
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
CHP'li Ahmet Ataç ve Belediye konuşuluyorsa...
Tepebaşı Belediyesi şu sıralarda çok konuşuluyor.
Bunun iki nedeni var,
Birincisi Belediyenin sosyal nitelikte gerçekleştirdiği projelerin üst üste almış olduğu ödüller.
Neredeyse her hafta bir ödül geliyor Tepebaşı Belediyesine.
Yaptığı her sosyal proje sırayla ödül sahibi oluyor.
Tepebaşı, sosyal ve kültürel projelerde resmen Dünyanın sayılı ülkeleriyle yarışıyor.
İkincisi ise, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın partisi CHP içinde göstermiş olduğu tutum.
Geçtiğimiz hafta CHP'de Kadın kolları kongresi vardı.
Bu kongre sürecine birileri taraf olurken, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç tarafsız kaldı.
Bir de üstüne üstlük taraf olanlar kongreye bile katılma gereği duymazken o gidip, kongrede güzel ve birleştirici bir konuşma yaptı.
Bu davranışıyla da CHP'lilerden takdir aldı.
Sonuç olarak:
Ahmet Ataç hem Belediye çalışmalarının peşi sıra gelen ödülleriyle, hem de parti içindeki olgun ve birleştirirci tavırlarıyla konuşuldu geçtiğimiz hafta.
Bu Ahmet Ataç'ın hem Belediye Başkanı,hem de partili bir Belediye Başkanı olması açısından son derece önemli bir konum.
Çünkü...
Hem Belediye'de yaptıkları takdir görüyor hem de partide ki davranışları.
******************************************
Ortak akılsızlık...
Atatürk Stadyumunun bulunduğu 55 Bin metrekarelik alana Meydan yapılacak.
Yapılacak yapılmasına ama Atatürk Stadyumunun olduğu yer TOKİ'ye verilmiş.
Sazova'ya yeni bir Stadyum yapma karşılığında almış bu yeri.
Şehir de ayaklanmış tabi.
-"Biz yeni stadyumun, mevcut Atatürk stadyumunun olduğu yere yapılmasını istiyorduk. Bunu yapmadılar. İnsanların birçok anısının bulunduğu bu yeri bir de kalkıp TOKİ'ye verdiler. TOKİ burayı beton yığını ile kaplayacak. Bu olmasın. En azından burası Meydan haline getirilsin" şeklindeki isteklerini sesli olarak dile getirmişler.
Baktılar olmuyor, burasının Meydan yapılması, beton yığınına dönüşmemesi isteği her geçen gün üzerlerinde baskı unsuru oluşturuyor, başladılar formül arayışına.
SONUNDA BULUNUYOR FORMÜL
Sonunda formül bulundu.
Türk Dünyası Kültür Başkenti projesinin bütçesini neredeyse Anadolu Üniversitesi oluşturuyor.
"Anadolu Üniversitesi'nin Türk Dünyası bütçesine verdiği parayı biz TOKİ'ye verelim, mevcut Atatürk Stadyumu arazisinden vaz geçmesini sağlayalım, o bir aradan çekilsin" dediler ve söz konusu alanın Meydan olabilmesinin önünü açtılar.
Böylece, protokoller yapılıp, ödemeler başlarken, süreci de başlatmış oldular.
Buraya kadar her şey doğru.
Asıl bundan sonra şehrin ortak akılsızlığı çıkıyor orta yere.
Türk Dünyası Kültür Başkenti mevcut Atatürk stadyumunun sahibi oluyor olmasına ama, bu sahiplenmeyi uzun süre üzerinde taşıma şansı yor.
Çünkü süreç bitmiş.
TOKİ'den aldığı ve Meydan yapılacak alanı Eskişehir'deki bir kuruma devretmesi lazım.
Özel İdare Müdürlükleri kaldırılmamış olsa iş kolay.
Alanı Özel İdare'nin üzerine devredip gidecekler.
Ama o da yok.
Birkaç seçenek kalıyor geriye.
Ya Büyükşehir Belediyesine verecekler söz konusu alanı, ya da bir vakıf falan.
Ya da, Türk Dünyasına bu alanı alabilmesi için parayı veren Anadolu Üniversitesine.
Büyükşehir Belediyesine vermek istemiyorlar...
Çünkü: Belediye hem iktidar partisinden değil, hem de Belediye Başkanı Türk Dünyası Ajansı yönetiminden ayrılıp gitmiş.
Vakıf falan yanlış anlaşılır diye hiç düşünülmüyor.
Geriye bir tek Anadolu Üniversitesi kalıyor.
-"Madem parayı o verdi. Alanı da biz Üniversiteye verelim" diyerek, bugünkü gelinen noktaya geliniyor iş.
Ancak...
Üniversite'nin şehre bir meydan yapma gibi bir durumu söz konusu değil.
Hatta bu konuda yasal engeli var.
Formül bulunuyor "Üniversite buraya bazı birimlerini taşır. Çevresinde de büyük bir meydan olur" diyorlar ve karar alınıyor.
ORTAK AKILSIZLIK BURADA ÇIKIYOR ORTAYA
İşte şehrin ortak akılsızlığını da biz burada görüyoruz.
Çünkü:
-Büyükşehir Belediye Başkanı "Burayı, üzerindekileri de yıkarak bize verin biz yapalım. Dünyanın her yerinde Meydan yapmak yerel yönetimlerin görevidir" diyor.
-Milletvekili Ülker Can "Büyükerşen burayı yapılaşmaya açmak istemişti" açıklaması yapıyor.
-Milletvekili Salih Koca "Türk Dünyası yönetiminden ayrıl, şimdi de alanı iste. Büyükerşen'in ne katkısı oldu ki bu sürece şimdi istekte bulunuyor?" diye soruyor.
-Vali Güngör Azim Tuna "Büyükşehir belediyesi bu alanı istiyor ama bu alanı hak etti mi ki?" diyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı "Buraya bu yöntemle yapılacak her yapı kaçak olur. Haber vereyim" diye uyarıyor.
Vali Güngör Azim Tuna "Büyükşehir alanı istiyor ama, hani projesi nerde?"diye soruyor.
Anadolu Üniversitesi Rektörü "Bu alan bize verildi ama herhangi bir projemiz yok. Görüşle alıp proje oluşturacağız" diyor.
Tüm bu söylenenlerden sonra biz anlıyoruz ki, bu şehirde ortak akıl falan yok.
Halbuki, bir masa etrafında oturup, 25 dakikada sonuçlanabilecek bir mesele, herkesin haklı olduğu ve haklılık gerekçelerini çarpıştırdığı bir konuma geliyor.
***********************************************
Bunun böyle olacağını biliyorduk.
Son mahalli seçimler yapıldığında ve Eskişehir'in 6 Milletvekili belli olduğunda "Bir dahaki seçime bu vekillerin yarısı yolda dökülür ve Eskişehir 6 Milletvekili ile başladığı süeci 3-4 Milletvekili ile tamamlar" demiştik.,Çünkü.
Bir önceki dönem de aynısı olmuştu.
Nabi Avcı Bakan oldu gitti.
Ruhsar Demirel Genel Başkan yardımcısı oldu gitti.
Kazım Kurt Belediye Başkanı olup gitti.
Süheyl Batum zaten yoktu.Şimdi CHP'den de ihraç ediliyor.
Neyse ki seçime az bir süre kaldı.
Ne yapalım?
Biz de yeni seçime kalanlarla idare edeceğiz artık.