Bugünlerde CHP'den sürekli aynı açıklamaları duyuyoruz.
Kâh eski yöneticiler, kâh bugünkü idareciler aynı şeyi söylüyor.
"Birlik olalım" diyorlar.
Bu tür açıklamalar aslında kronolojik olarak gelir.
Nasıl olduğunu da şöyle anlatalım;
+++
Seçim öncesi CHP'den açıklama yapılır;
"İktidar için birlik olmalıyız"
Seçime giderken CHP'nin yöneticileri konuşur;
"İktidarı istiyorsak birlik olmalıyız"
Seçim çalışmaları başladığında üst düzey yöneticiler konuşur;
"Başarı için birlik olmak şart!"
Seçim hazırlıkları başlar, bayraklar asılır, toplantılar düzenlenir;
"Sandıktan çıkmak için birlik olmamız gerekiyor" denir.
Sonra adaylar açıklanır.
Fakat adayları hiç kimse sevmez!
Adayları açıklayan kurum ile adayları sahiplenenler konuşur bu kez;
"Adaylar etrafında buluşup, birlik olmalıyız"
Sonra seçimler gelir.
Sonuçlar ortaya çıkar.
Hemen ertesinde partiden açıklama yapılır;
"Sonuçlardan ders çıkarmalıyız, bunun için birlik olmak gerekir" denilir.
Daha sonra bir sonraki seçimin hedefi için parti yöneticileri konuşur;
"Bir sonraki seçimden başarıyla çıkmak için birlik olmalıyız" sözleri duyulur.
++++
Anlayacağınız;
CHP hep birlik olmak ister.
Ancak seçimler gelir geçer, o istenen birliktelik hiç olmaz!
Sonra da 'Ak Parti neden hep iktidar?' diye şikâyet edilir.

******************

HERKES YİNE LİSTE BAŞLARINI TUTMUŞ DURUMDA.

Kendisine siyasi hedef koymuş kiminle görüşsek, herkes şu an için seçime konsantre olmuş durumda.
Ankara'nın yolları tam anlamıyla aşınıyor yani.
Hızlı tren artık siyasetçilerle dolup taşmaya başladı.
Herkes gönlündeki aslan için genel merkez yolunu tutmuş durumda.
+++
Genel merkez ziyaretlerinde herkes tanıdığı bir ismin odasını mesken tutmuş gidiyor.
Hatta genel merkez koridorlarından yüksek seslerin yükseldiğini de duyuyoruz.
Son olayı Murat Taşkın dile getirmişti.
CHP'lilerin parti merkezindeki halini kamuoyuna sunmuştu.
+++
CHP'de kavgalar elbette erken başlar.
Yaşanan yüksek sesli çekişmenin doğal olduğunu söylemekte fayda var.
Birde ekleyeceğimiz şudur;
Genel merkezden her dönen vekillik adaylığını yine cebine koyup dönüyor.
Artık bu işe de alışmış durumdayız!
Çünkü kiminle konuşsak;
"Şuradan işimi bağladım, listenin üzerindeyim!" diyor.
Listeye gireceği kesinleşmiş, birde üst sırayı kapmış yani.
+++
Sadece Ankara'ya gidip gelenler değil...
Ankara'da olanlar da aynı fikirde!
"Benim işim tamam, diğerleri düşünsün" diyenler var.
Şaşıyoruz bu işe;
Çünkü top topu her partiden altı isim yazılacak listeye.
Ancak şu ana kadar en az 50 kişiyle bu konuyu görüştük.
Ve neredeyse tamamının yeri kesindi!
Siyaset işte.
Umut, ego, koltuk sevdası, makam aşkı falan...
Hepsi birleşince herkes listenin birinci sırası oluyor...
Listeler açıklanınca da tüm hevesler elbette kursaklarda kalıyor.