
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP'de örgütler görevden alınıyor mu?
Genelde, seçim sonrası, seçimi kaybeden parti yönetimleriyle ilgili ya istifalar ya da görevden almalar gündeme gelir.
Eskişehir'de bunun tam tersi bir durum söz konusu.
Zira...
Eskişehir'de seçimi kaybeden AK partide yaşanması gereken görevden almalar ilginç bir şekilde seçimi kazanan CHP'de konuşulur hale geldi.
Bunu neye dayanarak mı söylüyoruz?
Hemen açıklayalım:
Şu sıralarda, CHP çevresinde, Cumartesi gecesi yenilen bir yemekten bahsediliyor.
Yemeğe katılanlar 5-6 kişiden ibaret.
Belediye Başkanları Yılmaz Büyükerşen ve Kazım Kurt ile CHP'nin yeni vekilleri Gaye Usluer, Utku Çakırözer ve Cemal Okan Yüksel...
Yemekte konuşan konu ise: parti yönetimlerinin görevden alınması...
Anlatılanlara bakılırsa, belediye Başkanları mevcut il yönetimi ile, Odunpazarı ve Tepebaşı ilçe yönetimlerinin görevden alınması gerektiğini söylüyor yemekte.
Bunun gerekçelerini de sıralıyorlar...
Gerekçeler asında yönetimlerin seçimde yeterli çalışma göstermediği, yaklaşan kongreler sürecinin önemli olduğu ve olası bir erken seçime hazırlıklı olamayacakları gibi maddeler bulunuyor.
Başkanların "Örgütleri yenileyelim" teklifi karşısında, yeni Milletvekillerinden Gaye Usluer ve Cemal Okan Yüksel'in sesi çıkmıyor.
Ne karşı çıkıyorlar bu öneriye ne de onaylıyorlar.
Ancak...
Tavırlarıyla "Siz bilirsiniz" e çıkan bir tutum takınıyorlar.
Utku Çakırözer de ne karşı çıkıp ne de onaylayan bir tavır sergilemiyor.
Diyebildiği sadece "Burada Ahmet Ataç yok. O yokken böyle önemli bir karar almak nasıl olur ki?" oluyor.
Yemek, gece 22.30 gibi bitiyor.
Yemeğe katılanlar dağılıyorlar.
Ancak, yemekte örgütlerin görevden alınması ile ilgili mesele, kısa süre içinde partililer tarafından haber alınıyor.
Başlıyor telefon trafiği.
Çoğunlukla Milletvekilleri Gaye Usluer ve Utku Çakırözer aranıyor.
Her arayan "Böyle demokratik olmayan bir yönteme başvurulmasına nasıl izin verirsiniz? Ağzınızdan demokrasi lafını düşürmezken, böylesine antidemokratik bir uygulamanın içinde nasıl olabilirsiniz?" diyor.
Milletvekilleri Usluer ve Çakırözer ne yapacağını bilemez hale geliyor.
Bir yanda iki Belediye Başkanının "yönetimler görevden alınmalı" isteği, diğer yanda partililerin "CHP kazanılmış bir seçim sonrasında nasıl böylesine demokratik olmayan bir karar alır" baskısı.
Dahası...
Belediye başkanları Büyükerşen ve Kurt'un "yönetimler görevden alınmalı" isteğinin altında, yaklaşan kongreler sürecini kaybetme korkusuyla, bu riskin ortadan kaldırılması olduğu konuşulmaya başlıyor.
Sonuç olarak...
CHP'de söylenenler ve konuşulanlar, örgütlerin, iki belediye başkanının istekleri doğrultusunda, milletvekillerinin de çaresiz bu isteklere uymaları sonucu her an görevden alınabileceklerini gündme getiriyor...
Sonuç ne olur bilinmez ama, CHP içinde örgütlerin görevden alınma ihtimallerinin, özellikle de kongre süreci öncesinde arttığı herkes tarafından söyleniyor...
.....
AK Partide durum...
Bir savaş kaybedildikten sonra yapılması gereken ilk iş, acilen yaraların sarılmasıdır.
Ardından...
Savaşı yöneten sorumluların bir masa etrafında toplanıp "biz nerede hata yaptık ve bu savaşı kaybettik" demeleri, aynı hatayı bir daha tekrarlamama açısından son derece önemlidir.
Eğer hata, savaşı bizzat yönetenler tarafından yapılmışsa, çare o yönetenlerin kenara çekilmesi, komutayı da başkalarına bırakması gerekir.
Tüm bunlar yapıldıktan sonra başka bir savaşı kazanma ihtimali ortaya çıkar.
Aksi takdirde...
Yenik çıktığınız bir savaş sonrasında yaraları sarma yerine o yaraları daha da arttıracak tutum ve davranış içinde olursanız...
"Biz nerede hata yaptık" diye sorgulama yerine, çevrenizde kendiniz dışında kabahatli ararsanız...
Hataları telafi etme yerine, en küçük hatası dahi olmayanları kendinizden uzaklaştırırsanız...
Bir dahaki savaşa başlamadan, kendi içinizde telef olur gidersiniz.
Eskişehir'deki AK partide, savaş yenilgisi sonrası bir tablo var.
Yenilgi yaralarının sarıldığını söylemek mümkün değil.
Nerede hata yapıldığının sorgulanması gibi bir durum da yok ortada.
"Hata benim" diyenlerin gereğini yaptığı da söylenemez.
Dahası...
"AK partilileri Ak partiden temizlemeliyiz" gibi abuk bir durum da söz konusu.
Böyle bir durumda, bir sonraki savaşta sonucun ne olacağını kestirmek çok da zor olmasa gerek...
.......
Kendi kendini disipline verir mi?
CHP'den Eskişehir milletvekili seçilen Cemal Okan Yüksel, mazbatasını aldıktan sonra CHP'nin meclis grubunda Disiplin kurulu üyesi seçilmişti.
Aynı Cemal yüksel, KBMM deki ilk oylama olan Meclis başkanlığı oylamasına geç kaldığı için oy kullanamadı.
Meclisin geçici başkanlığını yapan Deniz Baykal, trafik yoğunluğu nedeniyle oylamaya geç kaldığını söyleyen Cemal Okan Yüksel'in mazeretini geçerli saymayarak oy kullanmasına izin vermedi.
Halbuki...
Oylamadan bir gün önce CHP lideri Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada, tüm milletvekillerinin oylamaya katılım konusunda hassasiyet içinde olması gerektiğini söylemişti.
Cemal Okar Yüksel'in buna rağmen meclisteki ilk oylamaya katılamaması ve oy kullanamaması beraberinde sosyal medya geyiklerini de birlikte getirdi.
Zira...
Sosyal medya üzerinden, CHP nin meclis disiplin kurulu üyesi olan Cemal Okan yüksel için "Şimdi bu yüzden Cemal Okan Yüksel disipline verilirse, disiplin kurulunda kendiyle ilgili kararı yine kendisi mi verecek?" gibi espriler yapılmaya başlandı...
......
BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
Adam kumsalda yürürken ayağı bir şeye takılır, bir de bakar ki bir lamba.. Biraz da alaycı üslupla:
-Hah! Hahaha! Bu da içinden cin çıkan sihirli lambalardan olmasın?
Lambayı biraz ovalar vee... Etrafı birden dumanlar kaplar. Derken kocaman bir cin ortaya çıkar:
- Benden üç şey dileyebilirsin, dile bakalım!
Adam:
- Harika!! İlk olarak 1 milyar dolarım olsun istiyorum.
Cin parmaklarını şıklatmış ve kumsal baştan aşağı silme banknotlarla dolmuş... Adam gözlerine inanamaz ve ikinci dileğini söyler:
- Hawaii'de okyanusu gören lüks bir villa istiyorum.
Cin yine parmaklarını şıklatır ve adam birden elinde lambayla kendini Hawaii'de muhteşem bir evin önünde bulur.
Cin sorar:
- Evet, son dileğin nedir?
Adam düşünür düşünür ve:
- Kadınlar için dayanılmaz, karşı konulmaz olmak, istiyorum.
Cin yine parmaklarını şıklatır veeeee...
Adam bir kutu çikolataya dönüşür..