Çek değerli bir kâğıttır...
Üzerine yazmış olduğunuz rakam, nasıl bir değer taşıdığını ortaya koyar.
Ancak...
Çek'i değerli kılan asıl nokta, üzerine yazdığınız rakamın bankada karşılığının olup olmamasıdır.
Karşılığı yoksa üzerine ne kadar bol sıfırlı rakam yazarsanız yazın o çek'i değerli hale getiremezsiniz.
Yazdığınız rakamın karşılığı varsa, işte o zaman o kâğıt parçası üzerinde yazılı rakam kadar değer taşır.
Siyasette "Aday" ismi söz konusu olduğunda aklımıza hep bu benzetme gelir.
Çünkü...
Ticarette kullanılan Çek ile siyasette yer alan Aday arasında, bize göre büyük benzerlikler vardır.
Aday olarak ortaya çıkarttığınız isimlerin meziyetleri fazla olabilir.
Kamuoyunda değer görebilecek meslek ve yeteneklere sahip de olabilirler.
Ama şehirde herhangi bir karşılıkları yoksa tıpkı "karşılıksız çek" misali hiçbir değer ifade etmezler.
"İyi Aday" mevzuunda da asıl olan, tıpkı Çekte olduğu gibi üzerinde ki yazan rakam değeri değil, "karşılığının" var olmasıdır.
Karşılığı olmayan aday konusunda en acı tecrübeyi Eskişehir'de AK parti yaşadı.
99 seçimlerinde Faruk Karaçay'ı aday gösterdi hatırlarsanız.
İyi bir Belediyeci, düzgün bir bürokrattı.
Ama şehirde karşılığı yoktu.
Keza 2004 seçimlerinde Prof Dr Hasan Gönen aday yapıldı.
İyi bir insan, düzgün bir Akademisyendi.
O'nun da tanınırlığı ve şehirde karşılığı bulunamadı.
Üzerlerinde taşıdıkları değer, karşılığı olmadığı için seçmen nazarında hiçbir anlam ifade etmedi.
Netice olarak...
Karşılıksız kalan aday isimleri, her iki seçimin birden kaybedilmesine yol açtı.
Şimdi yeni bir seçim yaklaşıyor.
İktidar Partisi, iki seçimdir alamadığı Büyükşehir'i alabilmek için ortaya bir aday çıkartacak.
Bakalım bu defa gösterilecek olan aday, üzerinde taşıdığı değere göre mi? Yoksa karşılığının olup olmadığına bakarak mı belirlenecek?
Gerçekten merak ediyoruz...
......
Olimpiyatları niye biz alamadık da Japonya aldı sizce?
Japonya'da çevre temizliliği ile ilgili duyarlılık had safhada.
Çevreye en çok zarar veren atıkların başında da pet şişeler geliyor.
Zira...
Bu pet şişeler, atıldıkları doğa tarafından yüzyıllar boyunca yok edilemiyor.
İşte Japon hükümeti, bu pet şişelerin doğaya atılmadan önce toplanıp bertaraf edilmesi için yeni bir yöntem uygulamaya başlamış.
Bankamatik benzeri makineler tasarlayıp, bu makineleri özellikle Metro girişlerine yerleştirmiş.
Makineye bir boş pet şişe atıyor, karşılığında ise bir metro jetonu alıyorsunuz.
Böylelikle hem çevreye atılacak pet şişeler toplanmış oluyor, hem de doğaya atılarak çevreyi kirletecek olan pet şişeler karşılığında Metro ile bedava yolculuk sahibi oluyorsunuz.
Devletin, hem makineyi yapma hem de bedava jeton vermeden dolayı bir sürü zararı var.
Ama...
Aynı Devletin çevrenin kirletilmesini önleme gibi büyük bir kazancı da var...
Şimdi büyük bir tartışma var ya "Olimpiyatları niye biz değil de Japonya aldı?" diye...
Galiba iki ülke arasında büyük bir anlayış farkı var da o yüzden...
Onlar, çevre kirlenmesin diye makine yapıp pet şişeleri toplamak için Metro jetonu veriyor.
Biz ise...
Doğaya ulu orta attığımız pet şişelerin yarattığı çevre kirliliğini önlemek için harcadığımız para yüzünden, Metro bile yapamaz haldeyiz.
.......
İyi gidiyor şimdilik...
Cumhuriyet Halk Partisi'nde Odunpazarı için büyük bir yarış var.
Aday adaylığını açıklayan 4 isim oldu bugüne kadar.
Erman Gölet ile Erdal Caferoğlu aday adaylıklarını birer Miting havasında ilan ettiler.
Ayhan Kavas ve Ali Ulu ise müracaat ederek duyurdular aday adaylıklarını.
CHP'de Odunpazarı için başlatılan bu mücadelede, ortalığın kızışacağı ve aday adaylarının birbirine güç gösterisinde bulunacağı, bu yüzden de parti içinde büyük bir kargaşa çıkacağı beklentisi vardı.
Hatta...
Aday adaylarının birbirlerini yıpratma pahasına asıl zararı partiye vereceği beklentisi hakimdi.
Şu güne kadar yaşananlara baktığımızda böylesine bir beklentinin karşılık bulmayacağı anlaşılıyor.
Zira...
Aday adayları cephesinden bakıldığında iş oldukça sakin ve seviyeli geçiyor.
Örneğin:
Aday adayı Erman Gölet, aday adaylığını önceki gün açıklayan Erdal Caferoğlu'nu ziyaret edip başarılar diliyor...
Keza...
Erdal Caferoğlu, bilboardlarda aday adaylığı ilanı çıkan Ayhan Kavas'ı arayıp, tebrik ediyor.
Sonuç olarak...
İş sonra bozulup, kötüye gider mi bilemiyoruz ama...
Şimdilik aday adayları birbirlerine karşı süreci iyi götürüyor.
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de... genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla.
- Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaaz... Ama nerden anladın?
- Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.
Derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.
Diğerleri:
- Saçmalama lan olmaz öyle şey!
- Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.
