1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP 9 seçimdir seçmenini sandığa götüremiyor...



Seçimlerde, oy kullanmayanların büyük bir bölümünün Sol, ya da CHP seçmeni olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Bunu, Cumhurbaşkanlığı seçiminde açıkça gördük.
AK Parti, gerek seçim çalışmaları ve gerekse teşkilatlarının bu yöndeki gayretleri sonucu seçmenini sandığa taşımakta zorlanmazken, CHP bunu 9 seçim geçmesine rağmen hala başarabilmiş değil.
CHP seçmeni ya keyfini bozmama adına, ya da kızdığı için sandığa gitmiyor.
Bu durum iktidardaki AK parti tarafından da keşfedilmiş olmalı ki, seçim tarihleri hep ya yaz aylarına, ya da 7-8 günlük tatillere denk getiriliyor.
Aslına bakarsanız, seçimlerde kullanılmayan oy sayısı bir hayli fazla.
Nereden bakarsanız bakın, oy kullanmayanların tümünün başka bir partide toplanması halinde ortaya belki de 3 ncü, 4 ncü parti bile çıkabilir.
O nedenle...
CHP nin seçim çalışmaları, öncelikle insanları sandığa taşıma adına olmalı.
Zira...
Cumhuriyet Halk Partisinin, mevcut oyu üzerine ekleyebileceği en az 3-4 puan, sandığa gitmeyen,oy kullanmayan, partinin bu yönde hiçbir çaba harcamadığı yerde, yani dışarıda duruyor...
......


Eskişehir'deki AK partililere!

AK partililere sormak istiyoruz?
Eğer söylediğiniz gibi:
-Eskişehir'e bu iktidar tarafından Cumhuriyet döneminde gelmediği kadar hizmet geldiyse...
-Şehre, bin bilmem kaç kalem yatırım yapıldıysa...
-CHP'li Belediyeler bu şehir halkını inim inim inlettiyse...
-CHP'nin Eskişehir'de Milletvekili kalmadıysa...
-CHP'ye verilen oylar çöpe gidiyorsa...
-AK parti Eskişehir'de 30-40 yıllık hayalleri gerçekleştiriyorsa...
-AK partinin Eskişehir'e yaptıklarını başkaları hayal bile edemiyorsa...
-Seçmen 9 seçimdir AK partiyi işbaşına getirmeyi alışkanlık haline getirdiyse...
-AK parti iktidarında Eskişehir ilçeleri kalkındıysa.
-Şehre 20 nin üzerinde alt ve üst geçit ile köprülü kavşak kazandırıldıysa...
-Şehre 12 Milyar liranın üzerinde yatırım gerçekleştirildiyse...
-Bu şehirde Cumhuriyet tarihinin en önemli kırsal kalkınma hamlesi gerçekleştiyse...
-Yoldan suya, kültürden sanat ve spor'a kadar Eskişehir'in her türlü sıkıntısı sizin sayenizde giderildiyse...
Ve...
-Eskişehir, hükümetten alabileceği her türlü yardımın çok çok fazlasını aldıysa...
O halde, sizin yapılacak olan seçimin hiçbir endişesini taşımıyor olmanız gerekir...
Dahası...
Eskişehir halkının da sizi her gördüğü yerde sırtlarına alarak taşıması lazım değil mi?
Fakat bakıyoruz, böyle bir hava yok Eskişehir'de...
Bu zaten "Bir teşekkür bile etmiyorlar" ya da "yapıyoruz yapıyoruz yaranamıyoruz" demenizden de açıkça anlaşılıyor.
Galiba orta yerde bir problem var.
Ya: Siz Eskişehir'e yaptıklarınızı tam olarak anlatamıyorsunuz...
Ya: Yaptığınız işler Eskişehir'de karşılık bulamıyor...
Ya da:
Yaptığınız işler gerçekten doğru ihtiyaçlar için yapılmıyor...
Vallahi biz anlamadık bu işi...
Galiba sizin de anlamadığınız ortada...

.........

Hangi Arkadaşları engelledi? Hangi arkadaşları zam istedi?

Milletvekili Salih Koca "Belediye çeşmelerden akan suya zam yapmak istedi, bizim arkadaşlarımız engel oldu. Ama, çeşme suyuna zam yapılmamasının acısını Kalabak suyuna zam yaparak çıkarttılar" demiş.
Dışarıdan baktığınızda son derece doğru bir söylem gibi geliyor değil mi?
Fakat...
Tam da Salih Koca'nın söylediği gibi değil mesele...
Çeşme suyuna Belediye yüzde 10 zam yapılmasını istiyor. Konu Bütçe komisyonuna gidiyor. Bütçe komisyonu AK partili üyelerin çoğunlukta olduğu bir komisyon.
Bu komisyon "Yüzde 10 değil de yüzde 8 olsun" diyor.
Sonra meclise geliyor AK partili komisyon çoğunluğunun hazırladığı rapor.
Mecliste AK Partililerin çoğunluğuyla yüzde 8 zamma "Hayır" oyu çıkıyor.
Yani...
Salih Koca "Su zammını arkadaşlarımız engelledi" diyor ya...
Aslında, arkadaşlarının bir bölümü önce yüzde 8 lik zam yapılmasını istedi, ardından kendi istedikleri zamma hayır dedi...
Böyle de bir durum var anlayacağınız...

......
Harun Karacan ne diyor?

Harun Karacan ile konuştuk.
TOBB ne bağlı, başında olduğu BALO şirketinin toplantıları nedeniyle bir süredir şehir dışındaymış...
Kısa sohbet esnasında, gazetelerde yazılıp çizilenleri konuşurken laf dönüp dolaşıp Büyükerşen'e geçmiş olsun deyip demediğini sorduk...
-"Daha arayamadım" dedi önce.
Ardından da...
-"Ben ciddi bir kaza geçirdim. Bir ay hastanede, bir buçuk ay evde yattım. Sağ olsun çok kişi aradı. İnsan bu durumda aranmayı bekliyor. Ahmet Ataç da Kazım Kurt da aradılar. Geçmiş olsun dediler. Ben de kendilerine daha sonra teşekkür için aradım. Gönül falan koyduğum yok ama, hocadan bir telefon da almadım. Tabii ki "O aramadı ben niye arayayım" psikolojisi içinde değilim. Bu çocukça bir davranış olur. Şu sıralar hep Eskişehir dışındayım. İlk fırsatta da arar "geçmiş olsun" derim" dedi...
.......


Biraz da gülmek lazım

Vaktin birinde bakan olan görgüsüz birisi şoförüne sorar.
- Şoför söyle bakalım eşekle şoför arasında ne fark vardır?
Şoför bir süre düşündükten sonra mahcup bir şekilde;
- Bilemedim bakanım der.
Bakan cevap olarak:
- Eşeğe çüs diyince, şoföre ise dur diyince durur.
demiş. Bunun üzerine şoför çok sinirlenmiş ama karşıdaki bakan olduğu için bir şey söyleyememiş. Belirli bir süre sonra bu defa şoför bakana:
- Bir soru sorabilir miyim bakanım? der. Bakan da:
- Sor bakalım der. Şoför sorar:
- Eşekle bakan arasında ne fark vardır?
Bakan bir süre düşündükten sonra:
- Bulamadım şoför söyle bakalım diyor.
Bunun üzerine şoför de:
- Vallahi bakanım ben de bulamadım...


Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi