4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÇEVRE PLATFORMU

Eskişehir' de, Çevre Platformu' nun kurulması, Çevre Platformu Yönergesi hazırlaması, gerek çevre, gerekse, kent açısında olumlu bir gelişmedir. Yönerge ne gibi hükümler içeriyor bilinmez ama Çevre Platformunun, önündeki en önemli problem, çevre ile ilgili mevzuat çokluğu ve çok fazla kurumun, yetkili olması sonucu yetki kargaşası yaşanmasıdır. Türkiye' de, 36 kuruluş, çevre mevzuatı ile ilgili görev yapmaktadır. Tespit edebildiğimiz kadarıyla, çevre ile ilgili 81 kanunun, 6 K.H.K, 32 uluslar arası sözleşme, 37 tüzük, 28 yönetmelik olmak üzere toplam 184 hukuki düzenleme vardı. Ayıca arazi ve toprak kullanımı konusunda 64, hava kirliliği konusunda 13, su kirliliği ve kullanımı konusunda 37, flora ve fauna konusunda 45, tarihsel çevre konusunda 9, nükleer kirlenme konusunda 10, düzenleme vardır. Bunlardan başka özel çevre alanları, katı atık yönetmeliği ve 443 sayılı K:H.K. vardır.
Çevre koruması, çevre kirliliğinin önlenmesi ve doğanın dengesinin bozulmaması için, bunca mevzuat ve yasal düzenlemeler, gelişen teknoloji karşısında, yetersiz kalmakta ve yeni düzenlemeler ve örgütlenmeler gerektirmektedir. Ayrıca tüm çevre sorunlarının, üstesinden gelebilmek için de ulusal ve yerel doğru strateji ve politikalar oluşturmak zorundayız. Bu alanda, devlete ve çevre örgütlerine ciddi görevler düşmektedir.
Bu görevler, yerine getirilirken zorluklar olacaktır. Bu zorluklar, güven ortamı yaratarak, özellikle de kişi/kişiler doğru bilgilendirilerek, Kamuoyuna karşı şeffaf çevre strateji ve programları hayata geçirerek aşılacaktır. Ancak hiçbir çevre programı, gerekli ekonomik destek sağlanmadıkça, yeterli de kaynak oluşturmadıkça başarılı olmaz. Bu nokta çevre ile ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları için de geçerlidir.
Ayrıca dönem Başkanı Emin CAN, "... Amacımız, yerelden hareketle çevre bilincini, çevre duyarlılığını geliştirerek doğayı, çevreyi ve doğal hayatı korumak için örnek çalışmalar yapmak, gönüllülük esaslı kitlesel bir çevre hareketi oluşturarak, toplumu çevre ve çevre-sağlık konusunda bilinçlendirirken, karar alma mekanizmalarını etkilemek ve alınan kararların uygulanması için, mücadele etmektir." sözleri umut vericidir.
Platformun, tüm siyasi görüşlere eşit mesafede olması, siyasetçilerin platformda yer almaması, klasik çevre örgütleri imajından farklı olarak çalışacağını açıklaması, özellikle de yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları ve üniversitelerin işbirliği yapılacağının kamuoyu ile paylaşılması, platformun başarılı olacağının da sinyalleridir. Özellikle de Platformun, çalışmaları ve etkinlikleri hakkında, kamuoyunun, basın yayın ve diğer iletişim araçlarıyla bilgilendirmesi halkımız, çevre açısından bilinçlenmesini de sağlayacaktır.
Elbette Eskişehir' de, daha refah bir yaşama ulaşmak ve huzurlu bir yaşam sürmek için, yaşanabilir bir çevre oluşturmak, kentteki mevcut sorunlar içinde, ilk sıraları almaktadır. Bunun için de, insan yaşamını, yakından etkileyen her türlü biyotik ve sosyolojik, kültürel, tarihsel, iklimsel ve fiziksel faktörlerin, en iyi şekilde korunması gerekmektedir.
Çevrenin korunmasında, örgütlenme, mevzuat yanında en önemli unsur çevre eğitimidir. Ülkemizde ve Eskişehir' de çevre eğitimi, okul öncesi eğitim kurumlarından başlayarak, nitelik açısından iyileştirilerek ve yaygınlaştırılarak verilmelidir.
Çevre eğitimi, ulusal ve yerel bir sorun olarak ayrı ayrı ele alınmalı, politika ve stratejiler tespit edilmeli, uygulama esasları da belirlenmelidir. Ayrıca çevre eğitimi, yaşamın her aşamasında ve toplumun tüm kesimlerini içine alacak şekilde düzenlenmelidir.
Çevre eğitiminde, öğrencilere çevre örgütlerinde çalışma imkânı verilerek, işbirliği içinde belirlenen hedeflere yönelik hareket etmek anlayışı getirilmelidir. Çevre derneği ve çevre platformuna ve Orman ve Çevre İl Müdürlüğü' ne, bu alanda ciddi görevler düşmektedir.
Öte yandan Eskişehir' in, kirlilik haritası, fauna ve flora gibi doğal kaynakların envanteri ve çevre durum raporu çıkartılmalı, çevre insan sağlığı üzerinde, ciddi araştırmalar yapılmalıdır. Çevre korunmasında, Vilayet, belediyeler ve ESO' ya da ciddi görevler düşmektedir. Kente kirletmeyen teknoloji girdileri sağlanmalı, az atıksız ve atıksız teknoloji içeren sanayi teşvik edilmeli, enerji kaynakları da rasyonel bir biçimde kullanılmalıdır. Arıtma teknolojileri getiren kuruluşlara, öncelik tanınmalıdır. Katı atıkların yok edilmesi içinde, en iyi ve en uygun teknolojiler kullanılmalıdır.
Elbette çevre ile ilgili alınacak, pek çok önlem ve uygulama var. Önemli olan çevreye sahip çıkmak, doğru stratejiler belirlenmek, özellikle de halkı bilinçlendirmek gerekir. Orman ve Çevre İl Müdürlüğümüze, Çevre Platformu ve derneğine, bu alanda önemli görevler düşmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi