
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Büyükerşen "Bu iş bittiğinde herkes birbirine soracak?"
Önceki akşam yapılan tartışmalı Büyükşehir Belediye Meclis toplantısı sonrasında karşılaştık Yılmaz Büyükerşen ile...
Söz döndü dolaştı 6 yıldır bitmeyen Demiryolunun yer altına alınma meselesine geldi.
Büyükerşen, Eskişehir'e hükümet eliyle yapılan her işin plansızlığından yakınıyor...
-"Demiryolunun yer altına alınması meselesi de plansızlığın daniskası" diyor.
Özellikle söylediği bir konu var Büyükerşen'in...
-"Bu proje ile Demiryolunun yer altına alınması Garnizon komutanlığı önünden başlayacak ve Çamlıca'dan yukarıya çıkacaktı. Böylece, şehri bölen tüm Demiryolu geçitleri ortadan kalkmış olacaktı. Eskişehir'e fayda getirecek proje buydu. Ama ne yaptılar? Projeyi budaya budaya sırf Sakarya ve Bağlar geçidini kurtarır hale getirdiler. Bunun için de iki tane koskoca köprüyü yıkmak durumunda kaldılar. Sizin anlayacağınız milyonları boş yere harcadılar" diyor...
Gelinen noktada, yapılan işin sadece Sakarya geçidini kurtarmaktan ibaret kaldığını, her şeyin eski tas eski hamam olacağını da söyleyen Büyükerşen, durumu özetlemesi için şu fıkrayı anlatıyor:
-Ağa sabah kalktığında kahyasına arabanın hazırlanmasını, şehre ineceğini söyler. Kahya hizmetlilerin de yardımıyla, en iyi koşumlarla en iyi iki atı arabaya koşar. At araba, atların süsü, arabanın boyası ile göz kamaştırmaktadır.
Ağa ve kahya arabaya kurulurlar. Ağanın işareti ile araba hareket eder. Bu hareket sırasında ağa, şu atlara bak, şu arabaya bak, kimde var böylesi. Diye düşünerek kasılmaktadır. Aynı anda kâhyanın da aklından; ömrüm el kapılarında geçecek, keşke şu at araba benim olsaydı diye geçirirken, Ağa birden bire, arabayı durdurmasını ister kahyadan. Kahya arabayı durdurur. Bu arada köyün dışına çıkmışlardır. Ağa kâhyasına dönerek, bu at arabanın senin olmasını ister misin? diye sorar. Kahya şaşkınlıktan gözleri yerlerinden fırlayacak gibi, Şaka mı bu ağam. Diye sorar.
Ağa hayır deyince de ama ağam benim atı alacak kadar param yok ki der. Ağa da para istemiyorum atın b.kunu ye bu atla araba senin olsun der. Kahya atın b.kunu yedikten sonra şehre doğru yola devam ederler. Şehirden eve dönerken ağayı sıkıntı basar. Ağa ben atla arabayı bu kahyaya verdim şimdi köylüye ne derim diye kendine sorular sorar. Sonra dayanamayıp kahyaya;
- Kahya bu atla arabayı bana satarmısın? diye sorar. Kahya:
- Satmam ama atın b.kunu yersen sana atla arabayı geri veririm der. Ağa da köylüye mahçup olmamak için atın b.kunu yer.. Köye yaklaştıkları sırada kahya gülmeye başlar. Ağa merak edip sorar:
- Kahya niye gülüyorsun? diyerek..
Kahya da ağaya dönüp:
- Ağam sana bir sorum olacak der. Ağa sor bakalım diyince kahya sorusuna başlar:
-Ağam der.. Biz köyden çıkarken bu atla araba kimindi.Ağa cevap verir:
-Benim..
- Şimdi köye geri gidiyoruz bu atla araba kimin..Ağa tekrar cevaplar:
- Benim..
Kahya bombayı patlatır:
-Ağam o zaman sen de ben de bu boku niye yedik?
Büyükerşen son söz olarak da...
-"Bu iş bittiğinde, iki köprü yıkarak iki geçit kurtarıldığı ortaya çıkacak ve muhtemelen herkes birbirine tıpkı fıkrada olduğu gibi 'Biz bu işi niye yaptık' sorusunu soracak" diyor...
.......
Aday adayları arasında ki yarış...
Büyükşehir ve Tepebaşı adayları şimdiden belli olan CHP Eskişehir'de Odunpazarı adayını belirleyecek.
Şu anda aday adaylığını ilan eden 4 isim var.
Erman Gölet, Erdal Caferoğlu, Ayhan Kavas ve Ali Ulu partinin Odunpazarı adayı olabilmek için yola çıktı.
CHP'nin Odunpazarı adayı Genel merkezin bölgede yaptıracağı anket çalışması sonucunda netlik kazanacak.
Bu arada...
Büyükerşen'in de Odunpazarı adaylığı için ayrı bir anket yaptırdığı son günlerde çok sık konuşulur oldu.
Sonuç olarak...
Söz konusu anketler ne zaman yapılıp tamamlanır ve bu anketlerin sonucunda ortaya ne çıkar bilemiyoruz ama, önümüzde ki günler içinde Odunpazarı aday adaylarının arasında ki yarışın hızlanacağı bilinen bir durum olarak ortaya şimdiden çıkıyor...
.......
AK Partinin Eskişehir'deki Çıraklık ve Kalfalık dönemleri...
Başbakan Erdoğan'a, taraftarları ve sevenleri tarafından takılan bir lakap var...
-"Usta" diyorlar onun için...
"Usta" lakabının elbette bir anlamı var.
Bilindiği üzere Erdoğan Başbakanlıkta üçüncü dönemini yaşıyor.
2002'de ilk Başbakan seçildiği dönemi "Çıraklık", ardından ikinci kez seçildiği dönemi "kalfalık" olarak değerlendirenler, Erdoğan'ın üçüncü dönemi için de "Ustalık" yakıştırması yapıyor.
Dolayısıyla...
Üçüncü dönemini yaşayan Erdoğan için çoğunlukla "Usta" , hatta "Büyük Usta" benzetmesi yapılıyor.
Erdoğan'ın partisi AK Partinin Eskişehir'deki geçmişini de sınıflandırmak gerekirse...
AK Parti, Eskişehir'deki ilk döneminde, yani 2004 yılı seçiminin "Çıraklık" döneminde, Büyükşehir Belediyesini kaybetti ama, iki önemli ilçeyi kazandı.
Sonraki seçimde ise yani, 2009 mahalli seçimine denk gelen "Kalfalık" dönemini yaşadığı seçimde ise, büyükşehir'i kaybetmekle kalmayıp, iki önemli ilçeden birini de elinden kaçırdı.
Önümüzde ki seçimler, Eskişehir'deki AK partinin "Ustalık" dönemi olacak...
Bakalım bu dönem nasıl sonuçlanacak?
Kalfalık döneminde çıraklığı arar hale gelen AK parti, Eskişehir'deki Ustalık döneminde Kalfalık dönemini arar hale gelecek mi?
Göreceğiz...
.........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir gün Temel ve Dursun bakmışlar Türkiye'de iş yok Almanya'ya gitmeye karar vermişler ama ceplerinde para yok... O zamanlarda Almanya'ya hayvanlar bedava gidiyolarmış, bunlarda neleri varsa satıyolar ve bir inek kostümü alıyolar. Temel öne Dursun'da arkaya geçiyor ve gümrüğe gidiyolar gümrükteki memur bunları bir test edeyim diyor ve ineğin önüne bi tomar saman getiriyor sen gerçek ineksen bu samanları yersin diyor. Temel mecburen yiyor ondan sonra memur bir kova su getiriyor eger sen gerçek ineksen bunu içersin diyor ve Temel içiyor.. Memur bu sefer bi tomar taze ot getiriyo ve ineğin önüne koyuyor Temel mecburen yiyor... Artık Temel şişiyor ve bir lokma bir şey yiyemez hale geliyor. Ama bu sırada Temel başlıyor gülmeye. Dursun merak ediyor. Soruyor ula Temel neden gülirsen. Temel de cevap verir memur bizim gerçek inek olup olmadığımızı anlamak için bir tane öküz getiriyor...