
2-Sedat AYDOĞAN (DETAY)
BÜYÜKERŞEN SAHİDEN DE CHP'YE RANDEVU VERMİYORSA!
Şehirde birkaç gündür dolaşan söylenti var.
Hatta bu söylenti bazı köşe yazarları içinde yazı sebebi oldu.
O da CHP'nin hala Büyükerşen'i ziyaret etmemesi;
Ve buna neden olarakta Büyükerşen'in CHP'ye randevu vermemesi dedikodusu...
Biraz geçmişe gidelim...
Öyle çokta değil!
CHP'nin kongresi sonrası yazdığımız yazılara dönelim...
Ne demiştik?
'Kongre oldu, bitti ama CHP ortada yok!
Ne kafalarını parti binasından çıkarıp dışarı baktılar, ne de çat kapı gidip ziyaretler yaptılar...'
Aradan epey zaman geçti.
CHP teşkilatı dışarıda yaşayan bir hayat olduğunu fark edip ziyaretlere başladı.
Bu ziyaretler arasında Büyükerşen'e yapılacak olanı hayli de merak etmiştik.
Ancak pek çok yere gidildi, Tepebaşı Belediyesi'ne gidildi ama Büyükşehir'e bir türlü gidilmedi!
Büyükşehir ziyaretinin gerçekleşmemesine neden olarak şimdilerde suç Büyükerşen'e atılıyor.
"Efendim, Büyükerşen CHP örgütüne ziyaret için randevu vermedi" deniliyor...
Derler elbette...
Daha pek çok neden bulacaklardır...
Ancak suçu randevu vermeyenden çok, randevu alamayana da biraz atmalı.
Nedeni de çok açık!
Buradan defalarca dile getirdik.
Hep altını çizerek vurguladık.
"CHP'de tek güç Büyükerşen'dir..." dedik...
'Ha Ankara'da genel başkana karşı siyaset yapmışsınız, ha Eskişehir'de Büyükerşen'e rağmen siyaset yapmışsınız.
Arada tek bir fark yok.' dedik!
Nasıl parti genel merkezi, yönetimine karşı davranan genel başkan yardımcısına bile acımıyor, kapıyı gösteriyorsa;
Aynı durum elbette Eskişehir için de benzerlik gösterecektir.
Yani Büyükerşen 'seçim öncesi birliktelik çağrısına rağmen' bunu kabul etmeyenlere şimdi kapıyı gösteriyor.
Ancak genel merkezin tam tersine...
Genel merkez kapıyı gösterirken dışarı atıyor;
Büyükerşen ise kapıdan sokmuyor!
Siyaset ne garip şey!
Kongreler sürecinde hep Büyükerşen'in yanında saf tutan CHP'lilerin kaybettiği;
Kazananın hep teşkilatçılar olduğu söylendi.
Hatta bizlerde buradan bu teze onay verdik.
Ancak aradan geçen süreç sonrası baktık ki, durum hiçte öyle değil!
En azından CHP adına konuşursak, güçlü olan hep kazanıyor.
Teşkilat falan hikaye!
Bakın hoca ve yanındakiler gümbür gümbür seçime hazırlanıyor.
Teşkilat ise daha doğru dürüst şehre bile açılamıyor.
Bırakın açılmayı, şehrin belediye başkanını, kendi partilerinden olmasına rağmen ziyaret bile edemiyor!
Bu konuyla ilgili, gelişecek süreçte taraflar arasındaki buzların eriyebileceğini;
Siyasette bu tür kavgaların çabuk unutulacağı tarzında da çok yazılar yazdık.
İtiraf etmeliyiz ki galiba yanılmışız!
Bırakın buzların erimesini falan, hava halen sıfırın altında seyretmeye devam ediyor.
Ve böyle giderse de, seçimlerde CHP örgütü tamamen devre dışında kalacak.
Büyükerşen ve arkadaşları yine seçime birlikte girip, adayları ve kadroları birlikte çıkarıp yine kazanmayı deneyecekler.
Ve belki de dördüncü kez kazanmayı da başaracaklar...
Son olarak şunu da söyleyelim...
Buraya kadar yazdıklarımız, hocanın CHP'ye randevu vermemesi söylentileri üzerine yazılmış cümlelerdi.
Yani dedikodulara yönelik yapılmış yorumlardı.
Birde madalyonun diğer yüzü var!
Onu da yine bu köşeden dile getirmiştik.
Örneğin;
Büyükerşen'in, Erman Gölet'e seçim öncesi işbirliği çağrısı yaptığında;
Yönetim içinde hocaya karşı çıkanlar olduğunu söylemiştik.
Bu isimler olası bir Büyükerşen ziyaretini belki de istemiyor olabilirler.
Büyükerşen'le karşı karşıya gelmek istemiyor olabilirler!
Belki de Vahap Ata'nın 'Bırakın bakanı, sizin il yönetiminiz bile sizi ziyarete gelmiyor' sözünün altında yatan asıl neden bu olabilir!
Eğer neden gerçekten de buysa, galiba en az bu kadar bir yazı daha yazabiliriz...