
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)
Demek ki istemeyi bilmek lazım mış...
Yayınlanma:
Prof Dr Hasan Gönen Eskişehir Osmangazi Üniversitesinin Rektörü.
Hasan Gönen'in Rektörlük öncesi pozisyonunu hemen herkes biliyordur şüphesiz.
Zira.
2009 yılında yapılan Mahalli seçimlerde Hasan Gönen AK Partinin Büyükşehir Belediye Başkan adayıydı ve rakibi olan Büyükerşen'e karşı resmen seçim mücadelesi verdi.
Belki de bu adaylık kendisine Rektör olması yolunda büyük avantaj sağladı.
Rektör Hasan Gönen'in Rektörlüğünü yaptığı Osmangazi Üniversitesi'nde, Türkiye'nin ilk Yaşlanma ve Bellek Merkezi oluşturulması için düğmeye basılıyor.
Yoğun bir çalışma sonrasında belli bir aşamaya getiriliyor söz konusu merkez.
Bu arada...
Büyükşehir Belediyesi tarafından, Büyükerşen'in ilk döneminde çevreyolu üzerine yapılan ve tam donanımlı olup, Bakanlık kadro tahsis etmediği için yıllardır boş duran Hastane binası geliyor akla.
-"Acaba Büyükşehir Belediyesi bu boş duran tam donanımlı hastaneyi, kuracağımız "Yaşlanma ve Bellek merkezi" için binası, ve içindeki cihazlarla birlikte verir mi?" Diye tartışılırken...
-"Gidelim, projeyi anlatalım ve Çevre yolu üzerindeki hastaneyi isteyelim. Ne olacak ki?" Denilip, gidiliyor Büyükerşen'in yanına.
Büyükerşen dinliyor projeyi ve "Hastane binası da, içindeki tıbbi alet ve gereçler de sizindir. Madem Eskişehir ilklerin şehri. Bu merkez de Türkiye'de bir ilk olarak Eskişehir'in ismini duyuracak. Bize de bu boş duran binayı bu kuracağınız merkeze tahsis etmek düşer" diyor.
El sıkışılıyor ve Osmangazi Üniversitesi bünyesine oluşturulacak Türkiye'nin ilk Yaşlanma ve Bellek merkezi için en büyük adım atılmış olunuyor.
Ve sonuç olarak...
Türkiye'nin örneği olmayacak bir merkezin oluşmasında, Büyükşehir Belediyesinin de büyük bir katkısı söz konusu olmuş oluyor.
Şimdi...
Büyükerşen'in; sürekli uzlaşmaz bir tutum içinde olduğundan, yapılacak çoğu işe kasıtlı olarak katkı vermediğinden, hatta bir çok işe engel çıkartan yapıya sahip olduğundan sürekli söz edilir ya...
Bu yukarıda anlattığımız olay, sanki Büyükerşen'in uzlaşmaz tutuma sahip olduğuyla ilgili söylenenleri adeta yalancı çıkartır cinsten.
Öyle ya...
Geçmişte AK Partililiği tescillenmiş bir Rektör...
Üstelik 2009 seçimlerinde karşısında aday olmuş bir Rektör...
Kendisinden Hastane binasını istiyor...
Büyükerşen ise, bugüne kadar kimseye vermeyip boş tuttuğu binayı, tutup Hasan Gönen'in Rektörlüğünü yaptığı Üniversitenin kuracağı merkeze tahsis ediyor.
Ne diyelim?
Demek ki Büyükerşen'in uzlaşmaz olduğunu söyleyenler istemeyi bilmiyor.
Geçmişte karşısına AK Partinin adayı olarak çıkan bir isim Büyükerşen'den böylesine bir destek alabiliyorsa, varın benzeri desteği kimlerin alabileceği konusunda gerisini siz düşünün.
Not- Bu arada, Türkiye'nin ilk ve benzeri olmayacak merkezini, başında bulunduğu Üniversiteye kazandırmak için kapı kapı dolaşırken, gurur yapmadan Büyükşehir'in de kapısını çalma medeniyetini gösteren ve bu samimiyetiyle de Belediyenin Hastane binasını alan Rektör Hasan Gönen'i de bu arada kutlamak lazım diye düşünüyoruz...
......
Dört buçuk yıl önce yazılan yazı...
Cumhuriyet Halk Partisinde aday belirleme yöntemi henüz belirlenmedi.
Eskişehir teşkilatında önseçim yapılması isteği var.
Bu istek öylesine kuvvetli ki, üyelerden önseçim yapılması ile ilgili imzalar bile toplanıldı.
Ancak...
Gerek Cumhuriyet Halk Partisinin aday belirleme yöntemi ile ilgili düşünceleri, gerekse Eskişehir'de Büyükerşen ve ekibinin CHP ye katılıyor olması, partinin Eskişehir'de aday belirleme yöntemi olarak önseçimi kullanmayacağı olasılığını yükseltiyor.
Yani...
Sizin anlayacağınız, CHP nin Eskişehir'de Milletvekili aday belirleme yöntemi olarak önseçim kararı almayacağı ihtimali her geçen gün artıyor.
CHP Genel Merkezi, Eskişehir'de Milletvekili adaylarını önseçim yöntemi ile belirlemez ise, adaylar Genel merkezin eğilim yoklamasıyla belirlenecek.
Yani...
Tepeden tanzim edilecek.
Şu sıralar zaten CHP ye geçecek olan Yılmaz Büyükerşen'in, Eskişehir milletvekili aday listelerinde belirleyici olacağı konuşuluyor.
Büyükerşen kişisel sohbetlerde her ne kadar;
-"Aday belirleme benim işim değil. Partinin işi. Bize sadece sorulduğunda görüş bildirmek düşer" dese de, büyük bir çoğunluk Eskişehir CHP Milletvekili aday listelerinin oluşmasında Büyükerşen'in dahli olacağını söylüyor.
Manzara böyle olunca, CHP eğer adaylarını önseçim ile belirlemez ise, ortaya çıkan aday listesi ister istmez Büyükerşen'e mal edilecek.
Yani...
Genel merkez Eskişehir milletvekili aday listesine kimi koyarsa koysun, insanlar;
-"Bu listeyi Yılmaz Büyükerşen hazırlamış" diyecek.
Büyükerşen'in hiçbir müdahalesi olmasa bile, insanlar bunu anlamayacak.
O nedenle...
CHP nin Eskişehir'de Milletvekili aday belirleme yöntemi olarak önseçim'i tercih etmesi, bir anlamda Büyükerşen'i de kurtaracak.
Aksi takdirde...
Yukarıda da söylediğimiz gibi, CHP nin önseçimsiz belirlenecek listesinde her kim olursa olsun, "Bu liste Büyükerşen'in listesi" denilecek.
Böyle bir durumda Büyükerşen'in de ne yapıp edip Eskişehir'de önseçim yapılması için çaba göstermesi gerekiyor gibi...
Not- Bu yazıyı 4,5 yıl önce yazmışız. Bu gün gelinen noktada bu yazı hala geçerliliğini koruyor galiba?
.......
Seçmenin mesajını kimse anlamamış anlaşılan...
Eskişehir halkı, son yapılan mahalli seçimlerde oylarıyla bir mesaj verdi.
Oylarıyla bir taraftan CHP'li Yılmaz Büyükerşen'i Belediye Başkanı yapan Eskişehir halkı, diğer taraftan meclis çoğunluğunu AK partiye verdi.
Bu bir anlamda "AK Partili çoğunluk CHP'li Belediye Başkanına, CHP Belediye Başkanı da AK Parti meclis çoğunluğuna saygı duyarak, birlikte çalışacak" mesajıydı.
Aslında,her iki tarafın da birbirlerini denetlemesi açısından önemli bir mesajdı bu.
Ancak...
Büyükşehir belediye meclisinde bu mesaj pek de iyi alınmadı galiba.
Özellikle son yapılan oturumlarda sürekli olarak mecliste güç gösterisinde bulunulması, Eskişehir halkının vermiş olduğu mesajın doğru anlaşılmadığını ortaya koyuyor.
Halbuki...
Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu mesaj, "Birbirinizle güç gösterisi yapmayın, birbirinizle hizmet için ortak hareket edin" mesajıydı.
Yukarıda da söyledik.
Seçmenin mesajı, mecliste bu güne kadar olup bitenlere baktığımızda iyi anlaşılmadı ama...
Belki bundan sonra anlaşılır umudunu hala taşıyoruz...
.........
Biraz da gülmek lazım
Temel, kahvehanede arkadaşlarına av maceralarını anlatmaktadır:
- Geçenlerde ormana ava gittum. Birden bi ayi ile karşulaştum. Tüfeği atıp kaçmağa başladum. O da beni kovalamaya başladı. Tam ayinun nefesini ensemde hissettuğum anda ayi kayup yere düşti. Bu durumu fırsat bilip arayı açmağa çaliştum. Ama ayi gene peşima düşti. Gene tam nefesini ensemde hissettuğum anda ayi tekrar kayup yere düşti. Ben tekrar arayı açmağa çalıştum.
O arada Dursun, dayanamayarak sorar:
- Ula Temel, çok cesaretli adamsun. Ben senun yerinde olsam, altuma ederdum.
Temel atılmış:
- Ula sen ayinun neye basup kayduğunu zannedeysun?