1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP "Demokrasi" deseydi yetecekti iyi mi?

-Yoksul sayısı 20 Milyon'a ulaşmışken.
-İşsiz sayısı yüzde 10'un üzerindeyken.
-Yolsuzluk ve rüşvet iddiaları her geçen gün çoğalırken.
-Basına karşı resmen sansür uygulanıyorken.
-Ergenekon ve Balyoz gibi davaların düzmece olduğuna dair algı her geçen gün artarken.
-Yargıya güven azalırken.
-Emniyet içindeki operasyonlar durmak bilmezken.
-Gazeteciler ve yazarlar hapse atılırken
-Ayakkabı kutularından milyon dolarlar çıkarken.
-Bakanlar birbiri ardına istifa ederken.
-10 yıl iktidarı birlikte paylaşanlar, bu gün için gırtlak gırtlağa girmişken.
-İktidara yakın işadamlarına ihalelerin verildiği iddiaları ayyuka çıkmışken.
-Başbakan ve bakan çocukları ile ilgili söylenenler almış başını gidiyorken.
-Paralel devlet iddiaları ciddi biçimde konuşuluyorken.
-Savcılar ve Emniyetçilerin, birilerinin güdümü ve yönlendirmesinde olduğu söylenirken.
-MİT'in de içinde bulunduğu karmaşık olaylar ülke gündemini kaplıyorken.
-Dış politikada Türkiye yalnızları oynamaya başlamışken.
-İnternete kısıtlama getirilmek isteniyorken.
-Kendi ülkesinin vatandaşının bombalanması emrini hala kimin verdiği ortaya çıkmamışken.
-Devleti yönetenlerin ses kayıtları bir bir vizyona sokulurken.
-Dün kardeş olanların bugün bedduaları resmen havalarda uçuşuyorken.
-İşçi, Köylü, Memur, Çiftçi, Esnaf, Tüccar, sanayici hayatından memnun değilken.
-17 Aralık operasyonları ile döviz yüzde 20 artmışken.
-Türkiye'nin uluslar arası değerlendirme kuruluşları tarafından notu düşürülmeye başlanmışken...
Kısacası...
İktidar partisi adına bu ve buna benzer bir dolu olay yaşanırken...
CHP'nin yapması gereken tek şey, tüm bu olup bitenler karşısında Demokrasi'ye olan inancını açıkça ortaya koymaktı.
Bunu ilk başlatacağı yer ise, partisinin içiydi.
CHP bunu yapmak yerine, yukarıda saydığımız ve hemen herkesin bildiği olumsuzlukları tekrarlamak ve iktidar partisini bu yöntemle vurma yoluna gitti.
Tabi bu arada...
Demokrasi'ye olan bağlılığı ve inancını unutuverdi.
Aslına bakarsanız...
İktidarın yaşadığı olumsuzluklar karşısında zaten süreç kendi lehine ilerliyordu.
Bunun üzerine sadece Demokrasi'yi koymuş olması yetecekti.
CHP...
Zaten gözden düşmeye başlamış bir iktidar partisinin yarattığı olumsuzluklar karşısında, ne olurdu ki parti içi demokrasiyi işletiverseydi?
-"Bakın bunca anti demokratik uygulamalar karşısında demokrasiyi yaşayan ve yaşatan tek parti CHP'dir" deyiverseydi ne olurdu?
Ama yapmadı işte...
Hani zaman zaman "Bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu var" diyorlar ya...
Bu benzetmeye çok kızardık.
Tüm bu süreçte yaşananlara şahit olunca, "Acaba bu doğru bir tespit mi?" diye sorgulamaya başladık.
-------------------------------
Kararlıyım ben kimseye...
Tepebaşı Belediye Başkanı ve CHP Tepebaşı Belediye Başkan adayı Ahmet Ataç'ın son günlerde üzerine basa basa söylediği önemli bir söz var...
-"Seçim süreci boyunca, bana hakaret etmeyen, kişisel haklarıma saldırıda bulunmayan, kasıtlı olarak benim hakkımda kötü sözler söylemeyen hiçbir aday için olumsuz bir muhalefet yapmayacağım" diyor.
Neticede, seçimin bir yarış olduğunu söylüyor Ahmet Ataç.
Bu yarışta kazanmanın da kaybetmenin de olabileceğini söyleyip;
-"Kaldı ki; ben hem kazanmanın hem de kaybetmenin sonuçlarını yaşamış bir kişiyim" diyor.
Bu sözler, seçim öncesi yarış sürecinde bir hayli önem arz eden sözler.
Ahmet Ataç, bu sözü veriyor...
Rakip adaylara ve partilerine hakaret edip, kasıtlı kötü muhalefet yapan ilk kişi olmayacağını ifade ediyor.
Dileriz...
Ahmet Ataç'ın altını çizdiği bu sözler, rakip adayları ve partiler için de geçerli olur.
Zira...
Sağcı olsun solcu olsun tüm seçmenin kendi partilerinin ve adaylarının kazanmasından çok, temiz bir seçim süreci istediği bir ortamı yaşıyoruz...
---------------------------
Cam'dan Ney olur mu? Demeyin...
Faruk Akay, Odunpazarı'nda ki Camzade'yi Eskişehir'e kazandıran isim.
İtalya'nın Cam ile ünlü şehri Murano'yu gezerken, orada yapılanlardan bir hayli etkilenmiş.
-"Bu işi niye Eskişehir'de yapmayayım kİ?" demiş kendi kendine.
Gelir gelmez de başlamış araştırmaya.
En uygun yer olarak Odunpazarı'nı tespit etmiş.
Tarihi değeri olan bir evi restore ettirmiş önce.
Üst kata sanatçıların çalışabileceği bir imalat merkezi, alt kata da üretilenlerin sergilendiği bir dükkan yerleştirmiş.
Sonrasında da...
Kendisini bu işin içinde tam anlamıyla buluvermiş.
Ve süreç içinde, bu iki katlı binada Cam hayat bulmaya başlamış.
O kadar güzel eserler çıkmış ki, daha ilk günlerden satışlar almış başını gitmiş.
Zaman ilerledikçe, dükkânın içi cam'dan yapılmış ve birbirinden güzel hediyelik eşyalarla doluvermiş.
Önceki gün uğradık Camzade'ye.
Önce, Cam sanatçılarının üst katta ki çalışmalarını izledik uzunca bir süre.
Ardından, üretilen işlerin sergilendiği alana indik.
Emin olun insan hangisine bakacağını şaşırıyor.
Hangilerini alacağına da bir türlü karar veremiyor.
Tabii her eser çok güzel ama, ne yalan söyleyelim en çok ilgimizi çeken cam'dan yapılma NEY oldu.
Bire bir yapılmış. Üstelik çıkarttığı ses de aynı.
Camzade adına patentini de almış Faruk Akay Cam Ney'in...
Dahası...
İlk örnekleri çıkar çıkmaz devlet büyüklerine hediye olarak gitmeye de başlamış.
Siparişler adeta birikmiş.
Eskişehir Cam sanatlarında iddialı olmak istiyor.
Bu iddiada Camzade ise önemli bir rol oynuyor.
Vaktiniz olursa gidin bir gezin Camzade'yi...
Başınız resmen dönecek...
Cam'a Can katıldığına bizzat şahit olacaksınız...
---------------------------------------
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Ferit ölüm döşeğindedir. Karısı Cavidan da bu son anlarında onun yanındadır ve çok üzgündür. Kocasının elini tutar ve gözlerinden yaşlar boşanır. Ferit son gücüyle fısıldar:
- Cavidan! Cavidan yaşlı gözlerle; sus sevgilim! der. Ferit; Cavidan sana itiraf etmem gereken bir şey var der. Cavidan;
Kendini yorma sevgilim. İtiraf edecek hiçbir şey yok!der. Ferit ısrarla;
-Hayır var! Huzur içinde ölmek istiyorum der. Cavidan susar ve dinler. Ferit devam eder;
Kız kardeşinle yattım. En iyi arkadaşın ve annenle de yattım der. Cavidan sükûneti bozmadan ve kocasının elini bırakmadan cevaplar; Biliyorum sevgilim. Seni o yüzden zehirledim zaten...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi