
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Darısı Eski Otogar'ın başına olsun...
Eskişehir'de Kılıçoğlu Sinemasını bilmeyen yoktur.
Bu şehirde yaşayan hemen herkesin mutlaka bir anısının olduğu, son yıllarda kentin ortasında ucube görüntüsü yaratan bu bina ile ilgili mülk sahipleri bir karar alıyor.
-"Binayı yıkalım, yerine daha modern bir bina inşa edelim" düşüncesiyle harekete geçiyorlar.
Söz konusu binada herhangi bir tescil yok.
Yapılan bir şikayet üçerine Büyükşehir belediyesi binayı mühürlüyor.
Tam da yıkımın başlayacağı gün yapılıyor bu iş.
Ardından...
2. Grup kültür varlığı olarak tescilleniyor sinema binası.
Karşılıklı davalar açılıyor.
Sonunda davalar kazanılıyor ve yeniden yıkıma hazırlanılıyor.
Tam da iskeleler kurulduğunda, bu kez alt belediye mühürlüyor söz konusu binayı.
Yıkım duruyor elbette.
Boş bina alkoliklerin mekânı haline geliyor.
Hemen her ay yangın çıkıyor.
Bir türlü yıkılamadığı için koskoca bina şehrin merkezinde ucube gibi kala kalıyor.
Sonunda dava süreci sonuçlanıyor.
Danıştay, açılan ve süren davaların hepsini mülk sahipleri lehine sonuçlandırıyor.
Böylece...
Yıllar sonra Kılıçoğlu binasının yıkılmasının ve yerine yeni bir yapılaşma getirilmesinin önünde hiçbir engel kalmıyor.
Söz konusu haberi dünkü gazetemizde yayınladık.
Bir okurumuz "Darısı eski Otogar binasının başına" demiş.
Ne diyelim?
Bundan iyi temenni olur mu?
Zira...
Şehrin ortasında Kılıçoğlu'ndan sonra ikinci bir ucube görüntüyü de eski Otogar binası oluşturuyor.
Üstelik o bina ile ilgili herhangi bir dava süreci de yok...
Keyfi bir süreç ile yıllardır karşı karşıya...
Hem de...
Çevresinde ki ekonomik yaşamı bitirme pahasına...
.......
Tanrı ve şeytan
Yaşlı kadın oldukça dini bütün bir insanmış. Her sabah kapısının önüne çıkar ve bağıra bağıra dua edermiş:
- "Tanrım bize verdiklerin için sana şükürler olsun" ve ardından her seferinde de yan komşusunun sesi duyulurmuş:
- "Tanrı yok kadın Tanrı yok!" Yaşlı teyze ne kadar sinirlense de yine her sabah dua edermiş, öteki komşu da inadından her seferinde ona öyle bağırırmış.
Bir akşam, komşusu yaşlı teyzeye bir oyun etmeye kalkmış. Markete gidip bir sürü meyve sebze ekmek vs. alıp torbalara doldurmuş, yaşlı teyzenin kapısının önüne bırakmış. Ertesi sabah teyze kapıyı açıp da yiyecekleri görünce çok şaşırmış ve sevinçle bağırmış:
- "Sana şükürler olsun Tanrım, bu gönderdiğin yiyecekler için sana şükürler olsun!!!"
Ve ağacın arkasından onu seyreden komşusu seslenmiş:
- "Tanrı yok kadın Tanrı yok! O yiyecekleri ben aldım!"
Yaşlı teyze hiç istifini bozmamış:
- "Yüce Tanrım sana ne kadar şükretsem azdır!
Hem bu yiyecekleri göndermişsin hem de parasını şeytana ödetmişsin...
Not- Bu olaydan bir siyasi gönderme yaptığımızı zannedip zihninizi boş yere zorlamayın.
Böyle bir amacımız yoktu.
Ama çok da istiyorsanız uğraşın bakalım.
Bir yere varabilecek misiniz?
.......
Son akşam yemeği...
Leonardo Da Vinci'nin ünlü bir tablosu var.
Tablonun ismi "Son akşam yemeği"
Bu tabloda Leonardo, Hazreti İsa'yı, havarileri ile birlikte resmetmiş.
İsa ve havarileri o resmedilen son akşam yemeğinde ekmek yiyip, şarap içmişler.
Zaten o yemekten sonra İsa ve 12 havarisi bir daha bir araya gelememiş.
CHP'de, Odunpazarı aday belirleme süreci yaşanırken, Büyükerşen, Milletvekili Kurt ve İl Başkanı Nihat Çuhadar'ın da olduğu ve partinin 5 aday adayının bir araya geldiği bir yemek düzenlenmişti.
O yemekte et yiyip, rakı içmişler ve Odunpazarı adaylık meselesini konuşmuşlardı.
Ertesi gün "Bu yemekte bulunanların tümünü aday açıklandıktan sonra biraz zor görürsünüz" yorumunda bulunmuştuk.
Demek ki, öngörülerimizde haklıymışız.
Baksanıza...
O gün yapılan yemek, Leonardo'nun ünlü "Son akşam yemeği" tablosu gibi anılarda kalıverdi...
......
Komik-trajikomik...
CHP İl Başkanı Nihat Çuhadar açıklama yapınca, iki il yöneticisi istifa etti.
Yücel Yenilmez ve Mehtap Şenol'un istifaları üzerine Nihat Çuhadar;
-"Ben onların istifa edeceğini biliyordum" demiş...
Ardından da...
-"İstifa gerekçeleri çok komik" yorumunda bulunmuş.
CHP'li iki yöneticinin istifa gerekçesi eğer komik ise...
Sormak lazım...
Nihat Çuhadar'ın istifa edip,6 gün sonra görevine yeniden dönmesi trajikomik olmadı mı?
.......
BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Erzurum'a bilgisayarın daha yeni yeni gelmeye başladığı zamanla bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok programının kullanımı ile ilgili bilgi verir ve ayrılır. Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
-Kardeşim sizin anlattığınız gibi yapirem, fakat program düzgün çalışmiir.
Teknik servis elemanı sorar:
-Nasıl yapıyorsunuz?
- Senin anlattığın gibi.
-Hata ne?
-Yazdığım bilgiler kaydetmeme rağmen saklanmir.'
-İşlem basamaklarını tek tek anlatın.
-Tamam' diyor ve başlıyor anlatmaya..
-Programı açirem. Malın adı bölümüne adını,adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıktan sonra senin anlattığın gibi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:
"Kaydetmek ister misiniz?"E / H yazısı çıkir.
Ben de diyirem He.