
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Büyükerşen'den Demirel taktiği mi?
Süleyman Demirel'in çok önemli iki özelliği vardı...
Bunlardan birincisi: Aday olmak isteyenlere karşı takındığı tavırdı.
Adayların Hakim huzurunda yapılan önseçim ile belirlenmesine inandığı için kendisinden yardımcı olmasını isteyenlere karşı hep aynı davranış içinde olurdu.
Örneğin:
Seçimlerde aday olmak isteyen biri kendisine gelip yardımcı olmasını, yani torpil yapmasını mı talep etti.
Hemen o bildik tavrını takınır ve "Senden iyi aday mı bulacağız. Hemen git başvurunu yap. Nasıl olsa önseçime gireceksin. Önseçimden de çıkacağını düşünüyorum. Senin, benim yardımıma bile ihtiyacın yok" der, sırtını da sıvazladıktan sonra "Hadi gardeşim seçilip gel" diye yollardı insanları.
Eğer, aday olabileceğine inandığı bir isim kendisinden yardım istediyse, Demirel'in bu defa davranışı farklı olur "Kardeşim iyi düşündün mü? Ailenin olurunu aldın mı? Bu işi sürükleyebilecek maddi imkânın var mı?" gibi sorular sorar, o ismin önseçimde harcanmasına gönlü el vermezdi.
Süleyman Demirel'in diğer bir özelliği ise, parti içinde kriz çıkmasına müsaade edip,her defasında bu krizi çözen adam olmasıydı.
Aslında...
Başında müdahale etse kriz falan çıkmayacak ama, o zaman da Demirel kriz çözen bir siyasetçi unvanına sahip olamayacaktı.
BÜYÜKERŞEN'DE DE DEMİREL
TAKTİĞİ Mİ VAR?
Aslına bakacak olursanız, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'de de tıptı Demirel özellikleri var...
Bunu nereden mi çıkartıyoruz?
Söyleyelim:
Bundan birkaç gün önce CHP'li biri gitmiş Büyükerşen'e...
-"Ben Tepebaşı bölgesinden Meclis üyesi adayı olmak istiyorum. Siz ne dersiniz?" diye sormuş.
Büyükerşen önce "Niye meclis üyesi?" diyerek, soruya soru ile karşılık vermiş.
Ardından da...
-"Sen niçin Odunpazarı Belediye Başkanlığı için aday adayı olmuyorsun?" diye ikinci bir soru ile gelen şahsı adeta darmadağın etmiş.
Sadece bu da değil...
CHP'lilerin yakından tanıdığı bir başka isim de aynı şekilde Büyükerşen'e ulaşmış.
O da tıpkı diğeri gibi meclis üyeliği için adaylık düşündüğünü iletmiş.
Büyükerşen ona da aynı şekilde Odunpazarı adaylığının adresini vermiş.
Söylenilenlere bakılırsa...
Her iki isim de, Meclis üyeliği için yardım talep etmeye gittikleri Büyükerşen'in yanından "Odunpazarı Belediye Başkan adaylığı niye olmasın ki?" düşüncesiyle ayrılmış.
ÖNCE KRİZ ÇIKARTIP, SONRA
O KRİZİ ÇÖZEN OLMAK...
Şimdi bu ne anlam taşıyor?
Odunpazarı'nda CHP'nin yeterince Belediye Başkan aday adayı var.
Üstelik...
Bu sayı her geçen gün de arttıkça artıyor.
Durum böyleyken Büyükerşen'in kendisinden yardım isteyen her isme "Git Odunpazarı Belediye Başkan adayı ol" demesi ve onları da cesaretlendirmesi sanki bir kriz çıkartma düşüncesinin olduğunu ortaya koyuyor.
Kriz çıksın ki, çıkan krizi de bir tek kendisi çözebilsin.
Tıpkı Süleyman Demirel siyaseti gibi...
Bu siyaset Süleyman Demirel'i yıllarca iktidar yaptı.
Hatta...
Aynı yöntem, 6 kere gidip, 7 kere gelmesini sağladı.
Ancak...
Söz konusu yöntemin Büyükerşen'e aynı şekilde faydalı olup olmayacağını galiba zaman gösterecek...
.,....
Bir Poriş vardı bileniniz var mı?
Eskişehir'in gururuydu Poriş...
Yurtdışında çalışan işçilerin alın terleri ile kurulmuştu.
Cıvata ve somun üretiyordu.
Ne olduysa oldu.
Kötü bir yönetim anlayışıyla her geçen gün kötüye gitti.
En son kayyuma devredildi.
Fabrika binası da elden gitti.
Eskişehir'deki fabrika için yurt dışında ki alın terlerini yatıranların elinde ise, hiçbir işe yaramayan hisse senetleri kaldı.
Dün Almanya'dan Soner Koç aradı.
Yaşadıkları mağduriyeti anlattı.
Köln'de bulunan irtibat bürosu da kapatılmış 3 yıl önce.
-"Ne arayan var ne de soran. Biz yıllar öncesinde bütün birikimlerimizi yatırmıştık bu fabrikaya. Şimdi ise ortada ne fabrika var ne de yatırdığımız paralar" dedi.
Yılların mağduriyetini yaşıyor şehirlerine alın terleriyle yatırım yapanlar.
Yılların haksızlığına uğradılar.
Kimse de peşine düşmüyor bu haksızlığın.
Birilerinin bir yerinden çıkacak elbette bu haksızlıklar ama...
Adalet kesinlikle diğer tarafa kalmamalı.
Yok mu bu dünyada bu haksızlığı giderecek bir makam?
Bugüne kadar çıkmadı ama, belki bundan sonra çıkar...
......
Biraz da izin ne olur
Eskişehir gündemi, seçimler, adaylar derken...
Ve bu gündeme ilişkin olayları gazetemizde duyurup, bir yandan da köşemizde yorumlarken...
Bir de baktık...
Biz yazdıkça Yaz geçip gidivermiş.
Ucundan dahi tutamadık yaz aylarının.
Dolayısıyla tatil yapma imkanı da bulamadık.
Fakat...
İnsanın, hele hele gazetecilik gibi bir mesleğin içinde bir gün sonrasını yaşıyor olmanın vermiş olduğu stresin, birkaç günlüğüne de olsa atılması gerekiyor.
İşte bu yüzden birkaç günlüğüne görüşemeyeceğiz...
Zaten geldiğimizde ise hem bizi hem de sizi yoğun bir gündem bekliyor olacak...
Şimdilik hoşça kalın...
.....
İktidar partisinde aday adayı bolluğunun nedenleri
İktidar Partisinin Adaylık konusunda ki yöntemini artık çok iyi biliyoruz.
Bunu iyi bilmemiz elbette, bizim çok akıllı olmamızdan falan kaynaklanmıyor...
Çünkü...
Bizim gibi pek çok kişi partinin aday belirleme ile ilgili teamüllerini bizden daha iyi biliyor.
Öncelikle...
İktidar Partisinde "Ben şuraya adayım" diyemiyorsunuz.
Her ne kadar başvuru yaptığınızda bir yer belirtme zorunluluğunuz olsa da bu istediğiniz yer Genel merkezin çok da umurunda değil.
Örneğin: Büyükşehir Belediye Başkanlığına aday adaylığı için başvuru yapıyorsunuz ama Genel Merkez sizi Tepebaşı Belediye Başkan adayı gösterebiliyor.
Ya da...
Odunpazarı Belediye Başkan aday adaylığı için müracaatta bulunuyorsunuz ama Genel merkez sizi Büyükşehir adayı yapabiliyor.
Sonuç itibarıyla...
Nereye aday adayı olduğunuza bakmadan son sözü Genel Merkez söylüyor ve aday adaylarının bir kısmı müracaat ettiği yerden çok alakasız başka bir yerin adaylığına konulabiliyor.
Bunun yanı sıra...
İktidar Partisi'nde aday adayı olup da aday gösterilmeyen birçok insan, sırf "aday adayı oldukları için" bu işten son derece karlı çıkıyor.
Aday gösterilmeseler dahi, birçok isim sırf aday adayı oldukları için siyasette geleceğinin yatırımını yapıyor.
Eğer aday adayı olmuş isimler arasında bürokrat varsa ki, sürekli oluyor, bu isimler de görevlerinde anında yükselebiliyor.
Kısacası...
İktidar partisinde aday adayı olmak, hem ismini duyurmak hem de partili olduğunu tescillemek açısından son derece kazançlı.
O nedenle...
Mahalli seçimlere doğru iktidar partisinde aday adayı bolluğu yaşanacak...
Bu bolluk içinde aday gösterilenler de gösterilmeyenler de bu işten kesinlikle kazançlı çıkacak.
Çünkü...
Bugüne kadar birçoğu aday olamamalarına rağmen kazançlı çıktı...