1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

ÇOK GÜZEL HAREKETLER BUNLAR...

1 Kasım'da seçilen Eskişehir'in 6 Milletvekili,önceki gün yeminlerini etti.

Yemin ettikleri günün akşamında da bir araya geldiler.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın davetiydi bu.
Öğretmenevi'nde buluşuldu.
Hem tanışıldı hem konuşuldu.
Yenilen yemek eşliğinde sohbet edildi.
Eskişehir'e dair neler konuşuldu detayı ile bilemiyoruz.

Ancak...

Sohbet dahi olsa, konuşulan konular arasında Eskişehir olduğunu tahmin etmek hiç de zor değil.

Sonuç olarak...
1 Kasım seçimlerinde vize alan Milletvekillerinin, yemin eder etmez bir yemekte bir araya gelmiş olması çok güzel bir davranış.

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı'nın, Eskişehir Milletvekillerini yeminin hemen sonrasında bir araya getirmesi büyük bir nezaket örneği.

BaştaUtku Çakırözer olmak üzere, CHP Milletvekillerinin bu yemek davetini yaptığı için ,özellikle Bakan Avcı'ya yazılı ve sözlü teşekkür etmeleri son derece şık bir davranış.

Sonuç olarak...

Çoğu dönemlerde bırakın tüm şehrin vekillerinin bir araya gelmesini, aynı partiden olan vekillerin bile bir araya gelmediği düşünüldüğünde, sonuçta yapılan bir yemek de olsa, insanın " çok güzel hareketler bunlar" diyesi geliyor.

Hele hele..

Benzeri toplantıların çok sık yapılacağı ve yapılan her toplantının gündemli olacağı söylendiğinde insan ister istemez Eskişehir adına umutlandıkça umutlanıyor.

Biz başkalarının yapmış olduğu gibi "Toplanıyorlar da ne oluyor? Hangi meseleyi çözüyorlar ki? Yaptıkları sadece yemek yiyip çay-kahve içmek. Bir araya gelmelerinin Eskişehir'e sağlamış olduğu ne katkı var ki?"diye düşünmüyoruz.

Böyle düşünenlerin de düşüncesine saygımız var ama biz bu toplantı ve bir araya gelişlerini önemsiyoruz.

Bir araya gelindiğinde hiçbir mesele halledilmese dahi ( ki mutlaka çoğu sorun gündeme geliyor ve halli yoluna gidiliyordur)sırf çay- kahve içilmesinin bile Eskişehir'e büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.

Umarız yanılmayız
......

BUGÜN TAM TERSİ BİR DURUM VAR. HEM DE ESKİŞEHİR'DE...
Osman Kibar Meclis kulisinde gördüğü Prof Dr Turan Güneş'e sormuş:

-"Turan seni Hiçbir lider sevmez!"
Turan Güneş bozulmuş tabii.

-"Niye ki?" diye sormuş ardından.
Devam etmiş Osman Kibar:
-"Üç kusurun var senin... Birincisi: Profesör olman. İkincisi: Akıllı olman...Üçüncüsü de taviz vermiyor olman. Liderler bu üç kusuru olanı hiç sevmez. Hiç gözünün yaşına bakmadan harcarlar senin gibi adamı" der.
Prof Dr Turan Güneş:
-"İyi güzel de, gördüğün gibi ben hala harcanmış değilim" deyince Osman Kibar:
-"Demek ki senin liderin yeteri kadar güçlü değil" cevabını yapıştırır.
Söylediğimiz diyalog bundan 50 yıl önce yaşanan bir diyalog.
yıllarda geçerli olan da bir diyalog...

Fakat...
Aradan 50 yıl geçtiğinde bu diyaloğa konu olan gerçek de siyasette tam anlamıyla değişmiş.

Neden mi?
Cevabı çok açık...
Bakın Eskişehir'e?
50 yıl öncesi, liderlerin nazarında üç önemli kusur taşıyanlar ve bu özellikleri nedeniyle de liderleri tarafından harcanan siyasetçiler, bu gün aynı üç özellikleriyle, genel başkanların kıramadığı, değer verdiği siyasetçiler konumuna geldi.

Hem de Eskişehir'de.
Kim mi bunlar?
Hem AK Parti, hem de CHP içinde bu üç özelliği taşıyan isimlerin kimler olabileceğini düşünün...
"ŞIK" diye bulacaksınız zaten...
.....

Bizimkiler o toplantıda yokmuş anlaşılan...
CHP içinde Kılıçdaroğlu'na destek veren ve olağan kurultay takviminin işlemesini isteyen Milletvekilleri Ankara'da toplanmış.

50 kadar CHP milletvekili Ankara Bilkent Otel'de bir araya gelerek, Kılıçdaroğlu'nun desteklenmesi konusunda uzlaşmaya varmış.

Ancak...

Aynı toplantıda, partinin yetkili kurullarının mahalle, ilçe ve il kongreleri sürecinde belediyeler eliyle partilileri baskı altına aldıkları ileri sürülmüş.

Hatta.

"belediyeler partililere baskı kuruyor" yakınmaları adeta isyana dönüşmüş.

Toplantıya hangi Milletvekillerinin katıldığını bilemiyoruz.

Bizim vekiller var mıydı? Onu da bilemiyoruz.

Ancak...

Büyük ihtimalle bu toplantıda yoklardı.

Zira...

Toplantıda olsalardı, diğer milletvekillerinin "belediyeler partililere baskı yapıyor" isyanına muhtemelen karşı çıkıp "Bizim orda böyle bir şey yok" derlerdi...

Öyle ya...

Her üç belediye de kongreler süreci boyunca aktif rol oynamasına rağmen, bugüne kadar hiçbiri çıkıp "Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu, Belediyelerin parti işine karışmaması gerektiğini bizzat söyledi. Buna rağmen belediyeler bu talimata hiç uymuyor. Kongre sürecine resmen müdahale ediyor" falan demedi.

Daha doğrusu...

Belediyelerin işin içinde olduğunu bal gibi bilmelerine rağmen, bunu diyemedi...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi