CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun Eskişehir Sıhhiye Meydanında gerçekleştirdiği miting geldi geçti.
Miting yapıldı geçti ama mitingle ilgili tartışmalar ve yorumlar devam ediyor.
Yapılan her yorum "doğru" olacak diye bir durum elbette söz konusu değil.
Yine, yapılan her yorumu "yanlış" kabul etmek de mümkün değil.
Tam da bu noktada; biz de söz konusu mitingle ilgili duymak istenilen ve istenmeyen gözlemlerimizi sıralayalım istedik.
Öncelikle...
-Yapılan Miting CHP'nin Eskişehir'de yapmış olduğu en kalabalık miting oldu.
-Yapılan Mitinge katılan kalabalığın coşkusu, bugüne kadar yapılan mitinglerin tümünden daha fazlaydı.
-Miting alanının düzeni, bugüne kadar yapılan mitinglerin tümünden daha tertipliydi.
-Sanatçı Onur Akın'ın Kılıçdaroğlu konuşması öncesi seçim şarkısını seslendirmesinin, mitinge renk katması iyi düşünülmüş bir durumdu.
-CHP'li gençlerinin miting alanı içinde görevlendirilmesi, alanın düzeni açısından güzel bir tablo oluşturdu.
Büyükerşen, Ataç ve Kurt'un anonsuyla miting meydanında Kılıdaroğlu'ndan daha fazla alkış alması, mitingin en coşku yaşanan anlarıydı.
Bütün bunlar olurken...
-Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun konuşması, Miting meydanındaki kalabalığın coşkusunu sanki yakalayamadı.
-Konuşmasının Yalova Çanakkale konuşmaları ile benzer olması, meydanın tansiyonunu yükseltmedi.
-Miting saati 13.00 olarak açıklanmasına rağmen Kılıçdaroğlu'nun Miting alanına Saat 14.30 da gelmesi ve konuşmasına 14.45 de başlaması, alanı 2-3 saat öncesinden dolduran kalabalığın beklemekten coşkusunu az da olsa azalttı.
-En büyük meziyetlerinden birinin irticalen konuşma yeteneği olan Yılmaz Büyükerşen'in konuşmasını metinden yapması ve konuşmasının biraz uzun olması dikkatlerin dağılmasına yol açtı.
Kısacası...
İşitme engelliler için çeviri yapılmasının bile düşünüldüğü, meydanda pankart kalabalığı yerine CHP ve Türk Bayraklarının olduğu, meydanın çevresinde bulunan binaların Atatürk fotoğrafları ve birkaç önemli sloganla sade bir şekilde süslendiği ve en küçük olumsuz olayın dahi meydana gelmediği CHP mitinginde keşke...
Kılıçdaroğlu'nun konuşması daha coşkulu, Büyükerşen'in konuşması ise daha kısa ve irticalen yapılmış olsaydı.
İşte o zaman CHP'nin Sıhhiye meydanındaki Eskişehir mitingi, gerek katılım gerekse katılanların coşkusu ile dört dörtlük bir miting olacaktı.
.....

30 Mart sonrası...
Mahalli seçim sürecinde hem iktidar partisi AKP hem de CHP içinde sıkıntılı bir dönem yaşandı.
Özellikle aday belirleme süreci parti yönetimlerinde çeşitli yaralar açtı.
Pati teşkilatları ile aday gösterilen isimler arasında gizliden gizliye bir güç gösterisi, bir kin gütme yaşanmaya başlandı.
Adaylar parti yönetimlerine, parti yöneticileri aday gösterilen isimlere mesafe koymaya başladılar.
Her ne kadar birlikte görüntü verilse de, içten içe birbirlerine karşı husumet içinde oldukları fark edilir hale geldi.
Şimdi her iki partinin yöneticilerine sorsalar ve onlar da doğruyu söyleseler, bu adayları kesinlikle istemediklerini ifade edeceklerdir.
Şimdi her iki partinin adaylarına sorsalar ve onlar da doğruyu söyleseler, bu yöneticileri kesinlikle istemediklerini belirteceklerdir.
Ancak...
Dere geçilirken at değiştirilmez sözünden hareketle, hesaplaşmayı 30 Mart sonrasına bırakan her iki partide de işte bu yüzden seçim günü bekleyişi var.
Seçimin yapılacağı 30 Mart tarihi'nden sonra bu iki partide resmen kıyamet kopacak gibi...
O nedenle.
30 Mart sonrasında her iki partide de yönetimler görevlerinden alınıp, yerlerine yeni yönetimler oluşturulursa bu duruma hiç şaşırmamak lazım.
Zira...
Hem adaylar, hem de yönetimler şu seçimlerin yapılıp bitmesini bekliyor.
......

Serkan Zengin'e TÜGİK'te önemli görev...
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) in genel kurulu yapıldı önceki gün.
Tek adaylı bir genel kuruldu bu.
Maliye Bakanı, TOBB Başkanı ve çok sayıda yetkilinin katıldığı genel kurulda seçim de yapıldı.
Genel Başkanlığa tek aday olan Erkan Güral'a başından beri destek veren Esgiad, süreç içinde etkin bir rol oynadı.
Bunun karşılığını da, Erkan Güral'ın başkanlığında ki yönetim kurulu listesinde fazlasıyla aldı.
Zira...
Esgiad'ın genç başkanı Serkan Zengin, TÜGİK'in yönetim kurulu listesinde Genel sekreterlik görevine getirildi.
TÜGİK: Genç işadamlarının bir araya gelerek oluşturduğu siad'ların en tepesinde yer alan bir oluşum.
Dolayısıyla, önemli ve etkin de bir görevi var.
Bu önemli oluşumun Genel başkandan sonra ki en etkin görevi olan Genel sekreterlik görevine Serkan Zengin'in getirilmesi kendisi adına da Eskişehir adına da son derece sevindirici.
Dahası...
Serkan Zengin'in genç yaşta böylesine önemli bir görevi üstlenmesi de ayrıca, geleceği açısından bir hayli umut vaat edici.
Kutluyoruz...
..........

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir doktor, hemşiresi ile buluşmalara başlar.
Bu buluşmalardan kısa bir süre sonra, hemşire gelir ve hamile olduğunu söyler. Fakat doktor, bu olayı karısının duymasını istemediğinden, hemşireye bir miktar para verir; İtalya'ya gitmesini ve çocuk doğana kadar orada kalmasını ister. Hemşire,"Bebeğin doğdugunu sana nasıl haber vereceğim?" diye sorar.
Doktor da;
"Bana hemen bir kart gönder ve arkasına "spagetti" diye yaz.Ben durumu anlarım.Başka bir açıklama yapmana gerek yok" der.
Hemşire parayı alır ve uçağa binip İtalya'ya gider...
Altı ay kadar sonra, bir gün doktorun karısı evden arar ve doktora: - "Sevgilim, bugun postadan senin adına İtalya'dan postalanmış ilginç bir kart geldi. Fakat ne anlama geldiğini anlayamadım..." der.
- "Peki karıcığım, ben akşama eve gelince sana gerekli açıklamayı yapacağım" der doktor ve telefonu kapatır. O akşam doktor eve geldiğinde; kartı alır okur ve kalp krizinden olduğu yere düşer.Acil yardım ve tibbi mudahelelerin sonunda doktor kendine gelir ve biraz rahatladıktan sonra acildeki doktorlar adamın elinde hala sıkı sıkıya tuttuğu kartı alır ve okurlar...

"Spagetti, spagetti, spagetti, spagetti... İkisi sosisli; ikisi sade!"