Birkaç gündür şehir dışındaydık.

Yoğun geçen mesai arasında nefes alma imkânı bulduk.

Kendimizi Akdeniz’e attık.

Pek çok yer gezme ve görme imkânımız oldu.

+++

Akdeniz, özellikle Antalya ülkenin turizm merkezi…

Milyonlarca turisti tek bir sezonda çekebilen ve bu potansiyeli kaldırabilen güzide şehrimiz.

Eskişehir ise, Akdeniz’den epeyce uzak olmasına rağmen, turizm ile artık tanışmış;

Ve bu sektörde kendisine bir yol aralamış durumda.

Elbette her iki kenti turizm potansiyeli olarak kıyaslamak mümkün değil!

Eskişehir’in doğası ve coğrafi şartları, Antalya kadar bir turizm potansiyeline izin vermiyor.

Ancak!

Her iki kentin dokusuna baktığımızda, çok farklı iller olduğunu söyleyemeyiz.

Her iki kentte, turizme ve turistlere karşı güzel bir alt yapı hazırlamış durumda.

öyle ki;

Gerek Antalya’ya, gerekse Eskişehir’e gelen turistler çok güzel duygu va anılarla ayrılıyor.

Her iki şehir arasında bu noktada bir benzerlik söz konusu…

+++

Tanınırlık noktasında ise Antalya’daki pek çok bölge, eser ya da doğal yerleri Eskişehirliler yakından biliyor.

Antalya’nın herhangi bir bölgesini söylediğinizde;

“Aaa, ben oraya gitmiştim” ya da “duymuştum” türü pek çok söylem duyabilirsiniz Eskişehir’den…

Pekala;

Antalyalılara “Eskişehir denilince aklınıza ne geliyor?” diye sorulursa acaba ne düşünürler?

+++

Enteresan bir merak biliyorum ama bu sorunun yanıtını gittiğimiz mekânlarda karşılaştığımız kişilerle yaptığımız sohbetlerden çok kolay bulduk!

“Eskişehir’den geliyoruz” dediğimiz anda herkes aynı tepkiyi verdi çünkü;

“Yılmaz Hoca’nın memleketinden gelenler başımızın üstündedir!”

+++

Büyükerşen, öylesine kanıksanmış ki, Eskişehir’in adı geçtiğinde herkesin aklına ilk anda O’nun ismi geliyor.

Kendisine selamlarını iletenler mi ararsınız, “Hoca’mıza sahip çıkın” diyenleri mi ararsınız…

Yoksa Hoca’nın Eskişehir’de yaptığı çalışmaları bir bir sayanları mı ararsınız…

Porsuk’u, tarihi bölgeyi, müzeleri, parkları ve özellikle suni plajı herkes çok iyi öğrenmiş.

Neredeyse hepsini duyduk çünkü...

Yani Yılmaz Hoca, sadece kendi ismini değil, eserlerini de çok iyi sevdirmiş.

Ardından elbette şehrimize dair farklı sohbetlerde de bulunduk.

Söylemeden geçmeyelim ki, Eskişehirspor’u soranlar da az değildi hani!

+++

Sözün kısası…

Büyükerşen’in ülke çapında ne denli tanınır ve güvenilir olduğunu bir kez daha gördük.

Hoca’nın “bu şehrin hamisi” olduğuna bir kez daha kanaat getirdik.

Şu bir gerçek ki;

Büyükerşen, çoktan beridir bu şehrin en önemli markası haline gelmiş.

Bizlerde bol Büyükerşen ve hizmetleriyle ilgili sohbetler yaparken;

Böylesi bir ismi yetiştiren bir şehrin mensubu olmaktan hayli gurur duyduk…