4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

ÇÖZÜM SÜRECİ VE TERÖR

Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz,". Çözüm sürecinden önce bizim silahlı kuvvetlerin şehit sayısı 5 bin 347, gönüllü köy korucusu şehidimiz bin 378, polis 283, vatandaşlarımızdan şehidimiz 5 bin 791, toplamda yaklaşık 13 bine yakın şehit verdik" Diyerek, AKP iktidarının, " ÇÖZÜM SÜRECİ" ni savunmuştu.
Oysa Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın, "buzdolabına aldık" dediği çözüm süreci terör örgütünün güçlenmesi için, fırsat oldu. Nitekim Amerikan Wall Street Journal gazetesine konuşan PKK'lılar, "Türkiye'nin, her şehrinde örgütlendik." itirafında bulundu.
7 Haziran seçimlerinden sonra, çözüm sürecine nokta koyulmasıyla birlikte, Türkiye, terör kıskacına girdi. Nitekim 21. Yüzyıl Enstitüsü'nün incelemesine göre, PKK, çözüm sürecinde, istihbarat toplayarak güçlendi.Silah, barınak gücü yanı sıra, taban oluşturdu.
Ayrıca İLGESAM Başkanı Doç. Dr.Sandıklı: "Türkiye sınırları içinde, başka bir silahlı gücün yapılanmasını görüyoruz ama çözüm süreci için, müdahale etmiyoruz. Böyle bir şey olamaz. Böyle bir şey kabul edilemez, böyle bir şey kabul edilirse, farkında olmadan PKK'nın güçlenmesine, uygun ortam hazırlanmış olur." diyerek AKP iktidarını uyarmıştı..
PKK, çözüm sürecini kendi çıkarları için kullandı. İkili oynayan örgüt, KCK sözleşmesindeki hedeflere ulaşabilmek için, uygun ortam hazırladı. Çözüm sürecinden istifade ederek, PKK'ya uluslararası ve ulusal meşruiyet kazandırmak istedi.. PKK, HPG demokratik konfedaralizm, özerkliğe giden yapıyı, oluşturmaya çalıştılar.
Diğer yandan Türkiye'de 7 Haziran Genel Seçimleri'nden sonr, çözüm sürecinin buzdolabına konulması' ile yükseliş gösteren terör olaylarında, 22 Aralık 2015' e kadar da 204 güvenlik görevlisi şehit oldu.
Mevcut terör örgütleri içinde, en etkili terör örgütü PKK, Batı ülkelerinden ciddi destek gördü, hala da görüyor. Batı ülkeleri tarafından da taşeron olarak kullanılıyor. Türkiye' nin, teröre verdiği para ile 10 GAP biterdi. Türkiye'nin kaybı, milyarlarca dolar oldu.
GAP projesinin, maliyeti 32 milyar dolardır. Türkiye 10 tane GAP projesini şimdiye kadar çoktan bitirmiş olurdu. 4 milyon insan iş bulabilirdi. Güneydoğu bölgesi dünyanın, en zengin bölgeleri arasındaki yerini alırdı. O nedenle de PKK, en büyük zararı Güneydoğu insanımıza verdi.
Türkiye, geçmişte terörle mücadelede, başarılı sonuçlar aldı. Nitekim 1992 yılında, bugün olduğu gibi, Devlet Güneydoğu'da otorite kaybediyordu. Bu duruma çözüm bulunmak zorunda idi. Ve aranan çözüm, nihayet 1993 yılında bulundu. PKK ya karşı, onun taktikleriyle savaşılacak, PKK ya destek olanlara da terörist muamelesi yapılacaktı. Başılı da olunda AK Parti iktidara geldiğin de terör, yok denek kadar azdı..
Bugün terör, kırsaldan kentlere indi. Çünkü kentlerde terör olayları, kırsaldan çok daha etkilidir ve iç huzuru bozması ihtimali çok yüksektir. Etnik ve dinsel gelişmeler, üzerinden yapılan siyaset anlayışı, terörü teşvik eden ana faktördür. Etnik ve dinsel, önyargı ve nefret meydana geldiği andan itibaren, toplum ayrışmaya ve diğerine kin tutmaya başlar.
Öte yandan terör eyleminin, kimin tarafından yapıldığı değil de "ne amaçla" yapıldığı da halkımız tarafından dikkate alınmalıdır. Çünkü yapılacak olan, her eylem, bir politikanın sonucudur ve karşı tarafı, bir yöne sevk etmek amacını taşır.
Ülkemizin, demografik yapısı, "ETNİK" ve "DİNSEL" önyargı ve nefreti körükleme açısından, terör örgütlerinin iştahına kabartabilir. Halkımız, bu iki unsur üzerinde oluşacak gelişmelere, meydan vermemeli, verecek olanlara da demokratik kurallar içinde tepkisini göstermeli veya güvenlik güçlerine de ihbar etmelidir.
Türkiye'nin, demografik yapısını bilen, Batı ülkeleri, yıllardır taşeron terör örgütleri, özellikle de PKK aracılığıyla, "Kürt-Türk" arasında etnik ve "Alevi-Sünni" mezhepleri arasında da "Dini" nefreti körükleyerek, ülkemizi kaosa sürüklemek veya bölmek istiyor.
Türk toplumu, geçmişte de bu senaryoya tanık oldu. Nitekim Türkleri, Avrupa'dan atmak için geçmişte, Avrupa ülkeleri tarafından, Balkanlar'da, "IRKİ" ve DİNİ" taassuplar körüklendi. Bu uğurda, büyük propagandalar yapıldı. Balkan toplumlarının milliyetçilik hisleri kamçılandı. Önce ayaklanmalar, sonra da savaşlarla istenen sonuca ulaşıldı.
Bugün de aynı senaryolar ve stratejiler, şer odaklarınca,Türkiye' nin gündeminde.
Elbette terörle mücadele, mutlaka yasalar çerçevesinde yürütülmelidir. Çünkü terörün olduğu bölgelerde, bölge halkının güvenliği önceliklidir Teröristle masum bölge halkının karıştırılmaması ise vazgeçilmez bir husustur.Bugün demokrasiyi dilinden düşürmeyen ülkeler, terörü, terörün yöntemi ile yok etmektedirler
Terörle mücadele, güvenlik güçlerine bırakılmayacak kadar da önemlidir. Çünkü terörle mücadele, yalnız güvenlik kuvvetleri tarafından değil, siyasi karar alıcılar, medya ve kamuoyu tarafından da yapılmak zorundadır. Çünkü birlikten kuvvet doğar...

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi