1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Büyükerşen bu ortayı öyle bir gol yapar ki!



Büyükşehir Belediye Meclisinde, Belediyenin 2015 yılı bütçesi görüşülüyor.
Mecliste var olan AK parti çoğunluğu, Kültür ve sosyal İşler daire Başkanlığının bütçesini, daha önceki yatırım programı kabul edilmesine rağmen 10 Milyon tl kırparak, bu parayı Fen işlerine aktarıyor.
CHP'lilerin "Bu, Tiyatro ve Orkestra personelinin yarısının işten çıkartılması demektir" karşı çıkışları da fayda etmiyor.
Sonuçta, mecliste AK parti çoğunluğu var.
Ve onların dediği oluyor.
Kültür ve sosyal İşler daire Başkanlığının bütçesinin yarısı budanıyor ve Yol yapımı için Fen işlerine aktarılıyor.
Şimdi...
Çoğunlukta olan AK parti meclis grubunun bu kararında popülist bir politika olduğunu hissetmek mümkün.
Bu köşede hep şunu söyledik:
-"Belediyelerin sosyal ve kültürel etkinlikleri, diğer hizmetlerin kesinlikle arkasında değildir. Bir Tiyatro gösterimi, bir yol yapmanın karşılığı da değildir. Önemli olan her hizmeti dengeli olarak yapabilmektir. Bu yüzden 'yol yokken sanata para harcanmasın' düşüncesi, çağdaş bir düşünce de değildir. Şehrin her ikisine de ihtiyacı vardır"
O yüzden...
Bize kalırsa meclisin çoğunlukta bulunan AK parti grubu, bu kararıyla yanlış yaptı...
Bütçeyi olduğu şekliyle kabul edip, kamuoyuna "Bakın kendi hazırladığı bütçeye bile müdahalede bulunmadık. Hazırladığı bütçede, bazı kalemleri uygun bulmamamıza rağmen dokunmadık. O yüzden bundan sonra Büyükşehir belediye Başkanı çıkıp 'Engelleniyorum' falan demeye kalkmasın. " diyebilme imkanına sahipken, önce su zammı, ardından tiyatro ve Orkestra bütçe budama kararıyla bu fırsatı sırf popülist görünme adına kaçırmış oldu.
Şunu biliyoruz ki, budanan 10 milyon lira ile tiyatro ve orkestra gibi kültür hizmetleri sekteye uğramaz.
Şunu biliyoruz ki, budandıktan sonra Fen İşleri'ne aktarılan para ile bütün yollar da yapılmaz.
Ve şunu çok iyi biliyoruz ki: Suya zam yaptırmama ve Tiyatro'nun bütçesini kısma adına yapılan bu girişim, AK parti grubunu Eskişehirlilerin gözünde takdir edilecek bir konuma da taşımaz.
Nasıl taşısın ki?
Eskişehir'deki AK partililerin, hükümetleri yağmur gibi zam yağdırırken "Eskişehir'de suya zam yaptırmadık" demeleri neyi ifade edecek?
Eskişehir'deki AK partililerin, hükümetleri devasa saraylar yaparken "Eskişehir'deki Tiyatro giderlerini budadık" demeleri ne kadar inandırıcı olacak?
Olmayacak tabi...
Dahası...
Eskişehir'de kültür ve Sanata karşı oldukları gibi bir algının da tam ortasında bulacaklar kendilerini.
Hâlbuki...
Eskişehir'deki AK partililerin önünde, hem "Engellemiyoruz işte" diyebilmenin, hem de kültür ve sanata karşı olmadıklarını bir kez daha ispat etmenin çok da güzel fırsatı vardı.
Kullanamadılar bu fırsatı.
Üstelik öyle bir orta yapıtılar ki Büyükerşen'in ayağına...
Görün bakın, bu ortadan kaç tane gol çıkartacak Yılmaz Büyükerşen...
Her attığı golde de tribünleri havalandırır emin olun.
Çünkü pas çok güzel.
Sonra ne mi oldur?
Söyleyelim: AK partiler oturup "Yahu biz bu şehirde niçin bir türlü başarılı olamıyoruz? Seçim kazanamıyoruz?" diye kara kara düşünür.
Tıptı 15 yıldır olduğu gibi...

,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Seçimden seçime...

Eskişehir'in siyasetinde seçimden seçime gördüğümüz ya da seçim söz konusu olduğunda "mutlaka aday olur" dediğimiz isimler var.
Bu isimlere "seçimlerin potansiyel adayları" demek de mümkün.
Üstelik hemen her partide de var bu söylediğimiz özelliği taşıyan isimler.
Bazılarını 4 ya da 5 yıldır görmezsiniz.
Bu 4 ya da 5 yılın sonunda, yani seçim yaklaştığında ortaya çıkıverirler aday adayı olarak.
Bazen aday adayı olmayı da başardıkları olur.
Ama genelde aday yapılmadıkları için bir sonraki seçimde yeniden denerler şanslarını.
Eskişehir'de benim bildiğim 5-6 seçim üst üste adaylığı deneyen siyasetçiler var.
Yine benim bildiğim, adaylıktan emekli olacak süreyi dolduranlar da var.
Bu isimleri genel seçim sürecine girdiğimiz şu günlerde yeniden ortaya çıkmaya başladı.
Süreç boyunca büyük ihtimalle diğerlerini de göreceğiz aday adayı olarak.
Belki bu defa aday yapılacaklar. Belki de bu güne kadar olduğu gibi yine aday yapılmayıp, bir sonraki seçimi bekleyecekler.
Bakarsınız...
Bu defa hem aday yapılıp hem de seçimi kazananlar arasında yer alacaklar.
Bu elbette kötü bir durum değil.
Zaten üst üste ve her seçimde aday adayı olan bu isimleri eleştirmek için yazmıyoruz bu yazıyı.
Unutulmasın ki, her seçim aday adayı olmak suretiyle 30 yılını pes bile etmeden siyasette geçiren ve bunun sonucunda da Milletvekili ya da Belediye Başkanlığı koltuğuna oturmayı başaran isimler de yok değil.

........

Trafiği bu hale getirenler...

-Çevre yolları daha kapsamlı düşünülse ve bitirilseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Tramvay hatları ilk başta planlanırken daha özenli davranılsaydı, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Atatürk Caddesi'nin devamını Gar binası, Ali Fuat Güven caddesinin devamını Tülomsaş duvarı kesmeseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Şehir merkezi dışına taşınan Resmi kurumların yerine bir başka Resmi Kurumu getirip koymasaydınız, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Otoparkların yapımı biraz daha fazla olsaydı, Trafik bu kadar sıkışmazdı.
-Trafiğin en yoğun caddeleri üzerinde araç park etmelerine müsaade edilmeseydi (Hala ediliyor), Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Kızılcıklı'nın devamında ki sokak'ta istimlak'le yolun genişletilmesine mahkeme "Dur" demeseydi, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-AVM ler getirip şehrin ortasına konulmasıydı, trafik bu denli sıkışık olmazdı.
-Şehir merkezinde birbirine bu kadar yakın ışık olmasaydı, Trafik bu kadar sıkışık olmazdı.
-Adliyeyi getirip şehir merkezine, kültür Merkezini de getirip tam karşısına koymasaydınız, Trafk bu kadar sıkışmazdı.
Bu örnekleri daha da çoğaltmanız mümkün.
Ve biz bu örnekleri yaklaşık 5 yıldır hemen her gün yazıyor ve "Önlem alınmazsa bu Trafik ilerde işin içinden çıkılmaz bir hale gelecek" diyoruz.
Galiba o günler gelmek üzere...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Çevresinde katı kurallarıyla tanınan bir aile, 30 yaşına gelmiş oğullarını evlendirmek için bir çöpçatanla anlaşır. Ondan oğullarına iyi bir eş bulmasını isterler.Öyle ki çöpçatana istedikleri gelinden beklentileri konusunda uzunca bir liste bile verirler.
İki hafta geçmeden çöpçatan, aileye çok iyi bir kız bulduğunu müjdeler:
— Tam oğlunuza göre... Mutlu bir yuva kurar, duaların çoğunu ezbere okur, harika yemek yapar, çocukları çok sever, çok çocuk sahibi olmak ister ve en iyisi de gerçekten bir içim su yani çok güzel !! vs. vs...
Bunları duyan aile çok memnun olur. Hemen tatlı bir telaş başlar, düğün dernek hazırlıklarını dahi kararlaştırırlar. Çok kısa sürede ilerleyen bu gelişmelerden kuşkulanan, duraksayan damat adayı, çöpçatanın kulağına doğru eğilir:
— Peki, yatakta nasıl acaba?
— Valla! Kimisi iyi diyooor, kimisi kötü!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi