(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK

DAVA ARKADAŞLIĞI

Pazar günü Sivas'ta çok perdeli bir oyun izledik
Rakip Sivas'ın ilk çeyrekte maçı bitirmesi gerekirdi.
Eskişehirspor genelde maçlara içe dönük başlıyor. Ama canları dişlerinde olduğu zaman, kazanmak yasasının bütün kuralları da ortaya çıkıyor.
Günün kahramanı Boffin önce penaltı kurtardı. Ardından inanılmaz toplar çıkarttı, rakip akıl almaz net fırsatlar harcadı vs vs vs.
Zaten ne olduysa penaltıdan sonra oldu ve ilk yarının son dakikasına kadar, aslında oyunda Eskişehirspor ne isterse o oldu.
Orta alandaki Sivas kontrolüne oyun olarak olmasa da mücadele olarak karşılık verildi.
Ve rakibin en zayıf anında golü bulan bir Eskişehirspor çıktı sahneye.
Ardından Beykan yakın mesafeden topu auta atınca, bu maçı ne olursa olsun kazanacağımızı hissettik aslında.
KENDİ KADERLERİNİ YAZDILAR
Dayanışma gücü Eskişehirspor'daydı.
Sadakat Eskişehirspor'daydı.
Zihinsel konsantrasyon da tamdı.
"Başkalarının yazdığı kadere mahkum olmaktansa, kaderimi mücadele ederek yazacağım" diyen bir futbolcu topluluğu vardı sahada.
Orta alan, rakibe itaat eden anlayışa karşı başkaldırıyı başlattı.
Emre Güral ve Meye ikilisi forvette kavgaya soyundu.
Onlara Engin Bekdemir'de eşlik edince galibiyet de kaçınılmaz oldu.
Sivas kaçırdığı her fırsatta, pas hatası yaptığı her anda ve her geçen dakikada baskı altına giren ve kontrolü kaybeden taraftı.
Kontrolsüz gücün güç olmadığı da meydana çıktı. Rakip sahada eksilirken, Eskişehirspor yine oyun olarak olmasa da direnç ve mücadele anlamında sahada her geçen dakika büyüdü.
***
Futbol böyle bir şeydir işte.
Başlangıcınız ile bitiş çizginiz bir birine uzaktır.
Mücadelenin ve güzelliğin peşini bırakmazsanız, indiğiniz kuyuya bile merdiven uzatır futbol.
Eskişehirspor'un Sivas yolculuğu, lig adına yeni bir başlangıç gibiydi.
Sona doğru hızlanmak ya da...
Bu yüzden deplasmanda alınan ilk puanların, umutların yeşermesiyle de yakın ilgisi vardı.
Bazen kazanmak sadece puan değildir çünkü.
Bugün transfer gerekliliğinden bahsedebiliyor, bundan sonraki haftalar için puan hesapları yapabiliyorsak, Sivas'ta alınan galibiyetin rolü tartışılmaz.
Ama gördük ve şuna inandık ki; dört yanı ateşlerle sarılı olsa da, bundan sonra sonuna kadar direnen bir takım olacak.
Zaten kazanma ruhuna ibadet eden takımların kazanması da adalet oluyor.
GERÇEKLERİ DE GÖRMELİYİZ
Ancak...
Gerçekleri işaret etmek de Eskişehirspor'un sezon sonunda ligde kalması için birinci şart. Çünkü basit hataların başarıyla arkadaşlığı olamaz!
Çünkü bu kadar güçlü kazanma duygusu, bazen kaybetme riskini de beraberinde getirir.
Eskişehirspor takım savunmasının hatalar zincirini alışkanlığa dönüştürme halleri ortada.
Bilinmelidir ki futbol her zaman hataları ödeştirme fırsatı vermez.
Bazen olağan sayılan gerçeklerin ters yüz olma ihtimalini de hesaba katmak gerekir.
90 dakikalık her uzun hikayenin Sivas'ta ki gibi mutlu sonla bitmesi de garanti değildir.
Ruhu kazanmaya yönelik bir takımın, futbolun asli gereklerini de sahaya yansıtması birinci önceliktir. Çünkü bir takımın yanlışlarıyla yetinme konumu en büyük tehlikedir.
En görkemli davalar bile, bazen kendi yanlışlarına vurulur.
***
Ve işler iyi giderken övgüler renkli olur.
Bir mağlubiyetle yerden yere vurulan futbolculardan bu düzende bir galibiyetle yeni kahramanlar yaratılır.
Ama yol uzun, yollar barikatlarla dolu.
Üstelik akrebin rolüne soyunan sistemi de hesaba katmak gerek.
Hep söylerim, futbol bu ülkede sadece futbol değil!
Hakemlerin bu oyun içinde işledikleri cinayetler de elimizde ki en büyük delil...
DAHA AŞILACAK
ÇOK ENGEL VAR
Hayat ölüme gerekçedir.
Kazanmak kaybetmeye.
Eskişehirspor henüz sonuçlanmamış bir koşuda belki şuan arka sıralarda da olabilir.
Fakat bir yarışta asıl önemli unsur başarıyı yakalamak için önce kendini geçebilmektir.
Bu yüzden ıslanmış ve tuzlanmış formalarla koşuya devam.
Daha aşılacak çok engel, yıkılacak çok duvar var.
***
Bunun sahada ki mücadele dışında, herkes kişisel sorunları bir kenara bırakarak şehir olarak kenetlenip, Eskişehirspor etrafında birleşmeli.
Sahada ki futbolcuların mücadelesine karşılık herkes üzerine düşeni yerine getirmeli.
Vali Güngör Azim Tuna önemli bir öncülüğe de imza attı aslında.
Şehrin önde gelenleri bundan sonra bazı maçların galibiyet primlerine destek verebilir mesela!
Tribünde katıksız destek devam edecek ama 50 TL'lik kombinelerin şuana kadar tükenmesi ve son maçlarına ev sahipliği yapan Atatürk stadının Antalya maçından sonra hiç boş kalmaması gerekli.
Çünkü hepimiz biliyoruz ki!
Aynı havayı soluyan ve bizleri tek nefes haline getiren harflerin bütünlüğüdür Eskişehirspor.
O yüzden diyorum ki... "Bizler artık sadece aynı şehrin çocukları değil. Dava arkadaşlarıyız"
Davamızda Eskişehirspor...
İşte bu yüzden sonuna kadar Dİ-RE-NE-CE-ĞİZ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK Arşivi