15 Temmuz, partilerden istifa edip, aday olmak için son gün.
CHP'nin bizce akıllı bir adımı bu!
İstifaların ardından önemli bir süreç olacak partinin önünde.
Bu süreçte teşkilatların toparlanması ve çalışmaya başlaması için de yetecek.
Yani;
Adaylar teşkilat desteğini de alarak çalışma imkânı bulacaklar.
Elbette teşkilatlar adayları destekler, onlar için çalışırlar.
Fakat CHP söz konusu olduğu zaman, bunun garantisini vermek zor olur.
Öyle ya;
CHP'de birde böylesine hastalıklar vardır.
Teşkilat beğenmediği adayı ya da kendi içinden olmayan ismi desteklemez.
Destekler gibi görünür.
Hepsini bırakın, rakip parti adaylarının desteklendiği yönünde söylentiler bile yayılır.
***
Neyse bu başka bir konu!
Biz yeni il başkanı kim olacak ona bakalım.
Malum;
15 Temmuz'da Erman Gölet istifa edecek.
Neredeyse bu kesin.
O yüzden, CHP'nin yeni yönetiminin kimlerden oluşacağı, yönetimin başında da kimin olacağı sorusu ortaya çıkıyor.
Bu konu önemli.
Çünkü, seçimlerde teşkilatın duruşu da önem kazanıyor.
Bunun nedenini yukarıda söyledik.
Ne olursa olsun, kim olursa olsun tam destek verecek bir yönetim oluşturulmak zorunluluğu doğuyor..
***
Şimdi CHP'de bu isimler üzerine kafa yoruluyor.
Belki de yeni yönetimin nasıl ve kimlerden oluşması gerektiğini en çok düşünen Büyükerşen'dir.
Öyle ya;
Teşkilatın tam desteğini almadan girilecek bir seçim, mutlaka bir dezavantaj oluşturur.
O yüzden;
Hocaya yakın bir isim üzerinde yorum yapmak bu yüzden akıllıca olur.
***
Herkesin aklına hemen Erdal Caferoğlu geliyor değil mi 'hocaya yakın isim' denilince.
Bir defa o türlü senaryoları geçelim.
Caferoğlu zaten adaylığı düşünüyor.
İkincisi, parti içinde çokta sevimli bulunmayan bir ismin il başkanı yapılması, en azından Hoca için dezavantaj yaratabilir.
Daha sonra sırasıyla bazı isimler ortaya atıldı.
Ancak asıl bir isim bizce il başkanlığı için avantajlı görünüyor.
O da;
Eskişehirspor'daki görevini seçim kaybederek yitiren Nihat Çuhadar!
Hem yönetimin içinden bir isim, hem de yeni bir görev için galiba hazır.
Ne dersiniz?
Olur mu?

************************

BAKANLIK BÜYÜKERŞEN'İN PLANLARINA GÖRE DÖNÜŞÜM YAPAR MI?

Rakamlar açıklandı.
1206 binada 14 bin kişi risk altında yaşıyor.
Bu devletin rakamları.
Yapılan denetleme ve incelemelerden sonra ortaya çıkmış bir sonuç.
Aynı sonuçların yer aldığı rapora göre de, kentin neredeyse üçte biri risk altında.
Binaların yıkılması, yerine yenilerinin yapılması gerekiyor.
Bunun içinde bir plan gerekiyor.
Plan yetkisi ise Büyükşehir Belediyesi'nde.
***
Şimdi belediye bu 56 hektarlık alan için 'kentsel tasarım planı' yapacak.
Yani neresi park, neresi konut alanı, neresi yol, cadde belirleyecek.
Malum ki, yeni planlar şehrin geleceğine göre yapılacak.
Ancak;
Planlar dahilindeki uygulamayı da hükümet yada bakanlık yapacak.
***
İşte burada bir düğüm oluşuyor.
Birbirine zıt düşüncedeki insanlar acaba böyle bir planı yapıp, aynı planı uygulayabilirler mi?
Tereddütlerimiz var.
Olmaması mümkün mü?
Stadyum yerinin planlanmasından tutunda, demiryolunun yer altına alınması planlarına kadar iki taraf aynı şeyi düşünemedi.
56 hektarlık bir alandan bahsediyorsak, bir anlaşma olacağını düşünmekte pek olanaklı değil.
***
O yüzden işlerin uzamasından endişe duyuyoruz.
Yarın bakanlık belediyenin planlarını beğenmeyip, kendi yetkilerini önüne koyup ayrı bir plan yaparsa, bu konu uzarda uzar.
Bu nedenle;
Herkes sorumluluk bilincinde olmalı ve işleri de hızlandırılmalı.
Ne diyor rapor;
"14 bin kişi olası bir afet öncesi risk altına"
Yani 14 bin kişi tek bir sarsıntıda yok olabilir.
Bilmem anlatabildim mi?