
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Büyükerşen'in yerinde olsaydık kimi aday gösterirdik?
Şimdi herkes aynı soruyu soruyor....
-"Büyükerşen Odunpazarı Belediye başkan adaylığı için kimi gösterir?" diye...
Ortada bir, aday adaylığını resmen ilan etmiş isimler var.
Bir de...
Aday adayı olması beklenen isimler.
Bunun dışında...
Sürpriz isimler.
Dolayısıyla...
Sorulan soruya cevap vermek mümkün değil.
Bunun mümkün olabilmesi için Büyükerşen gibi düşünmek gerekiyor ki, o da mümkün değil.
O halde bu soruya cevap verebilmek için yapılabilecek tek şey, kendimizi bir an için Büyükerşen'in yerine koymaktır.
Örneğin...
Büyükerşen'in yerinde olsaydık...
-"Geçtiğimiz seçimde çok az oyla kaybetti. Kaybetmesine bölünün Sol oylar neden oldu. Belediye Başkanlığı onun hakkıydı" der ve Nur Süllü'yü yeniden aday gösterirdik.
-"Parti içinde destekleyenleri var. Tanınıyor da. Seçim öncesi partide kavga gürültü çıkmasına da gerek yok" der ve Erman Gölet'i aday gösterirdik.
-"Son dönem tanıdım ama bana çok da faydası oldu. Hiç sözümden çıkmadı. Verdiğim her görevi yaptı" der ve Erdal Caferoğlu'nu aday gösterirdik.
-"Odunpazarı'nda partinin en çok çalışan ismi oldu. Bölgede ki aşiret oylarını da toplayabilecek bir isim. Çalışıyor araştırıyor da" der ve İbrahim Arslan'ı aday gösterirdik.
-"Zaman zaman yakındığım olsa da, bazı zamanlar beni kızdırsa da, yüzüme bazı gerçekleri söyleyebilen biri. Mecliste iyi de yetişti. Genç yaşına rağmen siyaset yapmayı biliyor" der ve Ayhan Kavas'ı aday gösterirdik.
Bunun dışında...
-" Neticede Bilim insanı. Genel merkezde de belirli bir ağırlığı var. Rektörlük seçiminde uğradığı bir mağduriyet yaşadı" der ve Gaye Usluer'i aday gösterirdik.
Hatta...
-"Genç bir isim. Bu yaşta Sendika Başkanlığı yapıyor" der ve Hasan Atak'ı aday gösterirdik.
Başta da dedik ya...
Biz olsaydık ismi geçen aday adaylarını böyle değerlendirir ve bu değerlendirmelerin ardından en makul ve mantıklısını çıkartırdık.
Ama Büyükerşen değiliz...
O yüzden Büyükerşen'in ne yapacağını? Kimin adaylığına sıcak bakacağını bilemiyoruz.
Odunpazarı adayının belirlenmesinde mutlaka kendine göre bir kriteri olacaktır.
Bakarsınız Odunpazarı adayını matematik üzerinden belirleyecektir Büyükerşen...
Nasıl mı?
Erman Gölet Erdal Caferoğlu'nu götürür, Nur Süllü Gaye Usluer'i...
Ayhan Kavas da Hasan Atak'ı götürünce x boşa çıkar...
X kim mi?
İşte o'nu da yine Büyükerşen bilir...
.......
Bu iş uzarsa CHP'deki her aday
adayı perişan olur haberiniz olsun...
Cumhuriyet Halk Partisi'nde, mahalli seçimler öncesi olağanüstü bir süreç yaşanıyor.
Hatırlarsınız...
Hemen her mahalli seçim öncesinde takvim belli olur ve bu belli olan takvim doğrultusunda aday adayları seçimlere 3-4 ay kala ortaya çıkardı.
Adaylar belirlendiğinde ise seçimlerin yapılmasına 45-50 günlük bir süre kalmış olurdu.
Önümüzde ki mahalli seçimler öncesinde farklı bir süreç takip ediliyor.
Seçimlere 8 ay kala aday adayları ortaya çıkmaya başlıyor.
Büyükşehir ve Tepebaşı adayları şimdiden belli olan CHP'de, Odunpazarı Belediye Başkanlığı için şu anda 5 aday adayı ortaya çıkmış vaziyette.
Aday adayı olması beklenenleri de ilave ettiğinizde bu rakamın 7-8'e çıkacağı tahmin ediliyor.
CHP'de aday adaylıklarının, normalden 4-5 ay önce ortaya çıkmasının şüphesiz hem avantaj, hem de dezavantaj sağladığı durumlar var.
Tabii "Adayın da hemen belirlenip açıklanması" şartıyla.
Eğer böyle bir yöntem izlenir ve aday ismi erken açıklanırsa, hem kırgınlıkların giderilmesi için, hem de adayın tanınırlığı ve parlatılması için daha çok vakit kazanılmış olunur.
Ancak...
Aday adaylarının ortaya çıktığı şu günlerde aday ismi açıklanmaz ve bunun için seçimin yaklaşması beklenirse, mevcut durum büyük bir dezavantaja neden olacaktır.
Çünkü:
Her aday adayının karşısında olan gruplar, seçim tarihi yaklaşana kadar o aday adayının kelimenin tam anlamıyla pestilini çıkartacak, aday açıklama günü geldiğinde, CHP de yıpranmamış hiçbir aday adayı kalmayacaktır.
O nedenle...
CHP ne yapıp etmeli ve aday adaylarının içinden aday ismini biran önce belirleyip ilan etmelidir.
Aksi takdirde...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, seçim süreci beklendiği takdirde, etrafta dayak yememiş hiçbir isim kalmayacağa benziyor...
......
Eleştiri bu kez vatandaştan
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi, iftar programlarıyla devam ediyor.
Hangi gün nerede iftar olacağı da çeşitli iletişim araçları ile duyuruluyor.
Zaman zaman bu konuda yaşanan aksaklıkları dile getiriyor, zaman zaman da bu aksaklıkları eleştiriyoruz.
Bu seferki eleştiri bize ait değil.
Bir okurumuz çekmiş fotoğrafı...
23 Temmuz Salı günü yapılan programın afişi.
Üzerinden iki gün geçmesine rağmen hala asılı duruyor.
Bu de yetmezmiş gibi...
Afişin üzerinde ki yazıda "Halil İbrahim Sofrasın'da " ibaresi konulmuş.
Fotoğrafı çekip gönderen okurumuzun üç tane sorusu var.
Birincisi: "Türk dünyası kültür Başkenti niçin iftar düzenliyor?"
İkincisi: "23'ünde yapılan programın afişi ayın 25'inde niçin hala asılı duruyor?
Üçüncüsü de...
Koskoca afişte," Sofrası'nda" olması gereken ayırma işareti nasıl oluyor da "Sofrasın'da" şeklinde olabiliyor?"
Bu sorulara cevap verirler mi vermezler mi bilemiyoruz ama?
Verirlerse, biz de merak eden okurumuza bu cevapları aktarırız...
........
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Yurt dışında yaşayan adam karısına bir mail gönderiyor:
Sevgili karıcığım, bu ay maaşımdan sana para gönderemiyorum, onun
yerine 100 öpücük gönderiyorum.Sen benim bir tanemsin.
Kocan Allen
Karısı da ona cevap veriyor,
Sevgili aşkım...
Gönderdiğin 100 öpücük için teşekkür ederim. Masraflar söyle;
1- Sütçü bir aylık süt için 2 öpücüğü kabul etti,
2- Elektrikçi 7 öpücükten sonra anlaşmaya razı oldu,
3- Ev sahibi kira için her gün 2-3 defa uğruyor,
4- Bakkal sadece öpücüğe razı olmadı, ona ilave başka şeyler de verdim,
5- Diğer masraflar toplam 40 öpücük...
Beni lütfen merak etme, daha 35 öpücük bakiyem var ve bu ayı çıkarabilirim.
Gelecek ay için de ayni yönde mi plan yapmalıyım? Lütfen bilgi ver.
Sevgili karin Josephine...