15 Temmuz darbe girişimi sonrasında tek sevindirici sonuç, sağcısıyla-solcusuyla büyük halk kesiminin demokrasiye bağlılık inancını göstermesi oldu.
Mecliste bulunan partilerin darbeye karşı göstermiş oldukları ortak tepki, geniş kitleler halinde sokağa da yansıdı.
Bunun bir örneğini önceki gün vilayet meydanında başlatılan "Demokrasi nöbeti" etkinliğinde de açıkça görebildik.
Hemen her partiden insanlar vardı meydanda.
Hemen her dernekten temsilciler gelmişti vilayet meydanına.
Örneğin: CHP'li bir belediye Başkanının sözlerinin, AK partili birileri tarafından sosyal medya üzerinden paylaşılacağına hiç ihtimal veremezdim.
Bu da oldu önceki gece iyi mi?
Vilayet meydanında düzenlenen "Demokrasi nöbeti" etkinliğine katılan CHP'li Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un burada yapmış olduğu konuşma metni, AK partili olarak bildiğimiz isimler tarafından sosyal medya üzerinden paylaşıldı.
Büyük bir kesim darbe girişimine karşı çıktı.
Büyük bir kesim demokrasiye bağlılığını gösterdi.
Eskişehir Vilayet meydanında ki tablo da böyleydi.
Ha bu arada...
Vekili orada olmasına rağmen "Vatandaş burada Büyükerşen nerede?" diye işi sulandırıp, siyasete getirmek isteyen dangalaklar yok muydu? Vardı tabii...
"Aman orada bulunayım da beni paralelciler arasında görmesinler" diyenler yok muydu?
Onlar da vardı...
Onca yaşanan olaylara ve rejimin resmen tehlikeye girme tehlikesine rağmen hala olayı siyasete getirme çabasında olup, kahramanlığa soyunanlar yok muydu?
Onlar da vardı.
Ama hepsine rağmen bu vatandaş darbeye karşı olduğunu da, demokrasiye bağlılığını da gösterdi vilayet meydanında.
Üstelik...
Darbe ve demokrasi umurunda olmayan, çeşitli nedenlerle sırf orada görünme ihtiyacı duyanların bu saçma sapan davranışlarına rağmen...
.....
Harbiyeli kandırılmaz!
Yanlış işlerin sonradan "yanlış" olduğunun anlaşılması üzerine kullanılır "Kandırıldık" sözü.
Nitekim...
Recep Tayyip Erdoğan da, özellikle Fetullah Gülen hareketi ile ilgili böyle bir değerlendirme yapmış, geçmişte olan beraberlikleri için "kandırıldık" ifadesini kullanmıştı.
15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin boşa çıkması ardından gözaltına alınan ve tutuklanan isimler var.
Bu isimler arasında yüksek rütbeli subaylar, mülki idareciler, hakim ve savcılar ile emniyet mensupları yer alıyor.
Gözaltına alınan ve tutuklanan subaylardan bir kısmı "Darbeci" suçlamasını kabul etmiyor.
Bir kısmı ise verdikleri ifadelerde "Kandırıldık" demiş.
Bu bize Türkiye'nin ilk başarısız darbe girişimi olan Talat Aydemir olayını hatırlattı.
Talat Aydemir'in ilk darbe girişimi diyalog ile önlendikten sonra Başbakan İsmet İnönü bir konuşmasında, darbeye iştirak ettikleri sileri sürülen harbiye öğrencilerini biraz da koruma altına alabilmek için "Kandırılmışlar" kelimesini kullanmış.
Bunun üzerine...
Harbiye öğrencileri, üzerinde "Harbiyeliler kandırılamaz" yazılı bir çelengi Atatürk anıtına koymuşlar ve bu hareket Talat Aydemir'in ikinci darbe girişiminin de sloganı haline gelmiş.
Söylemek istediğimiz şu:
1962 yılında gerçekleşen darbe girişiminde rol oynayan Harbiyeliler, sonucunun ne olacağını düşünmeden ve alacakları cezayı da kabullenmek suretiyle çıkıp, sahiplenmişler olayı.
15 Temmuzcular gibi "Kandırıldık" dememişler en azından...
.....

Operasyonlar kapıda...
15 Temmuz gecesi başlayan olaylar sonrasında Fetö terör örgütüne yönelik çalışmalar sürüyor.
Türk silahlı Kuvvetleri, Emniyet ve yargı ile başlayan gözaltı, tutuklama ve görevden almalar, diğer kurumlara da sıçramış durumda.
Terör örgütüyle bağlantısı olduğu tespit edilen kamu görevlileri ile ilgili operasyonların, milli Eğitim, sağlık gibi diğer kamu kurumlarında da başlayacağı ifade ediliyor.
Söylenilenlere bakılırsa, söz konusu terör örgütü ile ilgili yapılanmaların olduğu iddia edilen kurumların arasında Üniversiteler de geliyor.
Yine söylenenlere bakılırsa...
Üniversitelerde de benzeri operasyonların olacağı ifade ediliyor.
Hemen hemen tüm Üniversitelerde izinlerin kaldırıldığı, yurt dışı eğitim ve gezilerin iptal edildiğine bakılırsa, Üniversitelerde ki operasyonun kapıda olduğu açıkça anlaşılıyor...
.....
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Adam statta yerini almış. Aldığı bilet tribünün en uzak köşesinde. Yerine oturmuş birinci devreyi güç bela seyretmiş. O arada ön tarafta tam ortada bir koltuğun boş olduğunu fark etmiş. Devre arasında sıralar arasından geçip o boş yere ulaşmış. Yan koltuktaki adama sormuş:
- "Burası boş mu?"
- "Boş, demiş adam..."
- "Nasıl oluyor bu tıklım tıklım dolu stadda boş yer kalmış..."
- "Orası benim eşimin," demiş adam, "aylar önce bu maç için almıştık. Ama eşim vefat etti..."
- "Çok üzüldüm," demiş bizimki, "ama dost ve akrabalarınızdan birine neden vermediniz bileti?" Adam kafasını hüzünle sallamış;
- "Onların hepsi şu anda cenazede"