Başlığa bakıp da CHP lilerin ne kadar sanata ve kültürel faaliyetlere düşkün olduğunu yazacağımızı düşünmeyin.
Eskişehir'deki CHP liler gerçekten bir alem...
Hem de öyle böyle değil...
Ticaret Odası'nda taraf oluyorlar, Sanayi Odasında da...
Eskişehirspor deseniz, onda da taraf oluyorlar...
Eskişehir kesmiyor, Mühendisler Odasına bile el atıyorlar.
Seçime şunun şurasında 10 ay kalmış, açabildikleri kadar cephe açıyorlar.
Bir de taraf oldukları gruplar seçimden galip çıksa neyse, o da yok...
Sizin anlayacağınız, üzerine vazife olmayan her işin içindeler.
Parti iki ayrı yerden yönetilmeye çalışılınca oluyor bunların hepsi.
Parti binası ile Belediye binası ayrı ayrı çalıştığı için yaşanıyor tüm bunlar.
İl başkanı varken, kendini il başkanı görenler olduğu için, Belediye Başkanları, milletvekilleri, parti yöneticileri ayrı telden çaldığı için geliyor başlarına tüm bunlar.
Parti disiplini, parti gelenekleri ve temayüller hak getire.
Bir Genel merkez var, bir gayrı resmi genel merkez Eskişehir'de
Bir Parti binası var, bir de Belediye binası.
Bir resmi il başkanı var, bir de resmi olmayan il başkanı.
Bir partinin meclis üyeleri var, bir de Belediye Başkanının meclis üyeleri.
Seçim gelmiş kapıya dayanmış, hala anlamsız bir güç gösterisi, anlamsız bir tirip.
Bir meclis üyesi, grubuna danışmadan soru önergesi veriyor.
CHP grubu Türkiye'de örneği olmayan bir davranışla kendi arkadaşlarını protesto etmek için meclisi terk ediyor.
İl Genel Meclisi olmayan biri, il Genel meclisi grubu adına açıklama yapıyor.
Açıklamanın altında ki isim farklı, açıklamayı okuyan farklı.
Olay il başkanının önünde oluyor, milletvekilleri "Olur böyle şeyler" diyor.
Tüm bunlardan sonra söyleyeceğimiz tek bir şey var.
Bu ülkede...
Bir tek adamın sadece durarak yaptığı muhalefet bile CHP nin yaptığı muhalefetten daha çok ses getiriyorsa, CHP lilerin bu saçmalıklara bir son verip vermeyeceğini sorgulama vakti çoktan geçmek üzeredir...
--------------------
Kalıcı eser mi yapacaksınız? O halde Vilayet fidanlığını aynen koruyun yeter
Eskişehir'in merkezi sayılabilecek bir noktada, Vişnelik mahallesi sınırları içinde 70 Bin metrekarelik bir alan var.
Bu koskoca alanın ismi: Vilayet Fidanlığı.
Yıllardır hemen herkesin gözü bu 70 Bin metrekarelik alanda.
Buna Belediyeler de dahil.
Söz konusu alana gözünü dikenler, burasını biran önce beton yığınları ile kaplama ve böylece yaratılacak olan rantı kapma yarışına girmiş.
Aradan yıllar geçmesine rağmen Vilayet Fidanlığı ile ilgili bu düşünceden hiç vaz geçmediler.
Alanı sahiplenmenin yollarını arayıp durdular.
Birbirleriyle yarışırcasına fikir projeleri ürettiler.
Her defasında karşı çıktık bu alan üzerinde yapılaşma olmasına.
Gerek kişiler, gerekse Belediyeler eliyle bu alanın üzerine kesinlikle yapılaşma olmaması için çaba harcadık.
Hemen her yazımızda, bu alanın böylece kalmasını hatta daha da ağaçlandırılması gerektiğini, Eskişehir'in merkezine yeni bir ciğer ilave edilmesini istedik.
Bizim gibi düşünüp, bu konuda hassasiyet sahibi olanların da baskısıyla Vilayet Fidanlığına herhangi bir tasarrufta bulunulamadı.
Çünkü...
Yasalar buna el vermedi.
Ancak...
Bu güne kadar olmaması, bundan sonra olmayacağı anlamı taşımıyor.
Zira...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, söz konusu alanın cazibesi her geçen gün artmaya başladı.
BİNA YAPACAĞINIZ ZAMAN AKLINIZA HEP YEŞİL ALANLAR MI GELİYOR?
İşte tam bu noktada İl Genel meclisi giderayak bir karar alarak, Vilayet Fidanlığı alanını Hazineye devretti.
"Giderayak" diyoruz, zira İl Genel meclisinin görevi, 2014 Mart'ında yapılacak seçimlerle birlikte Eskişehir'de tamamen sona eriyor.
İl Genel Meclisi'nin, Vilayet Fidanlık alanını Hazineye devretme nedeni ise, Türk dünyası Kültür Başkenti projesi çerçevesinde bu alan üzerine "Kalıcı eser" adı altında Sanat ve kültür içeren binalar yapmak.
Bu alan üzerine kütüphane ve benzeri binalar yapılacağı ilk gün de aynı tepkiyi vermiştik.
-"Bina yapacağınız zaman ilk aklınıza Yeşil alanlar mı geliyor?" diye sormuş, bu sorumuza verilen "Orada fidan mı var?" şeklinde ki cevap üzerine de;
-"Fidan yoksa bile orayı fidanlarla donatmak sizin göreviniz değil mi?" demiştik.
AYNI KAFA AYNI ZİHNİYET
Şimdi de aynı noktadayız.
Neymiş efendim, bina yapmak için alınan bu alan karşılığında üç katı büyüklüğünde başka bir alan "Yeşil alan" olarak ayrılacakmış.
Stadyum meselesinde ki kafa ile bu kafanın hiç mi hiç farkı yok.
Yahu, elinizde üç katı büyüklüğünde alan varsa, niye götürüp o yapacağınız binaları o arsaya yapmıyorsunuz da, Vilayet fidanlığına göz dikiyorsunuz ki?
Neden, insanların "Yeşil alan olsun" şartıyla bağışladığı bu alana bina dikme inadında bulunuyorsunuz ki?
Anlamak mümkün değil.
Sonuç olarak...
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi zaten ölü doğdu.
6 ayı, açılış mı kapanış mı belli olmayan bir tek etkinlikle geçti.
Şimdi de kalkıp, bu proje kapsamında "Kalıcı eser" adı altında Vilayet fidanlığına koca koca binaları dikmek istiyorlar.
Yeşil'i kaldırıp, sözüm ona kültür'ü getirdik sanıyorlar.
Bana kalırsa, bu işten biran önce vaz geçilsin.
Vilayet fidanlığı denilen 70 bin metrekarelik alan, üzerine tek bir bina bile yapılmadan aynen korunsun.
Şuna eminiz ki, bu Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin en kalıcı eseri olacaktır...
Kaldı ki bu iş para da istemiyor...
-------------------
Eskişehir'deki müsamahayı en iyi anlatan fotoğraf olmuş...
Espark önünde dün sabah saatlerinde de yaşanmış müdahale.
Polis, kapanan yolu yeniden açmış.
Olayların çıkmaması için Espark önünde görevlendirilen polisler de bir ara dinlenmeye çekilmişler.
İşte o anda oturdukları yer ile arkadaki yazılar ortaya ilginç bir tablo çıkartmış.
Fotoğrafı hangi meslektaşımız çekti bilemiyoruz.
Ama...
Bence, Eskişehir'de ki sağduyulu ve her iki taraf için de müsamaha dolu süreci en iyi anlatan fotoğraflardan biri olmuş.
---------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir sabah kadın uyanır uyanmaz;
- Kocacığım, rüyamda ne gördüm biliyor musun? akşam eve elinde çok güzel bir paketle geliyordun...
- Eee?
- Ben de paketi heyecan içinde açıyorum ve içinden ne çıkıyor bir bilsen!
- Neymiş?
- Bir inci kolye! Sence bunun anlamı ne?
Adam gülümser:
- Bu akşam öğrenirsin sevgilim.
Akşam olur adam elinde güzel bir paketle eve gelir.
Kadın gözlerine inanamaz; çok heyecanlanır:
- Kocacığım, sen bir harikasın!
Ve aceleyle paketi açar. Kutunun içinden bir kitap çıkar. Üzerinde 'rüya tabirleri' yazmaktadır.