
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP'deki operasyonda hesap hatası...
Rivayete göre, Pazar günü Yılmaz Büyükerşen, Kazım Kurt, Ahmet Ataç ve Nihat Çuhadar'ın da aralarında bulunduğu bir grup, toplantı yapıyor.
Toplantının konusu, CHP İl yönetiminin düşmesi ve yerine partiyi seçimlere götürecek olan yeni il yönetiminin belirlenmesi.
Bunun ancak istifa yöntemi ile mümkün olabileceği kararlaştırılıyor.
Her ne kadar Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç "Bunun yapılması şimdi doğru sonuç vermez" dese de, karar bu şekilde ortaya çıkıyor.
Ancak...
Toplantı sonucunda "Bu il yönetimi sağlıklı çalışamıyor. Düşmeli ve seçime sağlıklı çalışan bir il yönetimiyle girilmeli" kararı çıkıyor.
İL YÖNETİMİ OLAĞANÜSTÜ TOPLANIYOR.
Bunun üzerine harekete geçilip, düğmeye basılıyor.
İlk olarak il başkanı Nihat Çuhadar'ın çağrısı ile il yönetimi olağanüstü toplanıyor.
Bu toplantıda İl Başkanı Nihat Çuhadar, İbrahim Durgut, Bahar Bilen, Naci Kurt, Süleyman Doğan, Beysun Doğan, Feridun Sözeri, Mutlu Gürdoğan ve Metin Şanlı istifalarını veriyorlar.
İstifaları bizzat aldığını söyleyen ve kendisi de istifa eden Nihat Çuhadar "Böylece CHP Eskişehir il yönetimi resmen düşmüştür" diyor ve yönetimin düştüğünü Genel merkeze bildireceğini söylüyor.
Kendisiyle birlikte 8 yöneticinin daha istifa mektubunu yanına alan Çuhadar, Partinin karar defterini de aynı şekilde yanına alarak parti binasından ayrılıyor.
İSTİFA ETMEYEN 12 ÜYE KARŞI ÇIKIYOR
Bunun üzerine, istifa etmeyen 12 il yöneticisi, "tüzük gereği il yönetiminin düşmesi için gereken sayı mevcut değildir. Yönetimin düşme şartları oluşmamıştır. Yönetim, çağrılacak olan yedek üyeler Murat Türkyaman,Fidan Uğur ve Meral Yazıcı ile birlikte yeterli sayıda ve görevinin başındadır" diyerek zabıt tutuyor.
İl Başkanı ve 8 yönetici istifalarının yönetime verilmediği, parti karar defterinin de, istifa eden il başkanı tarafından beraberinde götürüldüğü de söz konusu tutanakta yer alıyor.
Tutulan zabıtta ayrıca, Perşembe günü saat 18.30 da yapılacak olan yönetim kurulu toplantısında, istifaların ardından yeniden görev dağılımı yapılacağı da belirtilip, söz konusu tutanak CHP Genel merkezine gönderiliyor.
Sonuç olarak; CHP'de il yönetiminin düşmesi için planlanan girişim, tam da sonuca ulaşamıyor.
İl Başkanı ile 8 üyenin aynı anda istifa etmesi, tüzük gereği yönetimin düşmesi sayısına yetmiyor.
İstifa etmeyen 12 yönetici ile, yedekten çağrılacak 3 üyenin de eklenmesiyle il yönetimi 15 kişi olarak görevine devam etme kararı alıyor.
Sonuç olarak dün Genel Merkeze, hem istifa eden il başkanı Nihat Çuhadar tarafından gönderilen "İstifalarımızla İl Yönetimi düştü" kararı, hem de istifa etmeyen 12 yöneticinin tuttuğu "Görevimizin başındayız" şeklindeki tutanak kararları aynı anda gidiyor.
Operasyon sonucu Yönetim düşmeyince Nihat Çuhadar "Genel Merkez istifamızı kabul etmedi" diyerek istifa eden yöneticileri tek tek "Dönüyoruz" diye arıyor.
Sonuç olarak, CHP'de il yönetimini düşürme operasyonu resmen komediye dönerken Nihat Çuhadar da en çok istifa edip, geri dönen il başkanı ünvanına sahip oluyor.
*****************************
Salih Koca'nın iddiası ne,anlattıkları ne?
Ne demişti AK parti Milletvekili Salih Koca Kızılinler konusunda:
-"Bir iki firmaya peşkeş çekme adına burasının bir bütün olarak ihaleye çıkması mantığındalar"
Bu sözler üzerine ne demişti Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç:
-"Şuna peşkeş çekti desin ben hemen pılımı pırtımı toplarım belediyeyi terk ederim."
Bu arada biz ne demiştik başlayan tartışmayla ilgili olarak:
-"Madem Salih Koca'nın Kızılinler arazilerini peşkeş çekme ile ilgili bir bildiği var, bu bildiğini derhal açıklamalı"
Gelinen noktada dün basının karşısına çıkmış Salih Koca.
Bu mesele sorulunca da, "Siz onu boş verin de ben size başka bir şey anlatayım" misali, başlamış Tepebaşı Belediyesinin halen yargıda olan temizlik işleriyle ilgili anlatmaya.
-"Niye peşkeş çekiliyor dedin?" e cevap yok...
-"Peşkeş çekiliyor dediğinin belgesi var mı?" ya da cevap yok.
-"Durup dururken Kızılinler konusunda belge bilgi olmadan nasıl böyle bir iddiada bulunabiliyorsun?" un da cevabı yok.
Peki ne var?
-"Boş verin Kızılinler'i ve Ahmet Ataç hakkında söylediğim peşkeş sözlerini... Ben size başka bir şey anlatayım" var...
Olur mu sizce?
Olmadı çünkü yemezler...
Demek ki neymiş? Bir iddia ortaya atarken, ortaya attığın bu iddiayı kanıtlamak gerekirmiş.
Demek ki neymiş? Birilerini peşkeş çekmekle suçlarken, bunun belgesini çıkartıp orta yere koymak gerekirmiş.
Demek ki neymiş? Birilerini suçladığında, bunu ispat etme yerine başka konulara dalmak,işlenilen kabahati örtemiyormuş.
***************************
Futbolcular stresli mi?
"Lig başladığı günden bu güne gelinceye kadar Eskişehirspor'un en iyi futbol ortaya koyduğu karşılaşmalar hangileri?" diye sorsak...
Hemen herkes bu soruya "Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçları" cevabını verir.
Gerçekten de, Eskişehirspor'un sezon başından beri en iyi futbol ortaya koyduğu maçlar, bu "üç büyükler" diye tanımlanan takımlar ile oynadığı maçlardır.
Eskişehirspor bu üç maçta da, hem en güzel futbolunu ortaya koymuş, hem de hakem hataları nedeniyle hakkı yenmiştir.
Peki...
"Lig başladığı günden bu güne gelinceye kadar Eskişehirspor'un en kötü futbol ortaya koyduğu karşılaşmalar hangileri?" diye sorsak.
Hemen herkes bu soruya da "Kazanamadığı tüm maçlar" cevabını verir ki, bu kazanamadığı maçlar arasında, kendi sahasında oynadığı maçlar da dahildir.
O halde, şöyle bir sonuç çıkıyor...
Eskişehirspor, özellikle güçlü takımlar karşısında canını dişine takarken ve muhteşem mücadeleler ortaya koyarken, aynı Eskişehirspor'u, güçsüz rakipleri karşısında tanımak mümkün olmuyor.
Bu da şunu gösteriyor ki; Eskişehirsporlu futbolcular, söz konusu rakipler Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş oldu mu, bur başka oynuyor...
Artık göze girip, kendilerini göstermek için mi yapıyorlar bunu bilemiyoruz ama...
Durum maalesef böyle...
Durum böyleyken, kulüp başkanı Mesut Hoşcan'ın "Futbolcularımız stres altında" sözlerine pek bir anlam veremedik doğrusu...
Çünkü...
İyi rakipler karşısında varını yoğunu ortaya koyup, vasat rakipler karşısında resmen koy veren futbolcuların stresi, Eskişehirspor'un içinde bulunduğu kötü durumdan kaynaklanan stres değil, olsa olsa "Biran önce üç büyüklere kapağı atayım" stresinden başka bir şey değildir...