
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP nin aktörleri en son 5 ay önce aynı fotoğraf içinde olmuş...
Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir'de büyük huzursuzluklar yaşadı.
Aday belirleme konusunda yaşananlardan tutun da, 5 ay önce kazandığı seçimi 5 ay sonra kaybetmesine kadar bir dizi huzursuzluktu bunlar.
Bunlara bir de kongreler sürecinde yaşanan yarış ve Belediye Başkanları arasında ortaya çıkan mücadele eklenince, CHP Eskişehir'de birliği-beraberliği sağlayamayan bir parti konumuna düştü.
Belediye Başkanlarının birbiriyle...
Milletvekillerinin birbirleriyle...
Yöntemlerin Belediye başkanları ve Milletvekilleriyle olan ilişkilerinin mesafeli oluşu, CHP'deki huzursuzluğun kongreler sonrasına da taşınmasına yol açtı.
Düne kadar manzara böyleydi CHP'de.
Bu manzaranın tamamen ortadan kalktığını söylemek mümkün değil.
Ancak...
Söz konusu tablonun eskisi gibi olduğunu söylemek de zor.
Zira...
Bir süredir CHP içinde gözle görülür yanaşmalar var.
Her ne kadar "Aralar düzeldi. Huzursuzluk tamamen ortadan kalktı" denilemese de, özellikle Belediye başkanları birbirleriyle, eskinin aksine daha sık görüşüyor.
Eskinin aksine, birbirlerinin etkinliklerine daha çok katılım sağlayıp, fotoğraf veriyor.
Arşivi tarayıp baktık.
En son CHP nin milletvekilleri, belediye başkanları ve yöneticilerinin birlikte oldukları tek fotoğrafın, 1 Kasım seçimleri öncesinde, genel merkezde yapılan bir tanıtım töreninde çekilmiş olduğunu tespit ettik.
O günden bu yana, Milletvekilleri, belediye Başkanları ve parti yöneticilerinin birlikte oldukları tek bir fotoğraf geçmedi elimize.
Dememiz o ki:
CHP, Eskişehir'de yaşadığı o huzursuzlukları geride bıraktığını kamuoyuna göstermek istiyorsa, Milletvekilleri, belediye Başkanları ve parti yöneticilerinin birlikte olduğu tablo sayısını şu günlerde arttırması gerekiyor.
Bunu nasıl yaparlar bilemiyoruz ama...
CHP'de eski günlerin geride kaldığının mesajının verilmesi, aktörlerin tümünün aynı fotoğraf karesinde sık sık bulunmasıyla olacaktır...
......
Midas anıtına ne oldu?
Hatırlayanlar bilir.
Anadolu Üniversitesi önüne bundan birkaç yıl önce bir Midas anıtı konuldu.
Üniversitenin hemen önündeki kavşağın ortasındaydı bu anıt.
Doğrusunu söylemek gerekirse son derece güzel de bir anıttı bu.
Üstelik, yerine de san derece yakışmıştı.
Zira...
Ankara'dan İstanbul ve Bursa yönüne gidip gelen araçlar, Eskişehir'den geçerken bu güzel anıtı görebiliyordu.
Çevre yolunun üç şeride çıkartılması çalışması başladığında bir gün bu anıt olduğu yerden kaldırıldı.
Çalışmalar bittiğinde de eski yerine konulmadı.
Günler, aylar hatta yıllar geçince de unutulup gitti bu anıt.
Biz kalırsa, Eskişehir'i süsleyen heykellerin içinde en güzeli ve anlamlısıydı Midas anıtı.
Bu anıta ne olduğunu doğrusu çok merak ediyoruz.
Mutlaka bir yerlerde muhafaza ediliyordur.
Dileğimiz, bu anlamlı anıtın, son derece doğru olan eski yerine, yani Anadolu Üniversitesinin önündeki kavşağa konulması.
Umarız bunu yaparlar.
Zira...
Anadolu Üniversitesi ile Midas anıtının aynı yerde oluşu daha da bir anlam ifade edecektir.
.....
Suriyeli ailelere dikkat ettiniz mi hiç?
Dikkatinizi çekti mi bilemiyorum.
Ama benim her defasında çekiyor.
Eskişehir'in sokaklarında yürüyen Suriyeli hangi aileyi görsem, kadının elinde 1 ya da 2 yaşlarında bir çocuk.
Kucağında ise. 3 bilemediniz 5 ay önce doğmuş ikinci çocuk.
Karnında ise, nereden baksanız 5-6 aylık olduğu belli olan başka bir çocuk.
Suriye'de 2 yıldır savaş var.
Bombalar yağıyor.
İşit Suriye halkına kan kusturuyor.
Bu yüzden, Suriye'den kaçan milyonlarca mülteci, başta Türkiye olmak üzere çeşitli ülkelere iltica edebilmenin yollarını arıyor.
Elbette yurtlarından, topraklarından oldular.
Elbette canlarını kurtarma derdine düştüler.
Elbette insanca yaşayabilecekleri bir hayat düşlüyorlar.
Ama,fakat,lakin...
Görünen o ki, Suriye'de başlarına bombalar yağmasına rağmen.
İşıt o bölgede insanları koyun gibi kesmesine rağmen.
Topraklarından kaçıp, kendilerini güvenli topraklara atma telaşına düşmelerine rağmen...
Dahası...
Gelecekleri adeta kapkaranlık olmasına rağmen.
Çocuk yapmayı ihmal etmemişler ya...
İşte bu duruma çok ama çok şaşırıyoruz iyi mi?
İnsan can derdindeyken, nasıl olur da geleceği tehlike altında olacak çocukları dünyaya getirme derdine düşer.
Anlamak mümkün değil...