4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

Dalkavukluk yozlaşma sürecidir

Ülkemizde, her alanda, kendisine çıkar ve yarar sağlayacak olanlara, aşırı saygı ve hayranlık göstererek, yaranmak isteyen insanlar var. Bu insanlar, hata yapan kişi/kişileri, savunarak veya alkışlayarak, dalkavukluk yapmaktır. Oysa dalkavuk insanlar, ülkeye, adalete ve insanlarımızın geleceğine, zarar verirken, siyaseti, devleti ve adaleti de yozlaştırıyorlar.
Diğer taraftan, bazı kişi/kişiler, doğası gereği azla yetinmez, hep çoğu ister veya gözü yükseklerdedir. Koşar adımlarla da muktedir olmaya yönelir. Çünkü muktedir olmak, onlara göre, müthiş bir ayrıcalık kazandırır. Bu güce erişmenin, tek yolu da, siyasi iradeye dalkavukluk yapmaktır.
Bu tabloyu, seçimler arifesinde, net bir şekilde görürüz. Elbette milletvekili Belediye Başkan ve her türlü aday, adaylığı, demokratik düzende, ilke olarak herkesin, hakkı olan olağan bir süreçtir. Buna denecek, hiçbir şey yok. Ancak bazı kişi/kişiler, aday adaylıklarını, bir basamak olarak görüyor. Kazanamayacağını bildiği halde, dalkavukluk yaparak, bir makam kapmayı amaçlıyor.
Yıllardır, milletvekili ve yerel seçimler öncesi, partileri adına emek verip, mücadele etmemiş, kamuoyunda tanınmayan, şehircilik vizyonları yeterli olmayan, dalkavuk uyanık tipler, partilere ve siyasetin kalitesine, zarar verdiler ve bugünde veriyorlar.
Ayrıca dalkavuklar, iktidarın verdiği güçle, hukuku ve her türlü ahlaki değeri görmezlikten gelirler. Yönetim, bu insanların elinde başkalarına karşı bir baskı aracına dönüşür. Sonuçta da kurumlarda, özellikle de toplumda , "huzursuzluk" başlar, verim de düşer. Gerçek dostları, kendilerini, uyarır ama çevresindeki dalkavukçu insanlar, bu insanları etkisiz hale getirirler.
Aslında tarihin, her döneminde, olduğu gibi, çok partili dönemde de dalkavuklar, hep oldular. Görevlerini, çok iyi icra ettikleri için de, hep gözde olmayı becermişlerdir. Var olmaya da devam edeceklerdir. Ancak bu kişi/kişilerin, ne devlete ve millete, ne de siyasi partilere, yararı yoktur. Ayrıca kişilikli ve vicdan sahibi kişi/kişiler, asla dalkavuk olmazlar.
Ülkemizde, sözel ve yazılı basında da dalkavukluk tüm hızıyla sürüyor.
İktidar veya muhalefete, dalkavukluk yapan, medya bunu sözüne ve programına gizliyor. Oysa ülkemizde yaşanan medyatik dalkavuk, ülkeye ve siyasete de zarar veriyor.
Artan eleştiriler, direnişler ve muhalefet karşısında, bunalım yaşayan iktidarlar, bu dalkavuklarda, teselli buluyor ve günahlarını örtmeye çalışıyorlar. Çünkü dalkavuklar, tüm tavırlarını, sadece lider üzerinden belirliyorlar. Siyasi arenada, liderlerin "doğrusu" ve "yanlışı" dalkavukların "doğrusu" ve "yanlışları" oluyor.
Elbette dalkavuk olmayan, eleştiri yapan insanlarımızda var. Bu insanlar, genellikle de yıkıcı değil yol göstericidir. O nedenle de siyasetçiler, eleştirileri dikkate almak, gereğini de yapmak zorundadır. Ancak eleştirinin yöneliş şekli kadar, hedefi ve konusu da önemlidir. Aklın devreden çıktığı, bilgiye dayanmayan, tamamen hissi bir düşünce içeren eleştiriler dikkate alınmamalı ama hoşgörü ile karşılanmalıdır. Çünkü insana, yakışan da budur.
Siyasi iktidarlar, Türkiye' de, sorunları çözmek istiyorsa, eleştirileri dikkate almak ve gereğini de yapmak zorundadır. Eleştiri olmayan toplumlara, "NEMELAZIMCILIK" ve "Beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın" felsefesi hâkimdir. Bu ortamda mantıklı düşünen insan olmadığı gibi, dalkavuklar da çoğunluktadır.
Dalkavuklar, siyasetçilerin karşısında, el-pençe divan dururlar, siyasetçinin, her dediğine ve yaptığına, "haklısın " derler ve , siyasetçinin, ayaklarını yerden kesecek şekilde yüceltirler ama siyaseti ve siyasetçiyi yozlaştırırlar. Hata yapmasına da zemin hazırlarlar.
Siyasetçileri, uyarmak gereğini hisseden dalkavuk olamayan insanlar çıkarsa, bu dalkavuklar, hemen karşı saldırıya geçer, Bu iyi niyetli insanları, siyasetçinin düşmanı ilan ederler. Artık siyasetçi için, tehlikeli süreç başlamıştır. Siyasetçileri, hataları nedeniyle uyaranlar, "düşman" olarak, ilan edilir. Dalkavuklar ise siyasetçinin, dostları olmuştur. Aslında siyasetçiler, ne kadar güçlü olursa olsun, sonuçta dalkavukçuların kurbanı olurlar. Türk siyaset tarihinde, bu tür pek çok örnek vardır. Dalkavuklar, uyanık tipler, partilere ve siyasetin kalitesine, dün zarar verdiler, bugün veriyorlar.
Ülkemizde, özellikle de siyasi platformda, dalkavuklar her şart ve zeminde, siyasetçilerin, özelliklede liderlerin yanından ayrılamadığı gibi, kerameti de kendilerinde buluyorlar. Adeta her alanda kerameti de kendilerinde görürler. Seçimlerde, tek seçici gibi, hareket ederler. Hatta adayları bile belirliyorlar. Büyük beklentiler içindeler. Daha da ileri giderek, aday olanları, vaatleri ile umutlandırırlar.
Türk insanı, özellikle de siyasi parti yöneticileri ve liderler, artık gerçekleri görmelidir. Dalkavukluk, bir yozlaşma sürecidir. Bir kısır döngüdür de. Siyaseti, devleti ve politikacıyı da yozlaştıran bunlardır. Bu insanların, ne ülkeye, ne de siyasete faydası vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi