1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP ve Kılıçdaroğlu'na bari haksızlık yapmayın

CHP üyesi falan değiliz.
CHP'nin gelişen olaylar karşısında göstermiş olduğu reaksiyonları zaman zaman eleştiren de biriyiz.
Hatta...

Bugünkü CHP'nin, partinin kuruluş amacından sürekli uzaklaştığını da bazen dile getirenler arasındayız.
Ama, Fakat, Lakin...

Yeri geldiğinde CHP'nin hakkını da vermeyi bilenlerdeniz.
Tıpkı CHP'nin 15 Temmuz darbe girişiminin başladığı süreçten bu güne kadar göstermiş olduğu tutum gibi...
Öncelikle şunu baştan söyleyelim.
CHP'nin yaşadığımız bu darbe girişimi süreci boyunca üzerine düşen görevi en iyi şekilde yaptığını düşünüyoruz.

Başından beri darbeye de diktaya da karşı olduğu mesajını samimiyet ve kararlılık içinde vermesinin, bu sürecin normalleşmesinde en büyük katkı sağladığını zannediyoruz.
Düzenlediği Taksim ve İzmir mitingleriyle demokrasiye büyük bir güç kattığını tahmin ediyoruz.

-Kılıçdaroğlu'nun "bunlar olağanüstü zamanlar. Böyle zamanlarda uzlaşı lazım" diyerek başbakan ve Cumhurbaşkanının ayağına gitmesini...
-Kendisine hükümet kurma görevini vermediği halde saraya çıkmayı onur meselesi yapmayışını...

-Olağanüstü sürecin normalleşmesi adına CHP'nin mecliste uzlaşı içine girmesini...
-Bir daha benzeri korkunç olaylar yaşanmaması için tabanı ve halka gerekli uyarıyı
yapmasını da son derece önemli buluyoruz.

Dahası...
-Kılıçdaroğlu'nun bugüne kadar göstermiş olduğu davranışının bir devlet adamı davranışı olarak örnek gösterilmesi gerektiğini.
-10 maddeli Taksim manifestosunun bundan böyle her kurum yöneticisinin sumeninin altında bulunması gerektiğini
-7 Ağustos günü yapılacak olan büyük demokrasi mitingine MYK'dan aldığı karar doğrultusunda katılma kararı ile partisinin kurumsal kimliğinin de ortaya çıkmasını sağladığını düşünüyoruz...

Tüm bunlara rağmen...

-Ülkenin rejimini değiştirmeye çalışan...
-15 Temmuz gecesi halkına kurşun sıkarak resmen kan döken.
-Devletin içinde girmedik kurum bırakmayan.
-Demokrasiyi rafa kaldırıp, ülkeyi büyük bir uçuruma sürükleyecek olan bir terör örgütünün yelkenine iktidarda olmanın garantisiyle yıllarca rüzgar olmuş bazı insanlar hala çıkıp CHP ve Kılıçdaroğlu'nu eleştirmesine ifrit oluyoruz.
Fetö'nün terör örgütü olduğunu 14 yıl sonra ancak anlayan bazı sabit fikirli siyasi teneke kafalıların hala "CHP ve Kılıçdaroğlu fetö ile mücadeleye yeterince destek vermiyor" demesine kıl oluyoruz.
Kılıçdaroğlu'nun kurumsal parti kimliği gereği 7 Ağustos mitingine katılmak için MYK kararını beklemesine yönelik siyaset nezaketini bir türlü anlayamayan, "lider ne derse o olur" anlayışıyla biat kültürünü hiç zorlanmadan içine sindirmiş bazı insanların hala "Kamuoyu baskısıyla 7 Ağustos mitingine gelmeye karar verdi. Madem gelecekti niçin naz etti?" şeklindeki değerlendirmelerini ise cahilce buluyoruz...

Evet yukarıda da söyledik.

CHP'li değiliz.
CHP'yi çoğu zaman bu köşeden eleştiririz.
Kılıçdaroğlu'nun beğenmeyip onaylamadığımız birçok yönü var.

Ancak...
Bu işin bu aşamaya gelmesinde ve ülkenin bu hak etmediği olayları yaşamasında belki de en az günah CHP ve Kılıçdaroğlu'nundur.

Dahası...

Darbe girişimi ile ilgili CHP ve Kılıçdaroğlu'nu eleştiren herkes, geçmişte bu örgüte duymuş olduğu sempati, bu örgüt ile bağlantısı ve bu örgütün değirmenine taşıdığı su göz önüne alındığında, daha suçludur, daha günahkârdır.
.....

Keser dönmüş,sap dönmüş,
hesap ise tam dönmüş...
15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında bu köşede "Atatürkçü subayları işte böyle tasfiye etmişler" başlığı ile bir yazı kaleme almıştık.
Yazı yaşanmış bir olayı anlatıyordu.
Eskişehir'de tanınmış bir CHP'li yöneticinin oğlunun başına gelenleri kaleme almıştık.
O tanıdık CHP'linin ismini vermemiştik ama bugün bu ismi vermekte sakınca görmüyoruz.
CHP'li Erdal Çakıcıer'in oğlunun yaşadıklarıydı yazdığımız.
Zeki çalışkan ve pırıl pırıl bir genç olan Çakıcıer'in oğlu askeri liseyi başarıyla bitirmiş, ardından Hava Harp okuluna girmiş, harp okulunu da derece ile bitirerek savaş uçağı pilotu olmuştu.
Düzenlenen mezuniyet töreninde komutanları tarafından tebrik edilmiş, yaş kütüğüne bröve çakmıştı.
Teğmen rütbesiyle göreve başlayacağı günün iki gün öncesi saçma sapan bir iddia ile ordu ile alakası kesilivermiş, ne kadar itiraz etse de karar bir türlü değişmemişti.

Atatürkçü bir genç sırf cemaate yakın olmadığı için resmen ordudan atılmış, bir de üstüne üstlük tazminat ödemek durumunda bırakılmıştı.
Hava kuvvetlerinde bu saçma iddia ile bu gencin ordudan atılmasına sadece bir Albay karşı çıkmış.

"Böyle saçma bir iddia ile bu genç ordudan atılır mı?" Demiş.
Ama dinlememiş üst rütbede olanlar.
Kesmişler çocuğun ipini.
Buna karşı çıkan o Albay'ın da sırf bu yüzden terfisini geciktirmişler.
Yeni öğrendik ki, Erdal Çakıcıer'in oğlunun saçma bir iddia ile Harp Okulunu bitirip,savaş pilotu olduğu gün ordudan atılmasına o dönem karşı çıkan o Albay, son YAŞ kararları ile Korgeneralliğe yükselmiş ve Eskişehir'e atanmış.
Öte yandan...
O başarılı genci göreve başlayacağı günün iki gün öncesinde asılsız iftiralarla ordudan atılmasını sağlayan imza sahibi subayların tamamı, fetö terör örgütü içinde yar aldıkları iddiasıyla hem tutuklanmış, hem de ordudan ihraç edilmiş.

Ne diyelim?

İlahi adalet mükemmel işlemiş.

Keser dömüş,sap dönmüş, hesap ise tam dönmüş...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi