
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
DEPREM DEĞİL İHMAL ÖLDÜRÜR
Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Şubesi, 17 Ağustos depreminin yıldönümünde, bir açıklama yaptı. Oda olarak depremi, unutturmama ısrarını sürdürdüklerini belirttikten sonra," Ülkemizde, yapı stoku güvenli ve sağlıklı olmaktan uzaktır. 20 milyon yapı stokunun, büyük oranda yenilenmesi ve güçlendirilmesi gerekiyordu. İlgili mevzuat yetersizdir, yapı süreci denetlenmiyor. Toplumda, deprem bilinci yoktu, afet anına ve afet sonrasına ilişkin, merkezi, bütünlüklü planlama mevcut değil" diyerek kamuoyunu uyardı.
17 Ağustos Marmara Depremi'nde, sabahın erken saatlerinde, Gölcük' te idik. Üç gün, enkaz kaldırma çalışmalarına, yardımcı olduk. Bölgede, kaos vardı. Devlet yardım konusunda organize olamadı. Beton binalar altında, yardım bekleyen veya çıkartılan insanları ve çalışmalara tanık olduk. Kurtulan insanlarımızla sevindik, ölenlere de üzüldük.
Eskişehir' e, döndükten sonra, orada gördüğümüz eksiklileri ve yapılması gerekenleri, o günlerde, Eskişehir Valisi olan, Sayın Ali Fuat Güven'e aktardık. Eskişehir' de, birkaç adet çadır kent kurulmasını da istemiştik. Önerilerimizin, büyük çoğunluğu, o yıllarda hayata geçti. Hatta üç yerde, çadır kent gerçekleştirilmişti. Maalesef çadır kentin biri kooperatif, diğeri ise TOKİ tarafından, konuta dönüştürüldü. Diğeri ise kendi haline bırakıldı. Defalarca, gündeme getirmemize rağmen de hiçbir işlem yapılmadı.
17 Ağustos 1999 tarihinde, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen ve 17 bin kişinin ölümüne neden olan, 7.4 büyüklüğündeki depremden sonra da ülke genelinde olduğu gibi Eskişehir'de de depremle ilgili, önlemler sürekli gündemde oldu. Ancak bir müddet sonra unutuldu. Ortama da her zaman olduğu gibi, "eski tas eski hamam" felsefesi hâkim oldu.
Ayrıca Eskişehir' de, depremle ilgili düzenlenen sempozyum, panel ve konferans gibi etkinliklerde, depremle ilgili konular sürekli gündeme getirildi. Nitekim Bu etkinliklerde, Anadolu Üniversitesi öğretim görevlisi, Sayın Prof. Dr. Can Ayday Eskişehir'in, deprem tehdidi altında olduğunu, sürekli hatırlattı ve ilgilleri de uyardı. Ancak yeteri önlem alınmadı.
Yine Eskişehir Valiliği, Belediyeler, Osmangazi Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi ile Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen, "1999'dan günümüze Eskişehir Depremselliği" konulu panel, ESOGÜ Prof. Dr. Necla Özdemir konferans salonunda yapılmıştı. Bu panelde, ESOGÜ, Jeoloji Mühendisliği Bölümü Başkanı Sayın Prof. Dr. Erhan ALTUNEL, " dünyanın, en tehlikeli faylarından biri olan, Kuzey Anadolu Fay zonuna Eskişehir'in, çok yakın olduğuna dikkat çekerek, "Bu fay hattında, şiddetli bir deprem olursa, Eskişehir'de, bundan hasar görecektir. Marmara depreminde, bunu yaşadık. "diyerek uyarıda bulundu ama yeteri kadar önlem alınmadı. Gerçekleştirilen önlemlerde ilgisizlikten, çadır kentler gibi yok oldu.
Öte yandan 17 Ağustos depreminden sonra, TBMM'de grubu bulunan siyasi partilere mensup milletvekilleri, deprem felaketiyle ilgili alınan ve alınması gereken tedbirler konusunda, meclis araştırması açılması için önerge verdiler. Önerge de "afet riski yüksek olan bölgelerden başlamak üzere, mevcut yapı ve altyapıların afetler olmadan önce güçlendirilmesi ve yenilenmesi çalışmalarına kamu binalarından başlayarak önem ve öncelik verilmeli ve bu amaç için yeterli iç ve dış kaynaklar bulunarak, özel bir uygulama projesi hazırlanmalıdır. " kararı alınmıştı. Bugüne kadar bu ifadeler, ne ülke, ne de Eskişehir'de hayata geçirildi.
Yine aynı önerge de," planlama ve yapı sektöründe, görev alan şehir plancılığı, mimar, inşaat, jeoloji, jeofizik, makine ve elektrik mühendisliği gibi, uzmanlık alanlarının yetki ve sorumluluklarını belirleyen, meslek yasaları çıkarılmalıdır. Bu yasalarda, Meslek Odalarına üyelerini denetleme yetkisi verilmeli, gereği yerine getirilmez ise, Odalar da sorumlu tutulmalıdır.
Ülkemizde, sağlıklı yapılaşma için, yeterli sayıda mimar, mühendis ve teknik eleman bulunmaktadır. İnşatlarda mimar, mühendis, tekniker kalifiye usta-işçisinin istihdamını sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bağımsız ve uzman bir meslek kuruluşu olarak İnşaat Müteahhitleri Odası kurulmalı ve müteahhitler meslek ilkeleri açısından denetlenmelidir. Müteahhitlik sistemi değiştirilerek, yetki ve sorumlulukların belirleneceği bir hukuki sisteme kavuşturulmalıdır. " önerileri hiçbiri ülke bazında ve Eskişehir' de, bugüne kadar arzu edilen boyutta gerçekleştirilemedi
Eskişehir İnşaat Mühendisleri Odası Şubesi'nin, söylediği gibi, siyasi iktidar, kentsel dönüşüm, riskli yapı, riskli alan gibi, net tarifleri yapılamayan kavramlara, dört elle sarılmış, bunlarla ilgili yasal düzenleme ve uygulamaları gündeme taşımış, tek çare olarak gördüğü kentsel dönüşüm projelerini başlatarak, yeni rant kapıları açma uğraşı içine girmiştir. Eskişehir' de, bu gelişmelerden, nasibini almıştır.
Eskişehir'deki binalar, özellikle de Atatürk, Sivrihisar, Ziya paşa, Yunus Emre ve Kızılcıklı caddelerindeki konutlar, öncelikli olarak ele alınmalı, kentte depremde zarar görebilecek binalar, ya yıkılıp yeninden yapılmalı, ya da güçlendirilmelidir. Bu alanda, belediyelere, ciddi görevler düşüyor.
İktidar ve halkımız, depremle ilgili önlemleri, rant kapısı yapmamalı, yapanlara da tepki göstermelidir. Her kesim, deprem olacak gibi, hazırlıklı olmalı ve alınacak önlemlerde, elini taşın altına koymalıdır. Çünkü söz konusu olan, insan hayatıdır. Ayrıca Japon Fizikçi Torahiko TERAD' ın söylediği gibi, " DOĞAL AFET UNUTULDUĞU ZAMAN GELİR. İnsanları da deprem değil "İHMAL" öldürür.