
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP ne konuşuyor?
Cumhuriyet Halk Partisi'nin şu günlerde:
-Ekonomiyi konuşması gerekiyor...
Çünkü kötüye giden ve daralan, işsizliği, iflasları beraberinde getirecek bir ekonomik sıkıntı yaşanıyor ülkede.
-Terör'ü konuşması gerekiyor CHP'nin şu günlerde...
Çünkü terör ülkeyi adeta sarmala almış vaziyette. Dünya üzerinde en çok terör örgütüne muhatap bir ülke durumuna geldi Türkiye...
-CHP'nin, terörün nasıl bu hale geldiğini anlatması gerekiyor şu günlerde.
Çünkü terör ve teröristlere kucak açtığına dair yaratılmak istenen bir algı var. Dahası, CHP ile terörün birlikte anılmaya başladığı bir durum pompalanmaya çalışılıyor.
-CHP'nin şu günlerde Anayasa değişikliğini konuşması gerekiyor.
Çünkü değişmesi istenilen Anayasa'nın rejimi değiştirip değiştirmeyeceği, ülkenin kuruluş ilkelerini ortadan kaldırıp kaldırmayacağını tartışılıyor.
-CHP'nin Başkanlık sistemini konuşması gerekiyor her yerde.
Çünkü getirilecek olan başkanlık sisteminin parlamenter sistemi ortadan kaldıracağı, tek adamlık yolunu iyiden iyiye açacağı, Yargı, Yasama ve Yürütme'nin tek elde ve bir kişi üzerinde toplanmasının ülke açısından büyük sıkıntı doğuracağı ifade ediliyor.
-CHP'nin, mecliste kabulü halinde yapılacak olan referandumu gündemine alması gerekiyor şu günlerde...
Çünkü yapılacak olan referandum ile ülkenin rejiminin sil baştan değişeceği konuşuluyor.
CHP'nin şu süreçte konuşması gereken o kadar çok konu var ki...
Hepsi birbirinden önemli konular bunlar.
Hepsi ülkenin geleceğine yönelik konular.
Hemen hepsi, CHP'nin ana muhalefet partisi olarak şehirlerde, ilçelerde hatta köy ve mahallelerde konuşması, anlatması gereken konular...
Ama ne yapıyor Eskişehir'de CHP...
Yukarıda sıraladığımız konuları konuşmak yerine...
Bu konuda bir yol haritası hazırlamak yerine...
Konuları halka nasıl ve ne şekilde anlatacağının altyapısını hazırlamak yerine...
Yukarıda saydığımız konulardan daha önemli bulmuş olacaklar ki:
-İl Başkanının şehit cenazesi öncesi attığı mesajı konuşuyor...
-Bu mesaj yüzünden il başkanını eleştiren partililer konuşuluyor.
-Milletvekili, partililerini AKP ağzı ile konuşmakla suçluyor
-Milletvekili, partisinin Belediye Başkanına göndermede bulunuyor.
Ne diyelim?
CHP içinde bu konular, yukarıda sıraladığımız ülke sorunlarından daha önemli demek ki!
Demek ki...
CHP bu konuştuğu sorunları çözse ülkenin, ekonomiden tutun da teröre, anayasa değişikliğinden tutun da başkanlık sistemine ve rejimine kadar her şey rayına girecek sanki!
.....
Maalesef artık bilmek zorundayız...
Dün sosyal medya üzerinden bazı sayfalarda gezinirken ilginç bir paylaşım dikkatimizi çekti.
Sonra baktık, pek çok kişi tarafından da paylaşılmış aynı paylaşım.
Söz konusu paylaşım "Bir bombanın patlayacağından şüphe edildiğinde ne yapmalı" başlığı taşıyor.
İçine girip okuduğunuzda, "Yüzükoyun yatın, ağzınızı açın, patlama anında yarım dakika kadar nefes almayın, içinizden on'a kadar sayın, sonra kalkıp insanların az olduğu yere gidin, bedeninizi kontrol edin ve yaralılar varsa yardım edin" gibi maddeler sıralanmış.
Çoğu ülke için gereksiz, okunmaya bile değer olmayan bir paylaşım.
Ama...
Maalesef ki terörün her geçen gün kendisini gösterdiği ülkemizde, bilgi sahibi olmamızı gerektiren bir paylaşım bu...
İşin kötü tarafı...
Sosyal medyada bu tür paylaşımların, daha önce sağlıklı ve uzun yaşamaya yönelik hazırlanan paylaşımların yerini alıyor olması galiba...
Hatırlarsanız...
Daha düne kadar kendimizi "depremle yaşamak zorundayız" a hazırlamak için uğraşıyorduk.
Bugün "Terörle yaşamak zorundayız" a alışmaya çalışıyoruz...
.....
Dikkat! Dikkat!
Eskişehir eğitim düzeyi yüksek bir kent...
Eskişehir öğrenci ve öğretim üyesi sayısı olarak farklı bir şehir...
Eskişehir sosyal yaşamayı seven bir kent...
Eskişehir, içinde bulunanların aynı zamanda huzur içinde yaşadığı bir kent...
İnsanlar birbirleriyle barışık yaşıyor bu kentte.
İçki içen camiye gidene, camiye giden içki içene karışmıyor.
Diğer illerle kıyaslandığında taciz yok denecek ölçüde.
Genç kızların gecenin bir vakti sokaklarında gezdiği, kimsenin de dönüp yan gözle bakmadığı bir şehir Eskişehir...
Kavga gürültünün olmadığı...
Uyuşturucu alışkanlığının düşük olduğu...
Terörün prim yapmadığı...
Mafya-mufya'sının bulunmadığı...
Mahalle baskısının hissedilmediği bir kent Eskişehir...
Bu sıraladığımız özellikler bir şehir için çok önemli elbette.
Ancak...
Böylesine kriterlere sahip bir kent, amacı kötü olanların bir anda gözlerini çevirebileceği bir yer olabilir.
Uyuşturucu ticaretinden tutun da terör örgütlerinin hatta yer altı oluşumlarının bir anda cazibe merkezi haline dönüşebilir bu kent.
Sonuç olarak...
Bu kentin yukarıda saydığımız özelliklerini ne pahasına olursa olsun korumamız lazım.
Bunun için de vatandaş olarak herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor.
.....
Bu hoş bir görüntü mü şimdi?
Fotoğrafı bir okurumuz çekip göndermiş...
Fotoğrafın çekildiği yer bir AVM'nin otoparkı.
Park yerleri engelliler için ayrılmış.
Park eden araçlar ise engellilere ait değil.
Bu da haliyle hoş bir durum değil.
Görünce hemen yayınlama kararı aldık.
Bundan böyle gelen bu tür fotoğrafları hiç tereddütsüz yayınlayacağız.
Bilginize...
.....
Biraz da gülmek lazım
Yaşlı bir adam emekliye ayrılır ve kendine bir lisenin yanında küçük bir ev alır.
Emekliliğinin ilk bir kaç haftasını huzur içinde geçirir ama sonra ders yılı başlar.
Okulların açıldığı ilk gün, dersten çıkan öğrenciler yollarının üzerindeki her çöp bidonunu bağırıp, çağırarak tekmelerler. Bu çekilmez gürültü günler sürer ve yaşlı adam bir önlem almaya karar verir. Ertesi gün çocuklar gürültüyle evine doğru yaklaşırken, kapısının önüne çıkar, onları durdurur ve:
- "Çok tatlı çocuklarsınız, çok da eğleniyorsunuz. Bu neşenizi sürdürmenizi istiyorum sizden. Ben de sizlerin yaşındayken aynı şekilde gürültuler çıkarmaktan hoşlanırdım, bana gençliğimi hatırlatıyorsunuz. Eğer her gün buradan geçer ve gürültü yaparsanız size her gün 1 dolar vereceğim" der.
Bu teklif çocukların çok hoşuna gider ve gürültüyü sürdürürler. Birkaç gün sonra yaşlı adam yine çocukların önüne çıkar ve onlara şöyle der:
- "Çocuklar enflasyon beni de etkilemeye başladı bundan böyle size sadece 50 sent verebilirim."
-Çocuklar pek hoşlanmazlar ama yine devam ederler gürültüye. Aradan bir kaç gün daha geçer ve yaşlı adam yine karşılar onları:
- "Bakın" der:
- "Henüz maaşımı alamadım, bu yüzden size günde ancak 25 sent verebilirim, tamam mı?"
- "Olanaksız bayım" der içlerinden biri,
- "Günde 25 sent için bu işi yapacağımızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Biz işi bırakıyoruz."