Tartışmalı il kongrelerinden sonra CHP kurultayını nihayet yaptı!
Partinin genel başkanı rakipsizdi!
Ancak parti yönetimi için büyük mücadele vardı.

AKP il kongrelerini bile stadyumlarda şenlik gibi yaparken;
CHP'nin bir salona sokuşturulmuş kurultayında yine parti içi mücadeleler öne çıktı!
Listeye girmek isteyenler, listelerdeki yerini korumak isteyenler, listeleri delmek isteyenlerin mücadeleleri habercilere epey malzeme çıkardı.

Biz Eskişehir'i ilgilendiren kısma bakalım hemen...
CHP kurultayından öne çıkanları ya da kaybedenleri değerlendirelim...

En önce başlayacağımız kişi kuşkusuz Kazım Kurt!
Kurt için pek çok iddia ortaya atıldı.
Partide genel başkan yardımcılığına getirileceği sürekli söylendi.
Büyükerşen'in kanatları altında vekil olan Kurt'un, yine aynı kanatlar altında bu göreve getirileceğine kesin gözüyle bakıldı.
Ancak Kurt'un ismi parti meclisinde bile yer almadı!

Ve diğer milletvekili Süheyl Batum...
CHP'nin en öne çıkan ismiydi.
Eskişehir vekili olurken genel başkan yardımcısıydı.
Çok popülerdi!
Ancak bu şehrin vekili olan nedense anında bu kimliğini yitiriyor.
Batum'da parti yönetiminde yer almadı!
Kaybedenlerdendi!

Gelelim teşkilata...
Kim ne derse desin, Erman Gölet'in bir beklentisi vardı!
Ancak tam tersi işler ortaya çıktı.
Bırakın Gölet'in genel merkezde görev almasını;
Kurultay delegasyonu listesine bile yazmadığı Gaye Usluer parti meclisine girdi.
Kurultayın kazanan tek Eskişehirlisi oldu!

Ve belediye başkanları...
Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç'ın kurultayda büyük ilgi gördüğü söyleniyor.
Ancak parti yönetimi için en küçük bir şeye karışmadıkları da konuşuluyor.
Sadece kurultaya katılmışlar.
Kendilerine olan ilgiye karşılık vermişler.
Ve olan biteni de sadece izlemekle yetinmişler!
Belki de 'nede olsa yerel seçimin karar vericileri biziz' havasındaydılar.
Bilemiyoruz...

Kurultay sonrası Eskişehir cephesinin durumu böyleydi!
Bir tarafta umutlananlar, umduklarını bulamayanlar, ellerindeki kaybedenler ve kazananlar...
Olan biten bu!
Ancak CHP yönetiminde, CHP'li Eskişehir'den sadece bir ismin bulunması da son derece ayıp!
Bu ayıbın sahibi kimler olabilir acaba?

------

İŞTE ESKİŞEHİR'İN GÜZELLİĞİ!

Galiba İskoçlarda böyle bir şehir ile karşılaşacaklarını sanmıyorlardı!
Öyle ya;
İskoçlar şehirde öyle güzel görüntüler verdiler ki, tam anlamıyla 'şehir keyfi' dedikleri türdendi!
Kimisi Barlar sokağına gitti!
Eskişehirsporlu taraftarlar ile aynı masada oturdular.
Birbirlerine anılarını anlattılar.
Biralarını yudumladılar, ülkelerini anlattılar.
Es-Es taraftarı ile kol kola girip fotoğraflar çektirdiler.
Kimisi de Porsuk sahilini mesken tuttu!
Mayolarını giyip uzandılar sereserpe!
Güneşin ve Porsuk'un tadını çıkardılar.
Baktık ki bazıları da Kentpark'taki plaja akın etmiş!
Serinlemek için deniz olmayan memlekette denize girmiş!
Hayran kalmışlar!

Gelelim kendimize...
Galiba tüm Avrupa'ya örnek olduk, oluyoruz...
Avrupalı rakiplerini böylesine güzel karşılayan, ağırlayan ve misafir eden Türkiye'de başka kent olabilir mi?
Sonra;
İskoçlara holigan dediler, bizim taraftara fanatik!
Ancak hepsi laftaymış.
Nerelere gelmişiz dün gördük!
Bakın Avrupalı bir kent, çağdaş bir yaşam alanı zihniyetimizi de nasıl değiştiriyor!
Bravo Avrupalı şehre, bravo Avrupalı gibi düşünen ve davranan Eskişehirliye, Eskişehirsporluya...
Ulusal medya baskında şehir görsün, taraftar görsün!
NOT; Keşke Eskişehirli gibi bizim zabıta da Avrupalı gibi hareket etseydi! Porsuk'ta mayosuyla güneşlenen İskoç'tan ne istediniz? Hadi bize Porsuk keyfini yaşatmıyorsunuz. Bırakın güneşlenmeyi çimlere bile bastırmıyorsunuz da, elin İskoç'undan ne istiyorsunuz?