Heyhat!
CHP ne zaman sahaya inecek?
Soru üzerine soru...
Eleştiri üzerine eleştiri!
Ortalık feryat figan!
Ne oldu!
CHP in indimi sahaya?
İndi...
Ama tam iki ay sonra!
***
CHP en başta vali, sonra belediye başkanları, sonra birkaç kuruma daha gidince;
Herkes çok sevindi!
Başta da ben!
İnkâr etmiyorum...
Ancak inilen sahayı karıştırdığımın sonradan farkına vardığımı da söylemek arzusu içindeyim...
Öyle ya;
CHP, il kongresinden onlarca gün sonra ortaya çıkınca, başta da yazdığımız gibi büyük heyecana kapıldık.
"CHP sahaya indi" sandık!
***
Seçilen il örgütünün bazı üyeleri değişse de, zaten iki yıldır yönetimde olduklarından sahalarda olmaları gerekiyordu.
Geçen dönem görmedik ama 'işte şimdi indiler' dedik.
Sonradan uyandık!
Gördük ki inilen saha yeşil sahalarmış...
Öyle tozlu, topraklı, çamurlu, kir, pas tutmuş sahalar değil!
Protokol ziyaretleri yani sadece!
Geri kalanı fos!
***
Bakın;
Ramazan bitti bitiyor, ortada CHP il örgütü yok!
Belediyeler ile AKP iftar yarışına girmiş, milleti topladıkça topluyorlar, CHP ortada yok!
Muhtarlar kapı kapı dolaşıyor, verilen yardımları dağıtıyor;
'Buda bizden diyerek' çıkan, gezen CHP yok!
İktidar, vekiline kadar en ücra noktaya ulaşırken, CHP yine yok!
Yani CHP'de adeta 'yok, yok!'
Durum bu!
***
Anlatmak istediğimiz de şu;
CHP'yi görünce ortalığı boşuna velveleye vermişiz.
'AKP yalnız kalmayacak, sahaya ortak çıktı, yerel seçimler öncesi halkın partisi iş başında' falan diye düşünmüştük...
Dediğimiz gibi bir anlık hevesmiş, sadece bir anlık...
..........
HEY GİDİ ZİRAAT ODASI!
Gazetecilik yaşamımızda önemli bir yere sahiptir Ziraat Odası...
Çiftçinin derdini, sıkıntısını öğrendiğimiz yegâne kurumdur.
Sık sık giderdik odaya, tarımın, üreticinin nabzını tutardık.
Tespitlerimizi de gelir gazetemizde yazar, kamuoyunu da bilgilendirirdik.
***
Hayli heyecan vardı geçmişte odada...
Krizin en ağır vurduğu yıllarda bile, bir beraberlik, bütünlük havası vardı.
Hiç unutmuyoruz...
Amerika'da oynanan dünya kupasının ilk maçını Ziraat Odasında izlemiştik...
Sabah saatlerinde tüm gazeteciler haber için gittiğimiz yerde, kol kola girip izledik Brezilya maçını...
Hasan Şaş'ın attığı golün sevincini de orada yaşadık.
Yani çok şeyler kattı Ziraat Odası, hem bize, hem çiftçiye, hem de bu şehre!
Peki ya şimdi?
Kapısına kilit vurulmuş...
Tarım camiasından sonra galiba en çok üzülenler arasında oluyoruz...
Çok acı...
..........
AYİNESİ İŞTİR KİŞİNİN!
Şehir gündemi hayli boş!
Millet tatilde.
İşin içine birde Ramazan girince, ahali kendisine eğlencelik arıyor.
İşi gücü bırakıp, insanlara takıyorlar.
Kişiler üzerinden gazetecilik yapıyorlar.
Ya da gazetecilik adı altında siyaset yapıyorlar!
'Ortada dolaşan bu gazeteciler' şehre sadece tek bir noktadan bakmayı adet edindiği içinde, oldukça komik yazılar ortaya çıkıyor.
***
Neyse;
Konumuz bu değil!
Medya sektörünün başına geçen güneşle ilgili!
Dedik ya, bazıları artık işi gücü bıraktı, millete sarıyor.
Bazıları da başkalarını eleştirmek isterken, mantık hatasına düşüyor.
Lafı sana getireceğim Sayın Hakkı Kutlu!
Günde 20 tane haber yazmaktan gözü şişmiş, beyni dönmüş insanların yaptığı hataları yazmaktan vazgeç artık!
İnsanların ekmeklerini kazanırken düştüğü hataları görmezden gelmekte büyük erdemdir!
Sonuçta bu tür hatalar, hata değil bir 'iş kazasıdır'
Tıpkı senin yaptığın gibi, tıpkı senin içine düştüğün 'iş kazası' gibi!
Çünkü;
Katı bir şeyi, sıvı bir şeye doğramak mantıksızlık değil.
Mantığın en önde giden hareketidir...

NOT; Murat Atikel'de köşesinde, yaptığım bir haberi eleştiren yazı yazmış.
Manşetimize konu olan 'apartların yasa dışı kullanımı' ile ilgili meseleyi 2 ay önce yazdığını söylemiş...
İyi de Murat! Sen o yazıda apartların şehirdeki işleyişlerini ve ekonomik koşullarını yazmışsın...
Şehrin esnaf ve tüccarı için taşıdıkları sakıncaları, yarattıkları haksız rekabeti, devletin ekonomik kayıplarını, yaşanan güvenlik açığını ve söyleyemeyeceğim başka şeyleri es geçmişsin...
Yani, yine şehirle ilgili meseleyi atlamış, olaya olmadık ve kimseyi ilgilendirmeyen yerinden bakmışsın!
İyi uykular...