4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEMOKRASİ KURALLAR REJİMİDİR

İnsanlar, siyasetçi olabilir ama "DEVLET ADAM" olamazlar. Ayrıca devlet adamı olmak için sorumluluk, ciddiyetle ve dürüstlük de yetmez. Çünkü inancınızın esiriyseniz, kafanızda bir model oluşturmuş, kendinize göre de bir devlet adamı profili çizmiş, olaylara önyargılı bakıp, yargısız infaz da yapıyorsanız vay o toplumun haline...
Nitekim Anayasa Mahkemesinin, DTP' yi, eylemleri yanında, terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirildiğinde, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiği gerekçesiyle, DTP' nin temelli kapatmasından sonra, devlette görevli kişilerin, beyanatlarında bu tabloya bir kez daha tanık oluyoruz.
Nitekim Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, kararın, hukuki olma niteliğinden fazla siyasi nitelik taşıdığını ve Türkiye'nin siyasi ihtiyaçlarına, şu anda çok uygun düşmediğini söylemesi, üstelik hukukçu olduğunu da belirtmesi dikkat çekti. Bu tavrı, ne hukukçu, ne de devlet adamlığı kimliğine yakıştı.
Yine Devlet Bakanı Faruk Çelik, DTP' nin, kapatılması kararıyla ilgili olarak, "Ben Türkiye'de siyasi partilerin kapatılmasına karşıyım. Siyasi partilerin kapatılmasının çözüm olmadığı inancındayım" diyerek anayasa mahkemesinin kararını dolaylı yoldan eleştirdi. Ancak devlet adamı olarak, demokrasinin kurallar rejimi olduğunu da unuttu.
Hülasa Siyasi partilerin, kapatılmasını öngören yasaları değiştirme imkânına sahip olanlar, hem bunu yapmamışlar, hem de mevcut yasaların gereği yapılınca bunu eleştirmişlerdir. Bu eleştirilerinde, kesinlikle samimiyet yoktur veya hukuktan bir haberdirler.
Siyasi iktidar kurmaylarının, büyük bir kısmı Anayasa Mahkemesi' nin kararını eleştirdi. Doğrudur, demokrasilerde, gelişi güzel parti kapatılmaz. Ancak varlığının nedeni olan bir parti, ülkesinin, birlik, berberlik ve bütünlüğüne zarar veriyor, demokrasiyi de rayından çıkarıyor, bütün uyarılara rağmen de bildiği okuyorsa, elbette kapatılacaktır.
Hülasa parti kapatmayla ilgili yasaları değiştirmeyen AKP, Anayasa Mahkemesini suçluyor. AKP kurmayları, mademki parti kapatılmasını istemiyorlardı, neden Anayasa Mahkemesi defalarca uyardığı halde yasalarda bir değişiklik yapmadılar?
Ayrıca Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16 Kasım 2007 tarihinde DTP' nin kapatılması istemiyle açtığı davaya baktı. DTP nin, eylemleri yanında, terör örgütüyle olan bağlantıları da değerlendirdi. Devletin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğini tespit ettikten sonrada, Anayasa'nın 68 ve 69. maddeleriyle 2820 Sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 101 ve 103. maddeleri gereğince kapatılmasına karar verdi
Öte yandan dünyada, demokrasi ile yönetilen hiçbir ülkede, bir siyasi parti, ülkeyi terör örgütüyle tehdit ederek, anayasal sistemi değiştirmeye kalkışmaz. Eğer bütün uyarılara gereğini yapmıyorsa, o parti için kapatmaya da gidilir. Almanya ve İspanya' da örnekleri ortadadır. AB' de DTP' yi suçlu blmuştur. Bu gerçeklere rağmen, yandaş medyanın tamamı, "Keşke kapatılmasaydı" diye ağıtlar yaktı, Anayasa Mahkemesi' ni "açılımı" dinamitlemekle suçladılar. Kendini "aydın" ve "entelektüel" gören yazar takımının tamamı, Anayasa Mahkemesi' ne, adeta ateş püskürdü. Bu gelişmeler gösterdi ki bazı siyasetçi ve medya, hukukun değil de PKK ve yandaşlarının yanındadır.
DTP' yi, Anayasa Mahkemesi kapatmadı. DTP, kendisi kapatırdı. Çünkü DTP' in, iş, aş, okul hastane gibi benzer talepleri olmadı. Aksine, bölgedeki yatırımları engelleyen ve yol yapan, tesisi inşa eden işçi ve mühendisleri, doktorları, öğretmenleri öldüren, 17 yaşındaki kızı, hastaneleri ve cankurtaranları, molotofkokteyliler ile yakan, teröristleri sahiplendi. DTP kongrelerin de, İstiklal Marşını söylemedi. Türk Bayrağına da yer verilmedi. Askeri ve polisi şehit eden, sivilleri öldüren, işyerlerini ve arabaları yakan insanların, bu tavrını "demokratik tepkidir" diyerek görmezlikten geldi. Yetmedi" DAĞA ÇIKARIZ " diyerek, iktidarı ve kamuoyunu tehdit etti. .
DTP' nin, kapatılmasından sonra, iç ve dış odaklar, hemen harekete geçti. Kapatma kararının, son derece yanlış olduğunu açıkladılar. AKP kurmayları, birçok köşe yazarı, siyasi partilerin kapatılmasını demokrasiye aykırı bulundular. Oysa demokrasi, kurallar rejimidir. O nedenle de hiçbir kurum/kuruluş, özellikle de siyasi partiler, eylem ve söylemleriyle, sınırsız ve sorumsuz bir dokunulmazlığa sahip değildir. Ayrıca Türkiye' de Siyasi istikrarsızlık, ya da terörün artacağı gerekçesiyle, yasalara karşı hile yoluna başvurmak, hukuk devletini göz ardı etmek değil de nedir?
Elbette siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır ama yasaların kendilerine çizdiği çerçeve içinde kalmaları da şarttır. Yasaları ihlal ettikleri takdirde, asla vazgeçilmez olmadıkları gibi, yasalara aykırı hareket eden, siyasi partilere, müsamaha göstermek veya beklemek de demokrasiye, Türk milletine, hukuka, ihanettir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi