4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DEMOKRAT PARTİ

TÜRKİYE' de, siyasi literatürde ilginç olduğu kadar dikkat çeken gelişmeler oluyor. Özellikle de ülkemizde, parti enflasyonu yaşanıyor. Adeta kafası kızan, parti kuruyor. Veya geçmişteki siyasi partilerin, mirası ve külleri üzerine yeni partiler inşa ediliyor.
Geçen hafta DP ile ANAP, DP çatısı altında resmen birleşti. 20 Mayıs 1983 tarihinde kurulan Anavatan Partisi'nin, tüzel kişiliği de böylece sona erdi. Kararın, DP'liler tarafından da onaylanmasının ardından, DP ile Anavatan Partisi, resmen DP çatısı altında ve Hüsamettin CİNDORUK Başkanlığı'nda birleşmiş oldu. Bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz'ın, birleşen DP'ye katılmasıyla da DP de, Meclis'te temsil edilmeye başlandı.
Elbette DP ve ANAP'ın, birleşmesi umut verici olabilir. Ancak birleşme DP' nin, iktidar olmasına yeterli değildir. Partinin siyasi literatürdeki yanlışlardan ibret, doğrulardan da örnek alarak, yeniden yapılanması ve vitrininde de yeni yüzlere yer vermesi, Parti iç demokrasiyi hayata geçirmesi ve bir "EKİP RUHU" nu, DP' ye hakim kılması şarttır.
Hülasa DTP, lider dönemini bitirmek ve "EKİP RUHUNU" partinin her kademesine, hakim kılmak zorundadır. Çünkü çağımızda lider dönemi bitti. Lider tanımı da değişti. Karizmatik bir kadronun temsilcisi insanların üzerinde odaklanan reklam kampanyaları, ülkemizde hala pirim yapıyor ama zamanımızda lider, " EKİBİ VE PROĞRAMIYLA" liderdir. Ayrıca da çağımızda siyasi literatürde, bir kadro hareketi öne çıktı. Artık çağımızda, liderlerin değil, ekiplerin mücadelesi var.
Demokrat Parti, merkez ve taşra teşkilatında, ekibini, geçmişte partilerde görev alan insanlardan değil de nitelikli, kariyer sahibi, büyük çoğunluğu siyasi partilerde görev almayan kişi/kişilerden oluşturmalı, en önemlisi de Demokrat Parti bünyesinde, parti içi demokrasiyi eksiksiz uygulamalıdır. Çünkü halka rağmen, siyasi literatürde başarılı olmak mümkün değildir.
Nitekim Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Özdemir ÖZOK "Günümüzde siyasal partiler olmaksızın, demokrasinin yaşamasına ve işlemesine olanak yoktur. Bu nedenle demokrasiyi yaşatmak ve sürdürmek için siyasal partilerin, demokratik bir içyapıya sahip olmaları gerekmektedir. Aksi halde kendi içlerinde demokrasiyi uygulayamayan partilerin, ülke bazında demokrasi mücadelesi yapması, gerçekçi ve inandırıcı olamayacaktır." Görüşüne katılmamak mümkün mü?
Öte yandan Demokrat Parti'nin, hedef kitleri olmalıdır. Çünkü ülkemizde siyasi partilerde, neyin üzerine kampanyalarını kuracakları konusunda ciddi kararsızlık vardır. Oysa gelişmiş ülkelerde öyle değildir. Mutlaka her siyasi partinin hedef kileleri vardır.
Demokrat Parti, siyasette kalıcı ve başarılı olmak istiyorsa, proje bazında ve ekiplerle siyaset yapmalıdır. Çünkü dünyada ve ülkemizde, proje bazında çalışan partiler siyasi arenada ve iktidarlarda kalıcı olacaktır. Parti bünyesinde ve seçimlerde ciddi bir ekip ve proje çalışması şarttır. Bugünkü seçmen geçmişteki seçmen değildir. Seçmen neyin iyi veya yanlış olduğunu anlayacak düzeye gelmiştir. Kimin projesi seçmenler tarafından kabul görürse, o iktidara gelecektir veya birinci parti olacaktır. .
Türk siyasi literatüründeki, her birleşme de, kan değişikliği olduğu hep söylenir. DP ve ANAP birleşiminde de aynı şeyler söylenecektir Oysa Türk siyasetinde, bu iki partinin birleşmesi ile kan değişimi olduğu düşüncesi gerçekten bir yanılsamadır. Kan filan değişmemiş; Çünkü DP' nin, vitrinine baktığımızda, geçmişte yıllarca aynı misyonda görev alan kişi/kişilerin olduğunu görüyoruz. Bu vitrin, DP' ye puan kazandırmaz. Bilakis puan kaybettirir. Çünkü halk geçmişte, bu insanların icraatını benimsemiş olsalardı, ANAP ve DYP kalıcı olur. DP' de iktidar olurdu.
DP ile ANAP birleşmeden, güçlenerek mi çıktıklar, ilk genel seçimlerde görülecektir. Ancak başarılı olmaları için, yeni bir yapılanma ve yeni yüzlere, özellikle de parti iç demokrasiye mutlaka ihtiyaç var. Çünkü çok partili dönemde, en önemli sorunlarından biri kuşkusuz parti içi demokrasinin olmamasıdır. Maalesef siyasal partilere bakıldığında hiyerarşik bir şekilde parti liderinin ve yakın çevresinin, tartışılmaz egemenliğini görürüz. Oysa demokratik rejimlerde, demokrasinin en önemli kurumlarından bir olan siyasal partilerin, örgüt yapılarının demokratik özellikler taşıması gerekmektedir.
Türkiye' de, ekip ve proje bazında çalışan sürekli kendini yenileyen ve parti içi demokrasiyi de kalıcı kılan partiler, siyasi literatürde, hep var olacaklar; aksi uygulamaları benimseyen partiler ise tıpkı diğer partilerde olduğu gibi, yok olup gidecekler veya sürekli muhalefette kalacaklardır.
Sayın CİNDORUK ve EKİBİ, eski ANAP ve DYP'nin miras ve küllerinden, yeni bir DP yaratarak, siyasi literatürde kalıcı olacaklar veya DTP' yi iktidara taşıyacaklar mı zaman gösterecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi