Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1)

BUNDAN SONRASI SKİBBE'YE BAĞLI


Bu hafta Milli Takımın Letonya ve Hollanda ile oynayacağı maçlar yüzünden lige ara verilince bende Eskişehirspor'un ilk üç maçtaki performansını ve bundan sonra neler yapabileceğini değerlendirmek istedim. Normalde ikisi evinde olmak üzere üç maçta alınan 4 puan pek yeterli görülmez ama bende dâhil kimse bunu sorun etmeyip gelecek adına umudumuzu koruyoruz. Peki, Eskişehirspor bu umudu nasıl verdi? Çok mu iyi oynadı, çok mu iyi işler yaptı? Elbette hayır ama böyle hissetmemizin bana göre iki sebebi var.
Birincisi, eşeğimizi önce kaybedip, sonra bulmuş gibi olduk. Hazırlık maçlarında gördüğümüz takım kötünün de ötesinde, dehşet verici bir haldeydi. Ciddi ciddi küme düşeceğiz diye korktuk. Sonra Fenerbahçe maçıyla birlikte daha farklı bir Eskişehirspor görmeye, iyi oynamasa da, oynamaya çalışan, mücadele eden, koşan, çabalayan bir takım izlemeye başladık. Taraftar sahadaki " samimiyeti" hissetti. Ankara TSYD kupasındaki takımla arada dağlar kadar fark vardı ki, bu durum sanırım herkesi rahatlattı. İkincisi bazı futbolculardan beklenenin çok üstünde performans alındı. Mesela Ali sakatlanınca kaleye geçen Boffin'in ne yapacağını hepimiz merak ediyorduk. Dışlanan, virüs diye takımdan gönderilmeye çalışılan Boffin kızmadan küsmeden görevini yaptı. Toko, geldiği günden beri bir türlü istenileni verememişti. Ama Kamil Ahmet'in yokluğunda sağ bekte şans verildi ve bugüne kadar ki en faydalı maçını Sivas karşısında oynadı. Sonra Birol, Emre Güral, Kaan, Anıl ve 35'lik Gekas'ın da takıma katkıları görülünce hepimizin yüreğine su serpildi. Aslında herkes kulübün içinde bulunduğu maddi sıkıntılar sebebiyle oluşturulabilen bu takımın kapasitesinin farkında... Beklentiler dibe çekilmişken bazı futbolcuların isyan edercesine kapasitelerini zorlamaları, sahada ellerinden geleni yapmaları şimdilik umutlarımızı tazeliyor. Umarım bu durum değişmez ve hep böyle bir takım izleriz. Bunu sağlayacak olan kişi ise Skibbe. Doğan Pinçe abimiz Dormund'daki Adam yazısında Alman Hoca hakkındaki görüşlerini çok güzel belirtmiş. Katılmamak elde değil ve gerçekten Skibbe'nin bazı futbolculara karşı gösterdiği kayırmayıcı anlayış gözlerden kaçmıyor.
Skibbe'nin kendi getirdiği futbolcuları formsuzda olsa oynatması, formayı adil dağıtmaması, oyuna müdahalelerdeki zaafları ileride başımıza iş açabilir. Skibbe'nin elinde iyi niyetli ve amatör ruha sahip futbolcular var. Alman Hoca bu havayı bozmamalı, onların çabalarını kendi egoları uğruna heba etmeden adil bir Teknik Direktör olarak en iyi takımı sahaya sürmelidir. İşte bu noktada Bülent Ertuğrul hamlesi doğru bir hareket gibi görünüyor. Bakalım Bülent Hoca işin içine girip gerçek bir yardımcı hoca mı olacak yoksa bizim gibi tribünde oturup maç mı izleyecek. İnşallah sadece izleyen değil, müdahale eden bir yardımcı hoca olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Spor -6- Ferit Alp DOĞAN (90+1) Arşivi