Dün yazdık...
MHP'de artık Kadir Çalışıcı'nın içerisinde olmadığı bir senaryo düşünülmüyor.
Herkes böylesi bir senaryoyu çoktan benimsemiş durumda.
Hatta durum öylesine bir hal almış ki;
"Parti genel merkezi böylesine bir tasarrufa sıcak bakmazsa, teşkilatlar Çalışıcı'yı aday gösterecek!"
O kadar!
++++
Bugün ise, böylesi bir senaryo içerisinde Çalışıcı'nın siyasi dengelerde yaratacağı dalgalanmaya bakalım istiyoruz.
Örneğin;
Büyükerşen'in girmediği seçimlerde Çalışıcı ile iktidar arasında bir yarış kendiliğinden ortaya çıkmaz mı?
Öyleyse;
Çalışıcı'nın seçimi kazanmaya yakın olması için en önemli şart elbette Büyükerşen'in seçime girmemesi olarak duruyor.
+++++
MHP ve Çalışıcı adına seçimin kaderi bu yüzden "Büyükerşen'in elinde" diyebilir miyiz?
Bir nebze!
Fakat, şunu da unutmayalım.
Çalışıcı, beraberinde güçlü isimlerle seçime girdiğinde, daha önce Büyükerşen'e giden sağ oyları kendi bünyesinde tutacaktır.
Bunun böyle olmaması yönünde kimse garanti veremez.
Bu nedenle, bahse konu durum ister istemez Büyükerşen açısından olumsuz bir tablo yaratacaktır.
Bunun üzerine AKP'nin kırsaldan alacağı oyları da eklersek, Büyükerşen adına zorlu bir süreç başlamış olur.
Belki de, bu zorlu viraj, Büyükerşen'in seçimlere girmeme kararı almasına bile yol açar.
Yani;
Çalışıcı'nın sırf adaylığı bile bazı dengeleri yerinden oynatabilir.
En önemlisi;
Kadir Çalışıcı, Büyükerşen'in seçimlere girmeme kararı almasını beklemek yerine, Büyükerşen'in seçimlere girmeme kararını aldıracak şartları kendiliğinden oluşturur...
+++++++
İşte MHP için en önemli senaryo da bu!
"Büyükerşen'siz bir seçim"
Daha doğrusu;
"Oyların üçe bölüneceği bir seçim"
AKP, CHP ve MHP...
Üçünün de ortak olduğu bir seçimde 150 bin oyu aşan başkanlığa gelir mi?
Gelir!
Kadir Çalışıcı ve ekibi bu kadar oyu alabilecek bir kapasiteye çakır mı?
Çıkar!
++++
İşte MHP bu hesabı şimdiden yapıyordur.
Tüm kamuoyu, zaten yukarıda bahsettiğimiz ihtimalleri konuşmaya çoktan başlamış durumda.
MHP'nin önünde çok önemli bir fırsatın durduğu konusunda herkes hem fikir...
Öyleyse, iş MHP'nin kendisine kalıyor.
Seçimin figüranı değil, aktörü olmak için önlerinde yol açık.
Dün bunu da yazımızda belirttik.
Bu yola MHP'nin nasıl gireceği, girdiğinde nasıl yol alacağı çok önemli.
Çok hassas siyasi adımlar atmak zorundalar.
"Partimiz, partilimiz" yerine "tüm kentimiz" anlayışı benimsenmeli.
Hem adaylar, hem de listeler bu anlayışa göre yapılmalı...
Ya da buna benzer pek çok siyasi kararlar için parti şimdiden kendini hazır tutmalı.
En önemlisi;
Uzun süredir devam eden kişimler ve teşkilatlar arasındaki soğukluk artık son bulmalı...