Eskişehirspor yara almaya devam ediyor. Galatasaray maçı düşündüğümüzün adeta tam tersi oldu. Lige istediği gibi başlayamamış, Avrupa kupalarından 3 gün önce elenmiş kendi içinde sıkıntıları olan bir Galatasaray ile oynadık. Ancak maça baktığımızda bu kadar sıkıntısı olan Galatasaray değil sanki bizdik. Yenilen goller amatör takımların yemeyeceği cinstendi.Eskişehirspor bu maçta kazanmak adına da hiçbir şey yapmadı. Saha içi organizasyon eksikliğinin yanında takım sanki ligin son haftaları gelmişçesine mücadele etmekten de uzaktı. Hal böyle olunca ne kadar zor günler geçirse de rakip Galatasaray'dı.
Hataları affetmedi.
Sezon başında her takımın artık Eskişehirspor'a bakış açısının çok farklı olduğunu söylemiştim. Galatasaray maçı da bunun en büyük örneği oldu. Rakip her türlü tedbiri aldı, skor avantajını da eline geçirdiği anda savunma güvencesini de ön planda tuttu. Zaten üretken olamayan Eskişehirspor tüm maç boyunca pozisyona girmedi desek herhalde yanlış olmaz.
Eskişehirspor ne oynadığını resmen bilmiyor.
Kendi içimizde sıkıntılarımızın devam ettiği, takımda bir dengesizlik olduğu açıkça ortada. Maç öncesi hafta içinde yaşanan olaylara baktığımızda disiplin eksikliği de görülüyor. Ben Eskişehirspor'un Galatasaray'a kaybettiği maça değil, hala 2 haftada hediye ettiği 5 puana yanıyorum. O maçlar az hasarla atlatılsa dünkü maçın gidişatı çok farklı olabilirdi. Teknik direktör Rıza Çalımbay'ın oyuncu tercihlerine baktığımızda sezon başında gönderilmesi planlanan Vucko'nun neden iki haftadır tercih edilmemesini sorguluyorum. Bide formunu beğenmediğini söylediği Adem'i kurtarıcı olarak iki haftadır sahaya sürülmesine de anlam veremiyorum. Oyuncu değişikliği için de artık bir şey de diyemiyorum. Çünkü sadece isimler değişmeye devam ediyor. Hal böyle olunca da takım ikinci yarıda oyundan düşmeye ve kaybetmeye de devam edeceğe benziyor. Bu sıkıntılara bir an önce çare bulmazsa Eskişehirspor ligde geçen seneyi de mumla arar.