1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

CHP'nin sorunu samimiyetsizlik...

Cumhuriyet Halk Partisi bir türlü iktidara gelemiyor ya...
Adeta demir attığı yüzde 25 oranında oyu bir türlü aşamıyor ya...
Bunun üzerine CHP'liler çıkıp:
-"Programsa program, Tüzük ise tüzük, Beyanname ise beyanname. Daha ne yapalım?" diyor ya...
Hatta...
-"65 yıl boyunca iktidar olamıyoruz. Biz nerde hata yapıyoruz?" sorusunun cevabını arıyor ya...
Dahası...
-"Millet bize iktidarı vermiyorsa biz bir yerlerde yanlış yapıyoruz" diye düşünüyor ya...
Ve dahi:
-"CHP ile ilgili toplumda oluşan algıyı bir türlü kıramıyoruz" diye serzenişte bulunuyorlar ya...
Aslına bakarsanız tüm bu soruların cevabı tek bir kelimede gizli.
O kelime: SAMİMİYET.
CHP'de söylenilenler ile yapılanlar arasında bir samimiyet boşluğu var.
O yüzden, CHP'lilerin söyledikleri ile yaptıkları arasındaki tutarsızlığı, kamuoyuna samimiyetsizlik olarak yansıyor.
Eskişehir'den örnek verelim...
- "Milletvekilleri kesinlikle Belediye Başkan adayı olmayacak" dedikten sonra, bir milletvekili Odunpazarı belediyesine aday yapılırsa...
- "Belediye Başkan adayı, mevcut aday adayları içinden seçilecek" deyip, dışarıdan bir aday belirlenirse...
- "Adayı anketle belirleyeceğiz" dedikten sonra, anket bile yaptırılmazsa...
- Önceki kongrede çarşaf liste isteyenler, sonraki kongrede Blok liste ile kongre yaparsa.
- Önceki kongrede Blok liste diye tutturanlar, sonraki kongrede çarşaf liste diye bağırırsa.
- "İktidara gelirsek eğitimi ücretsiz yapacağız" dedikten sonra, partide aday olmak isteyenlere 500 tl karşılığı zorunlu eğitim verilirse.
- Atama ile meclis üyesi olmuş biri çıkıp, partisinin milletvekiline "Sen atama ile geldin" eleştirisinde bulunursa.
- Sürekli ön seçim isteyip, fırsatı bulduğunda tepeden inme adaylığa balıklama atlarsa...
- Partinin danışma toplantılarına partili oda ve dernek başkanları kasıtlı davet edilmezse...
- -Parti, parti binasından değil de, belediye binalarından yönetilirse...
- İl başkanı çıkıp, "üyelerin dörtte birine ulaşamıyorum" derse...
- Özelleştirmeye karşı çıktığı için, aslında görevini yapan sendika temsilcisinden savunma istenirse.
Ve
-İl Başkanı daha bismillah demeden parti içindeki birilerinin delege bezirgânlığı ile suçlarsa...
Kusura bakmayın ama, insanlar da bu yapılanlara bakıp, ortada bir tutarsızlık ve samimiyetsizlik olduğunu anlar.
O yüzden...
CHP iktidar olmak istiyorsa...
"Nerede hata yapıyoruz?" diye sürekli kendi kendine soruyorsa...
"Bu millet niçin 65 yıldır bize iktidarı vermiyor?" diye soruyorsa...
Önce, söyledikleri ile yaptıkları farklı olmayacak.
Söyledikleri ile yaptıkları arasında tutarsızlık yaşamayacak ki, insanlar samimi olduğuna ikna olabilsin.
Zira...
CHP bu haliyle çok samimi gelmiyor...
......

Buyurun cenaze namazına
Yer: Alaaddin Camii.
Eskişehirlilerin yakından tanıdığı meclis üyesi Jale Nur Süllü'nün ağabeyinin cenaze töreni.
Camii imamı tören sırasında konuşurken, merhumun 78 yaşında olduğunu ve vaktinin de geldiğini söylüyor.
Bu, alışılagelmiş bir konuşma tarzı değil.
Hele hele, cenaze törenlerinde söylenecek şey hiç değil.
Üstelik bunu, cenaze namazını kıldıracak olan imamın söylemesi olur şey değil.
İmam bunu söyleyince, cemaat arasında bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen araya girme ihtiyacı duyuyor.
-"Merhum senin söylediğin gibi 78 yaşında değil, 69 yaşındaydı, üstelik vadesi de gelmemişti" diyor.
Bir anlamda tepki gösteriyor imamın sözlerine.
Cenaze namazında ortalık olabildiğince geriliyor.
Cemaat içinden tepkiler yükselince, imam sözlerini düzeltiyor.
Kısacası...
Bir cenaze töreninde yaşanmaması gereken ne varsa yaşanıyor söz konusu törende.
Cenazeyi kıldıran imam, tabut başında sarf ettiği sözleriyle töreni adeta mahvediyor.
Hem cenazeye olan saygımızdan, hem de merhumun yakınlarının içinde bulunduğu hassas durumu göz önüne alarak, önceki gün yaşanan bu olayı gazetemizde daha büyük puntolarla işleme yoluna gitmedik.
Aslında "Skandal" boyutuna taşınabilecek olan bu olayı, taşıdığımız hassasiyetten ötürü görmezden gelmeyi tercih ettik.
Ancak...
Bu gibi olayların tekrarlanmaması adına, birilerinin de bir şeyler yapması gerektiğine inandığımız için bu koynu bu köşede işlemeye karar verdik.

İMAMLAR ÇOK KONUŞUYOR.
Olayı duyduktan sonra küçük bir araştırma yaptık.
Cenaze töreninde skandal sözlere imza atan imam, Eskişehir'in en iyi imamları arasındaymış.
Mesleğini seven, sevgi ve takdir gören bir isimmiş.
Tören sırasında yapmış olduğu gaf, kendisini çok iyi tanıyanları bile şok etmiş.
Peki, böylesine özellikleri olan ve tecrübe sahibi bir imam nasıl oluyor da bu denli kötü bir gaf'a imza atabiliyor?
Aslında cevap çok basit:
-"Merhumun vadesi dolmuş" diyeceği yere, dil sürçmesinin de tesiriyle "Merhumun vakti gelmişti" diyor.
İşin gerçeği, hani bir söz var ya "Çok konuşan çok hata yapar" diye.
İşte bauda da bu sözün ne kadar doğru olduğu çıkıyor ortaya.
Çünkü...
İmamlar, cenaze törenlerinde haddinden fazla konuşuyor.
Hele bir de önünde bulunan cemaat içinde şehri yönetenler varsa, susmak nedir bilmiyor.
O yüzden de, cenaze törenleri gibi kutsal ve hassasiyet dolu törenler sırasında bu tür gaflar ortaya çıkıyor.

MÜFTÜLÜK "ÇOK KONUŞMAYIN" UYARISI YAPMALI
Cenaze törenlerinde imamların yapacağı iş bellidir.
Kısa ve net bir konuşma, cemaatten istenecek olan helallik ve ardından kıldırılacak cenaze namazı.
Bunun dışında, imamlar tarafından yapılan konuşmalar da, verilmek istenen mesajlar da fuzulidir ve sonuçta bu gibi gafların yapılma ihtimali ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak, Cenaze gibi hassasiyetlerin en üst düzeyde olduğu törenlerde imamlar gereksiz yere konuşmamalı, bu konuda müftülük de imamlara "Çok konuşmayın" uyarısı yapmalıdır.
......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM

Birkaç Fransız kantinde gevezelik ederken içlerinden biri sorar:
-Gütenberg kim? Biliyor musunuz?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Gütenberg'in basım makinesini bulan kişi olduğunu bilecektiniz....
Ya Panmentier'i?
-Hayır, der ötekiler.
-Güzel, sizde benim gibi gece kurslarına gitseydiniz, Panmentier'in patatesi bulan kişi olduğunu bilecektiniz.Eğer gece kurslarına gitmezseniz yaşam boyunca....
İşte o zaman, aralarında lehimci olanı öfkelenip patlar :
-Oldu, anlaştık! Gütenberg'i, Panmentier'i bilmiyoruz. Sen Obarana kim biliyor musun?
-Hayır!
-Peki öyle ise öğren! Obarana, sen gece kurslarına gittiğinde evine giren herifin adıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi