
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
BUNLARA İNSAN DENEMEZ
Hakkâri' de askeri konvoyun geçişi sırasında, yola döşedikleri mayını infilak ettiren PKK'lı teröristler, bölgeye sevk edilen askerleri pusuya düşürdü. İlk gelen bilgilere göre, 11 asker şehit oldu, 14 asker yaralandı. Şehitler arasında bir binbaşının bulunduğu belirtildi. Şehit olanlar arasında bir köy korucusu da var..
Bunlara insan denemez. Çünkü geçmiş yıllarda, cinayetlerinde bir adabı vardı. Gururu incinen aristokrat, soylu rakibini sabahın seherinde yüzyüze vuruşmaya davet ederdi. Paylaşılamayan sevgilinin, acı bir tevekkülle izlediği bu düelloların, kendine özgü bir ahlakı, bir hakkaniyeti, bir adaleti vardı.
Savaşların da tıpkı düellolar gibi, bir ahlakı ve bir adabı vardı. Savaşan taraflar, düşmanını gafil avlamaz, açıkça savaş ilan ederdi. Savaşlar ordular arasında yapılırdı. Halk , özellikle de kadın ve çocuklar kesinlikle hedef alınmaz, bilakis mümkün olduğu kadar korunurdu. Zaman geçti. Düelloların yerini kalleş pusular, savaşların yerini de terör aldı. İçinde bulunduğumuz çağda insanlar, kalleşçe öldürülüyor, toplumdaki herkes hedef alınıyor. Günahsız insanlar pusuya düşürülerek, hayatına son veriliyor.
Öte yandan çağımızda savaşlar, artık iki devlet, ya da devletlerarasında olmuyor. Çünkü dünyada halk, özellikle de batı ülkelerindeki insanlar, savaş istemiyor, Batı siyasetçileri, dünyadaki senaryolarını gerçekleştirmek ve çıkarlarını da korumak ve kollamak için, "TERÖR" denen beladan, örtülü olarak istifade ediyorlar. Teröre, ideolojik etnik, dinsel görüntü verilerek de sahneye sürüyorlar. Teröre de çifte standart uyguluyorlar.
Dikkat ediyoruz. Londra'daki terör olayında ayağa kalkan ADB ve AB, PKK terörü karşısında suskun. PKK'nın elebaşlarını yakalayarak, Türkiye'ye teslim edeceğini açıklayan ABD, kendi sorumluluğunda olan Irak' ta Türk Ordusunun teröristlere karşı hakkı olan harekatı yaptırmıyor. PKK'yı da dolaylı olarak destekliyor.
Elbette ABD'nin, PKK terörünü desteklemede sebep/sebepleri var.
İlki Irak Savaşı'nda kendisini yalnız bırakan ve isteğini yerine getirmeyen Türkiye'yi, köşeye sıkıştırarak, cezalandırmak veya bundan sonra, bu coğrafyada yapacağı senaryolarına kayıtsız şartsız ortak etmek. Diğeri ise, PKK terör örgütü vasıtası ile, düşlediği federal yapıyı, Türkiye'de gerçekleştirerek, Türkiye'yi bölgede etkisiz hale getirmek.
Üçüncü bir ihtimal de, PKK terörü ile, Türk halkının, Türk güvenlik güçlerine; özellikle de Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı, güvenini azaltmak veya ortadan kaldırmak.
En kuvvetli ihtimal ise ABD ve AB ülkleri,"Psikoloji Savaşla", Türk halkının direncini kırarak, düşledikleri hedefleri gerçekleştirmektir.
Aslında bu senaryolar yadırganmamalı, geçmişte Türkleri, Avrupa'dan atmak için Avrupa ülkeleri tarafından, Balkanlar'da, "IRKİ" ve DİNİ" taassuplar körüklendi. Bu uğurda büyük propagandalar yapıldı. Balkan toplumlarının milliyetçilik hisleri kamçılandı. Önce ayaklanmalar, sonra da savaşlarla istenen sonuca ulaşıldı.
Bugün de aynı senaryolar ve stratejiler, Türkiye' nin gündeminde.
Terörle mücadeleyi "kararlılıkla" sürdüren yegane kurum, Türk Silahlı Kuvvetleri'dir... Bu mücadeleyi baltalayanlar ise, ABD' nın Kuzey Irak'ta yarattığı kukla devlet, kirli terör siyasetçilerinin içerideki işbirlikçileri, kalemşörleri, "demokrasi çığırtkanlığına" soyunmuş liberal görünümlü taşeronlar yanında, Terörü müzakere konusu yapmayı kabullenip, şehit kanları üzerinden pazarlığa oturanlardır.
Elbette bu tablodan ve terörün bu boyutlara gelmesinde, öncelikli sorumlu siyasi iktidardır. Belki iyi niyetle yapmak istediği AKP iktidarının, "demokratik açılım" veya " Kürt açılımı" ve APO ile yapılan müzakereler, bölücü terör örgütü PKK ve yandaşlarını, bugüne kadar hiç olmadığı ölçüde cesaret verdi. Bunun sonuncunda da her yıl şehit sayısı arttı. Oysa 2001'de teröre verdiğimiz şehit sayısı sıfırdı. Abdullah ÖCALAN' a "SAYIN" demek suçtu. Bugün gelinen nokta ortadadır.
Ak Parti iktidarı döneminde verilen şehit sayısı ise 833'dür.
Sayın Erdoğan'ın söylediği gibi, hukukun, içinde kalınarak terörle mücadele etmek gerekir ama terörle mücadele, terörün yöntemi ile olur. ABD, Afganistan ve Irak'ta terörle, terörün yöntemi ile mücadele ediyor. Ne hukuk, insan hakları ne de demokrasi gözetiyor. Aynı ABD, Türkiye' nin terörle mücadelesinde, insan hakları, hukuk, demokrasi gibi kavramları öne sürüyor. Ayrıca ABD, ikili oynuyor. Türkiye'ye dost gibi görünüyor. Öte yandan sınır ötesi harekâta engel olarak PKK' ya yardım ediyor.
Türk halkı, artık gerçekleri görmelidir. Terörle mücadele, siyasilere, güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar önemlidir. O nedenle de ABD ve AB'ye, hatta dünyaya rağmen, milletçe, ne yapılacaksak bir an önce yapılmalıdır. PKK kamplarını bombalamak yetmez. Kara harekâtı şarttır. Çünkü hayatının baharında, tek amacı vatanını korumak olan gençlerimiz, şehit düşüyor. ATEŞ DE DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKIYOR.