1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Burası bu halde, böyle duracak mı?

Büyükşehir Belediyesinin arkasında vergi dairelerine ait binalar var.
Yanında da lojmanlar.
Şimdi her ikisi de boş vaziyette.
Bu iki binanın çevresinde de tek ve iki katlı binalar.
Çoğunluğu eski ve görünümleri de pek hoş değil.

Dahası...
Bu binalar bu boş halleriyle bu bölgede büyük sıkıntı yaratıyor.
Çevrede bulunan esnaflar buranın bu halde olmasından dolayı büyük bir tedirginlik yaşıyor.
Hatırlanacağı üzere, söz konusu boş binalar ile çevresindeki bir- iki katlı eski binaların yıkılarak, Büyükşehir belediye binası ile Hamamyolu arasında güzel bir meydan yaratılması gelmişti gündeme.
İlk teklif, geçtiğimiz yıllarda AK parti Milletvekili Salih Koca'dan gelmişti.
-"Bu Vergi dairesine ait binalar ve lojmanları yıkalım. Çevresindeki dükkân ve ev konumunda bulunan binaları da kamulaştırmak suretiyle ortadan kaldırıp, Belediye binası ile Hamamyoluna kadar uzanan adayı küçük bir meydan haline getirelim" önerisinde bulunmuştu Salih Koca.
Teklif kamuoyunda tartışılmış, düşünce genel olarak olumlu bulunmuştu.
Sonra ne olduysa oldu.
Konu birden gündemden düşüverdi.
Aslına bakacak olursanız, hem o bölgedeki çöküntü alanının ortadan kalkacak olması, hem de Eskişehir'e minik de olsa bir meydan kazandırılması güzel bir fikir niteliğindeydi.
Yapılabilirliği de vardı bu önerinin.
Sonra ne olduysa oldu.
Bu düşünce kamuoyunun gündeminden düşüverdi.

Aslında...
Büyükşehir belediye Meclisinde bulunan AK partililer ile, büyükşehir belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen bu düşünce çerçevesinde bir görüşme de yapmıştı.

Hatta...
Yılmaz Büyükerşen de bu düşünceye sıcak bakmaya başlamıştı.
Sonra:
Sonrası yok işte!
Orada kaldı her şey.
O boş binalar da orada öylece duruyor.
Mini de olsa, belediye binası ile Hamamyolu arasında, o boş binaların yıkımı ile ortaya çıkacak ve yapılacak bir düzenleme ile Eskişehirlilerin gerçekten yararlanabileceği bir meydan göz göre göre ya-pı-la-mı-yor...
......

Bu efsaneyi
biliyor musunuz?
Efsaneye göre;

Eskişehir'in üzerinde kurulduğu topraklar deniz altındaymış... Yine efsaneye göre, o zaman denizler ne kadar kabarırsa kabarsın, ne kadar delirirse delirsin, sular hep berrak, dalgaları köpüksüz olurmuş...
Bir dolunay gecesi deniz uykusundan uyanmış, gecelerin şehzadesi ay ile göz göze gelmiş. Aynı anda da birbirlerine tutulmuşlar...

Ne var ki..
"Biri yerde, biri gökte!"
Kavuşmaları olanaksız...
Ay ile denizin bu umutsuz aşklarına Tanrı kayıtsız kalmamış. Rengini aydan, yumuşaklığını denizden alan bir yavru armağan etmiş onlara...
Sevgide çoğalan, eylemsizlikte yok olan bu yavru, deniz köpüklerinden başkası değilmiş.
Gün olmuş, devran dönmüş, denizler kurumuş.
Yerini şu anda üzerinde bulunduğumuz verimli topraklara bırakmış. Ve de ak köpükler, o büyük sevgiyi dünya durdukça yaşatacak ak taşlara dönüşmüş.
Dünyayı sevgiyle ören Yunus'un da yetiştiği topraklarda bulunduğu için, bir adı da "sevgi taşı" olmuş...
Biz Eskişehirliler, bu efsaneye göre sevgiyle yoğrulmuş toprakların, mutlu insanlarıyız...

Daha öz bir deyimle..
"Sevgi insanlarıyız..."
Lületaşının öyküsü bu...
Bu kenti bilmeyenler önce değerini öğrensinler.
Eskişehir'in..
"Sevgiyle yoğrulduğunu bilsinler...
......

Okuyucudan gelen bir yakınmadır bu....
Okuyucumuz göndermiş bu yakınmayı...
Yorum yapmadan,aynen alıyorum köşeye...
"Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nin bir yıldan uzun bir süre önce yıktığı ve o şekilde bıraktığı alan yeterli güvenlik önlemlerinin alınmamasından dolayı her gün çöplüğe dönüyor.
Eskişehir'e gelen turistlerin önemli uğrak yerlerinden birisi olan Haller Gençlik Merkezinin hemen arkasındaki Hal sokak'ta yaşanan bu durum uzun zamandan beri sürmekte.
Tepebaşı Belediyesi sınırları içinde kalan alanda Tepebaşı Belediyesi'nin de herhangi bir işlem yapmaması CHP'li belediyelerin birbirlerini kolladıkları anlamına mı geliyor?
Uzun bir zaman önce otel yapılacağı iddiası ile yıkılan ama yapımına bir türlü başlanamayan Hal sokak'ta bulunan arsanın etrafına hiçbir güvenlik önleminin alınmamış olması akıllara değişik sorular getiriyor. İmar mevzuatına göre duvar örülerek boş arsanın çevresinin kapatılması gerekirken, belediyeler bu hususta hiçbir şey yapmıyorlar. Bunun yerine sokağın her iki tarafı Büyükşehir Belediyesi'nin "Burada Büyükşehir Belediyesi çalışıyor" tabelaları ile daraltılarak uzun süredir geçici bir çözüm alınmış durumda. Bu tabelaların arasına çekilen naylon şeritler ile de geçici bir önlem alınıyor ama bu önlemler bu alanını maalesef çöp yuvası olmasının önüne geçemiyor."
......

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Temel askerliğini yunan sınırında yapıyormuş.
Temel'in canı çok sıkılıyormuş.
Yunan'a bir ıslık çalmış elleriyle "Havacı mısın?" işareti yapmış,Yunan aldırmamış.
Bir ıslık çalmış elleriyle "Karacı mısın?" işareti yapmış, Yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Denizci misin?" anlamında yüzme işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış. El hareketi yaparak "Topçu musun?" demiş, yunan aldırmamış.
Bir ıslık daha çalmış "Gözcü müsün?" anlamında dürbün işareti yapmış, yunan aldırmamış.
Nöbetler değişmiş sıra yine Temel'le Yunan'a gelmiş.
Yunan'a hadi sınıra git demişler yunan da:
- "Ben oraya gitmem. Orada bir deli Türk askeri var, bana hava kararınca yüzerek gelip sana bir koyacam gözlerin fırlayacak diyor.."

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi