1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Büyükerşen'in öğrettikleri!!!



İlk olarak, bundan 28 yıl önce karşı karşıya gelmiştik Yılmaz Büyükerşen ile.
O Zaman Anadolu Üniversitesine ait olan Tıp Fakültesi Hastanesinin biten ve faaliyete geçen birimlerini tanıtmak için düzenlediği toplantıya, işe yeni başlamış bir muhabir olarak katılmıştık.
Ameliyathaneyi anlatırken, kaptırıp Böbrek ameliyatının nasıl yapılacağını anlatmaya başlamıştı ki, Allah rahmet eylesin o dönemin Hastane Başhekimi Esat Erenoğlu "Pes hocam! Valla bu gidişle bizim işimizi de elimizden alacaksın ya!" diyerek ifade etmişti şaşkınlığını.
İşte orada, Büyükerşen'in bir işi yapandan daha iyi anlatma meziyeti olduğunu öğrenmiştik.
Xxx
Aradan birkaç yıl geçti.
Bir gün aynı araç içindeyiz.
-"Faytonların Atları geldi. Görmek ister misiniz?" diye aradı Belediye görevlileri.
Birlikte gittik Kentpark'ın arkasındaki bir yere.
Atları sıra sıra dizmişler.
Büyükerşen atlara baktı ve içlerinden birini işaret ederek "Bunda nefes darlığı var. Değiştirin!"
Bu sefer "Pes yahu! Bu kadar da olmaz yani" demek bize düşmüştü.
Öyle ya, At'a dışarıdan bakacaksın ve nefes darlığı olduğunu söyleyeceksin.
Bizim gibi herkes şaşkın.
Baktı inanmıyoruz "Ç ağırın veterineri" dedi.
Bir müddet sonra geldi veteriner. Muayene etti ve at'ın gerçekten nefes problemi olduğu ortaya çıktı.
Tahmin edeceğiniz gibi şaşkınlık bir kat daha artmıştı bizde.
Sadece bizde mi? Olaya şahit olan herkeste...
Sonradan öğrendik ki, heykel yapan Büyükerşen, Atın burun şeklinden at'ın rahatsız olduğunu biliyor.
İşte, orada Büyükerşen'in değişik ilgi alanlarının kendisine nasıl donanım sağladığını öğrenmiştik.
Xxx
Haller Gençlik Merkezi yapılıyor.
Büyükerşen her daim orada.
Çalışmaları bizzat izliyor.
Olmadı, çıkartıyor ceketini resmen çalışıyor.
Denk geliyoruz.
Müteahhidi çağırmış yanına. Cebinden küçük beyaz bir taş çıkartıyor ve Tiyatronun önündeki zemin üzerinde, yuvarlak bir alana bu taşları yan yana döşemesini istiyor.
Verdiği örnek taşı da, aynı boyutta hangi sahilden toplayacağını söylüyor.
Bir müddet sonra aynı yerde son derece sinirli görüyoruz Büyükerşen'i.
Yine müteahhidi çağırmış ve "Ben sana bu taşları şu sahilden toplayacaksın demedim mi? Sen niye gidip bu sahilden topladın? Çabuk derhal sök bunları!"
Müteahhit itiraf ediyor taşları farklı bir sahilden topladığını.
-"Hemen gidip sizin söylediğiniz sahilden toplayacağım" diyerek ayrılıyor yanından.
Şaşırmamak elde değil. Nereden biliyor hangi taşın hangi sahilden geldiğini?
İşte, orada Büyükerşen'in detaycı olmasının, başarısında nasıl etkili olduğunu öğrenmiştik.
Xxx

Haller'in karşısındaki Tuvalet tamamlanmış.
-"Gelip bir bakın" diye haber yollamışlar.
Büyükerşen bakıyor tuvalete ve "Burada bir şey eksik. Bu eksikliği önce bulun, sonra da giderin. Ben gelinceye kadar da bu iş bitmiş olsun" diyerek gidiyor.
Müteahhit ve bürokratlar dahil 5 kişi giriyor küçücük tuvalete.
Bakıyorlar, bir tuvalette olması gereken her şey tamam.
-"bulamadık" diyorlar geldiğinde mahcup mahcup.
Büyükerşen kızıyor ve "Anlaşılan siz kadınlara zorla tuvalet tıkattıracaksınız" diyor.
Mesele anlaşılıyor ve sorun gideriliyor.
İşte, orada Büyükerşen'in ne denli titiz olduğunu, baştan savma iş sevmediğini öğrenmiştik.
Xxx
Daha bunun gibi pek çok olayda Büyükerşen ile ilgili, bizim de yaşamımızda kullanabileceğimiz pek çok şey öğrendik.
-Kentpark ve Sazova parklarının projelendirilmesindeki vizyonu...
-Masal Şatosu ve Korsan Gemisinde, hayallere hitap etmenin çekiciliğini...
-Birbiri peşi sıra açılan Tiyatro ve Opera salonlarıyla, sanatın bir insanı değerlendirmedeki kriterini.
-Siyaset dışı bir insanın, değme siyasetçilere taş çıkartmasını.
-Kendinin bile yönetmeye ihtiyaç duymadığı bir algıyı sırf ismiyle yaratabilmesini.
-Hiçbir çaba bile harcama gereği duymadan, isminin Eskişehir cadde ve sokaklarında efsane gibi dolaşabilmesini.
Hatta...
-Eskişehir ve Eskişehirlilerinin hassasiyetini özümseyip, yaptığı her işin tek ve özel olmasına gayret ederek, Eskişehirlilerin de kendilerini özel hissetmesini nasıl sağladığını öğrendik.
Sadece biz değil, Eskişehir'in büyük bir bölümü pek çok şey öğrendi Büyükerşen'den.
Örneğin, ilerde bir kaldırım yapılırken, büyük ihtimalle bunu gören vatandaş müdahale edecek.
-"Hoop. O iş öyle olmaz! Büyükerşen olsaydı şöyle yaptırırdı" diyecek.
Sonuç olarak:
Elbette yanlışları var Büyükerşen'in.
Elbette eleştirilecek yönleri de.
Hatta...
Kızılacak, tepki gösterilecek huyları ve davranışları da.
Ama öğrenilecek de çok şey vardı Büyükerşen'den.
Ne yalan söyleyelim? Biz bunları, ayda hatta yılda bir karşılaşmak suretiyle öğrendik.
Sokaktaki vatandaş, hiç karşılaşmasa da yapılanlara bakarak öğrendi birçoğunu.
Biz bu kadar az karşılaşmakla tüm bunları kendisinden öğrendik öğrenmesine de, yıllardır yanı başında olanlar bugüne kadar bunları öğrenebilmek yerine sadece "Büyükerşen sayesinde bir yerlere nasıl gelirim" in yollarını öğrenmeye çalıştılar ya...
Yanarım yanarım işte ona yanarım...
.....

Önder Baloğlu'dan "Görüşler"

Eskişehir'de çoğu gazetecinin üstadıdır ama kendisini "üstat" olarak görmez.
Kendisini, tören ve açılış gibi etkinliklerde kesinlikle göremezsiniz ama tören ve açılış gibi etkinliklerden eksik olmayan meslektaşlarımızdan daha çok hakimdir bu şehirde olup biten her konuya.
İçtendir ama içine kapanıklığı da vardır.
Uzun uzadıya cümleler kurmaz yazılarında ama üç kelimeyle üç sayfa yazıyı anlatabilen imrenilesi bir özellik taşır.
Yazıları geneldir ama okuyucuları özel.
Güne, O'nun yazılarını okumadan başlamayan insanlar yaşar bu şehirde.
Yaşamı mütevazi, kalemi etkili, bilgi ve donanımı üst seviyededir.
Eskişehir'in son 50-60 yılını, olayları ve anılarıyla, daha dünmüş gibi zihninde barındırır.
Sakarya ve Anadolu Gazetelerinde yayınlanmış köşe yazılarından derlediği "Görüşler" isimli bir kitap çıkarttı Önder Baloğlu.
Şehir dışında olduğumuz için tanıtımına gidemedik.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kitabın sadece önsözünü okuyup da, kitapla ilgili bir yazı kaleme almayı da içimize sindiremedik.
Her ne kadar kitapta yer verdiği yazılarının büyük bölümünü günlük gazetelerden okuma aşinalığımız olsa da, okumayı kaçırdığımız yazıları da okuyup, kitabı tamamladıktan sonra yazmaya karar verdik.
Önder Baloğlu'nun 398 sayfalık "Görüşler" kitabında Eskişehir ile ilgili ne ararsan var.
Her sayfada bir tanıdık bir isim var örneğin.
Eskişehir'in geçmişten bu yana gündemine oturmuş olaylar var peşi sıra...
Eskiden var olup şimdi olmayan mekânlardan tutun da, Eskişehir'in resmen hafızası mevcut bu kitapta.
Tavsiyemiz:
Ne yapın edin Önder Baloğlu'nun günlük yazılarından derlediği "Görüşler" kitabını mutlaka edinin ve okuyun.
Ben öyle yaptım.
Sağ olsun, imzalayıp gönderdiği kitabını da, okuduktan sonra rahmetli Demircan Arıkan'ın İznik'te yaşayan ve tam bir Önder Baloğlu hayranı olan Gürcan Arıkan'a postaladım.
......

CHP de şimdi de Kadın kolları krizi...

CHP İl Kadın kolları Başkanı Esma Altınel görevinden istifa edince, yerine Serpil Öztürk atandı.
Geçiş süreci bu şekilde devam etti.
Ancak, atama sonrası kongre yapma zorunluluğu süresi doldu.
Bunun üzerine kadın kolları kongresi gündeme geldi.
Bu arada, Hatice Kılıç'ın da CHP Kadın kolları Başkanlığı için aday olacağı ortaya çıktı.
Ama bir türlü CHP Kadın kolları kongresi için tarih belirlenemedi.
İşte önceki gün parti binasında bu konu biraz sıkıntı yaratmış.
Parti Meclisi üyesi Gaye Usluer'in de olduğu bir ortamda kadınlar, il kadın kongre tarihinin ne zaman olacağını merak etmişler.
İl başkanı parti binasında olmadığı için, telefonla arayıp "İl kadın kolları kongresi 12 mi? Yoksa 19 Ekim'de mi yapılacak?" diye sormuşlar.
İl Başkanı da biraz ters cevap vermiş olacak ki, ortalık bir hayli gerilmiş.
Kadın kolları kongre tarihinin niçin belirlenmediği, büyük bir sıkıntı yaratmaya başlamış.
Anlayacağınız...
CHP'de Karın kolları kongresi önümüzdeki günlerin polemiği olacak gibi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi