında ulusal gazeteler taşıyan beyaz bereli çocukları görürlerse hiç şaşırmasınlar"
Bu sözler Eskişehir Milletvekili ve aynı zamanda Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'ya ait.
Şüphesiz, Hükümet kanadından gelen en enteresan değerlendirme bu.
O yüzden de, Nabi Avcı'nın, olayları değerlendiren bu açıklamasını kimse doğru dürüst bir yerlere konumlandıramıyor.
Kimileri;
-"Olaylarla dalga geçiyor. Muhalefetin görevini de kendilerinin üstlendiğini söylüyor."Şaka gibi ama...Bir araya gelemeyecek insanlar bir araya geliyorsa bu da bizim sayemizde" diye övünüyor. Resmen akıl tutulması yaşıyor" olarak yorumluyor.
Kimileri de;
-"Kendi partisine ve Genel başkanına göndermede bulunuyor. "Yapılmaması gerekeni yaptık" diyor. Olayların bu duruma gelmesinde Başbakan'ın söylemlerini sorumlu tutuyor" diye değerlendiriyor."
Nabi Avcı'nın, Taksim olayları ile ilgili değerlendirmesini böyle yorumlamıştık geçtiğimiz günlerde.
Aynı sözleri, Redhack da yorumlamış önceki akşam bir televizyon kanalında.
Avcı'nın taksim olayları ile ilgili sözlerinde her ne kadar olayları tırmandıranlara eleştiri olsa da, söylediklerinin temelinde kendi Başbakanına da bir eleştiri olduğunu söylemiş.
Dahası...
-"Bakan Nabi Avcı'nın sözleri, 'herksi çileden çıkarttık" ın mizahi bir söylemidir" demiş.
.......
Eskişehir'de Stadyum önceliği var
Espark önünde Taksim olaylarının direnişini sürdürenler, kendileri için bir yaşam alanı oluşturdular.
Bu alanın her akşam ziyaretçileri de oluyor.
Alanı sık sık ziyaret edenlerden birisi de Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç.
Önceki akşam da alandaydı Ahmet Ataç.
Ahmet Ataç'ın ziyaret ettiği alanda özellikle Eskişehir'in hafızasının yok ediliyor olmasına dikkat çekiyor.
Bu konuyla ilgili de, yeni yapılacak stadyum karşılığında TOKİ ye verilen mevcut Atatürk Stadyumu yerinin ranta gitmemesi gerektiğini savunuyor.
Ataç "Eğer bu Stadyum yıkılır ve üzerine beton yığınları yapılırsa, hem şehrin Eskişehirspor ile ilgili hafızası kaybolup gidecek hem de şehrin ortasında ki paha biçilmez değerde ki alan Eskişehir halkının kullanımından çıkacak" diyor
........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Mahkemede bir cinayet davası görülüyordu. Adamın katil olduğu hemen hemen kesindi. Bunu farkeden davalı avukatının aklına bir şeytanlık geldi; "Bayanlar baylar... Hepinize bir sürprizim var!" diyerek saatine baktı... "Tam bir dakika sonra, müvekkilim tarafından öldürüldüğü iddia edilen kişi bu mahkeme salonundan içeri girecek...
" Bunun üzerine hakim, seyirciler, bütün kafalar mahkeme salonunun kapısına döndü... 1 dakika geçti... Hiçbir şey olmadı... Bunun ardından avukat: "Bakın..." dedi, "... ortaya bu iddiayı attım ve hepiniz heyecan içinde kapıya bakıp 1 dakika boyunca beklediniz. Bu gösteriyor ki, gerçekten ortada bir ölü olduğuna ve dolayısıyla müvekkilimin katil olduğuna sizler tamamiyle inanmış değilsiniz..."
Bu sözün ardından hakim kararını açıkladı ve adamı suçlu buldu... Avukat şok içinde: "Ama nasıl olur? Az önceki gösteriden hepiniz etkilendiniz... Hepinizin kapıya baktığını gördüm!.."
Hakim: "Evet doğru... Hepimiz baktık..." dedi, "... ama müvekkiliniz bakmadı!.."
