CHP'de rahat günler yaşanmıyor.
Seçimi kazanmanın, yıllar sonra ilk kez Eskişehir'de birinci parti olunmasının ardından yaşanması gereken rahatlığın yerini büyük ve giderek de büyüyen bir rahatsızlık almış durumda.
Yani...
Tam da "Rahat battı" diyebileceğimiz bir durumu yaşıyor CHP Eskişehir'de.
-Seçim kapıya dayanmışken il yönetimi görevden alınıyor.
-Alınan yönetimin yerine 45 gün içinde olağanüstü seçim yaptırma zorunluluğu olan geçici bir yönetim atanıyor.
-Atanan geçici yönetim içindeki bazı isimler istifa etmeye hazırlanıyor.
-İkinci sıradan vekil seçilen Utku Çakırözer yenmeye çalışılıyor.
-Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ekarte edilmek isteniyor.
-Partide muhalifler olarak bilinen grup mahallelerde rövanş için çalışıyor.
-Durup dururken bir tarafta Büyükerşen, Kazım Kurt, Cemal Okan Yüksel,Gaye Usluer grubu, diğer tarafta Ahmet Ataç, Erman Gölet ve Utku Çakırözer grubu oluşuveriyor.
-1 Kasım seçimlerinde sergilenecek olan enerji, parti içinde adeta gereksiz bir güç gösterisine dönüşüyor.
Anlayacağınız...
CHP Eskişehir'de seçime rahatsız bir şekilde giriyor.
AK Parti ise rahat mı rahat.
Çok enteresan bir durum ama:
Yıllar sonra Eskişehir'de seçimi kaybetmemiş gibi bir rahatlık yaşıyor AK Parti.
Bu rahatlığı da "Nasıl olsa 7 Haziran seçimlerinin listesi olmaz. Aday listesindeki isimler mutlaka değişir" düşüncesi yaratıyor.
Hatta...
-"7 Haziran seçiminde bir kaza oldu. Bu kazaya neden olanları genel merkez dahil herkes öğrendi. Bu defa işin başına usta isimler geçecek ve 1 Kasım seçimleri rahatlıkla kazanılacak" bekleyişi sürüyor.
Ancak...
Bu rahatlığın pek de hayra alamet olmadığını söylemek yanlış olmasa gerek.
Zira...
Ankara'dan gelen haberlere bakılacak olunursa, Bakan Avcı'nın başka bir şehirden aday gösterilme ihtimali dışında, AK Parti aday listesinin 7 Haziran seçimi listesinden pek de farklı olmayacağı ihtimali her geçen gün ağırlık kazanıyor.
Sonuç olarak...
CHP'de rahat girebileceği bir seçime rahatsız, AK Parti ise, rahatsızlıklar yaşayarak girebileceği bir seçime, tarifi zor bir biçimde rahat giriyor gibi bir tablo var orta yerde.
CHP'deki bu anlamsız ortaya çıkan rahatlıkla, AKP'deki anlamsız rahatlık,1 Kasım seçimlerine nasıl yansıyacak?
Hep birlikte göreceğiz...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

Daha çok yolumuz var anlaşılan...

-Bir Eskişehirli olarak, Kamulaştırması yapılamadığı ve yol açılamadığı için Anadolu Üniversitesi önünden çevre yoluna 5 yıldır çıkamıyorsam...
-Demiryolu'nun yer altına alınmasını 6 yıldır bekliyorsam.
-Kentpark içinde bulunan bitmemiş inşaatı yıllardır görüyorsam.
-Çevre yolu üzerine yapılan Bat-Çık aydınlatmaları Başbakan'ın gelişinden gelişine yenilendiğine şahit oluyorsam.
-Kütahya yolu üzerinde bulunan kültür Merkezi inşaatının bitmesini 22 yıldır bekliyorsam.
-Daha yeni yapılan kaldırımların oynayan taşları üzerinde cambazlık yapıyorsam.
-Aracımla girdiğim trafikten çıkamaz hale geliyorsam.
-Rahatlıkla yürümem gereken kaldırımlar üzerinde yayalardan başka her şey bulunuyorsa.
-Yıllardır bir Kent Meydanına sahip olamamışsam.
-En küçük bir yağışta, hala kent merkezinde su birikintileri oluşuyor ve bu beni yıllardır rahatsız ediyorsa.
-Ulaşımın merkezinde bir şehir olarak hala hava ulaşımım yoksa.
-Aracımı park edebileceğim yerlerin yarısı paralı, diğer yarısı da esnafın kapatması altındaysa.
-Kent Merkezini rahatlatmak için taşınan kurumların boşalttığı binalara başka kurumlar getirilip yerleştiriliyorsa.
-Asfaltlanan cadde ve sokaklar ertesi gün kazılıyor ve kazılan yerler de yapılan yamalarla delik deşik oluyorsa.
-İnşat yapanlar sokakları, açılış yapanlar caddeleri keyfi kapatıyorsa.
-İşyeri girişleri imar yönetmeliklerine aykırı yapılıyor ve buna kimse ses çıkartmıyorsa.
-150-200 metre arayla sinyalizasyon ışıklarının olduğu bir ulaşım anlayışı varsa.
-Yapılan çevreyolu ve Demiryolu projeleri sayesinde bazı mahalleler şehirden tecrit ediliyorsa.
-Caddelerde yol çizgisi bulunmasına bile gerek duyulmuyorsa.
Kısacası...
Hükümet ve Belediyeler tarafından yapılması gereken rutin hizmetler bile tam anlamıyla yapılamıyorsa...
Eskişehir'in "Avrupa Şehri" olmasının önünde daha çok yol var galiba...
,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

18 Eylül'de çadırlar karışır...

Cumhuriyet Halk Partisi'nde yeniden aday adaylığı müracaatının 1-2'de kalması, partide aday listesinin değişmeyeceği beklentisinden kaynaklanıyor.
AKP'de ise aday adayı sayısının bir hayli yüksek olması da, aday listesinin değişeceğine yönelik beklentiden kaynaklanıyor olsa gerek.
Partiler 18 Eylül tarihi'nde Milletvekili aday listelerini belirleyecek.
Belirledikleri milletvekili aday listelerini de yüksek seçim Kuruluna verecek.
İşte o gün CHP nin listesi değişmez, AKP'nin aday listesi değişirse, bir anlamda beklenen olacak demektir.
Fakat...
Bunun tam tersi bir durum oluşursa...
Yani...
CHP'de beklenmeyen bir biçimde aday listesi değişir, yine AKP de beklenmeyen bir şekilde aday listesi aynı kalırsa...
İşte o zaman bu iki partide de çadır biraz karışır.
Hangi partinin çadırındaki karışıklık fazla olursa, bu da seçimlerin sonuçlarına yansır.
Eskişehir'de bir önceki seçimin 18 bin oyla alındı hesap edildiğinde ise...
Hiç şüphe yok ki çadırı en fazla karışan bu seçimi de kaybeder...