4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DERS ALINMALI

Mardin`in, Nusaybin ilçesi ile Şırnak`ın Cizre ilçesi arasındaki İpek Yolu üzerine, PKK`lı teröristlerin yerleştirdiği bombanın etkisiz hale getirilmesi sırasında, mayının infilak etmesi sonucu şehit olan 35 yaşındaki Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Coşkun Göl`un cenazesi, memleketi Elazığ`da toprağa verildi.
Cenaze töreninde Şehidin kardeşi Sayın Engin Göl' ün, ''Ben bir Kürt'üm. Kürtlüğümle gurur duyuyorum. Elhamdülillah. Ben bu yaşıma kadar devletimden kesinlikle ve kesinlikle ayrımcılık görmedim. Bu ayrımcılığı yapanları şiddetle kınıyorum. Onlar bizim üzerimize birçok oyunlar oynuyor. Onların çocukları hepsi tatilde, yurt dışında, keyifleri, maaşları yerindedir. Tatilde gönül eğlendiriyorlar. Onlar dediklerim bize bu ayrımcılığı yapan, bizim içimize nifak sokan insanları söylüyorum ki bunlar da bellidir yani'' sözleri ile dikkat çekti.
Sayın GÖL' ün, Özellikle, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş' a, ''Ben bir Kürt'üm. Kürtlüğümle gurur duyuyorum. Çünkü vatanım, ay yıldızım için de kardeşim canını verdi. Ben de canımı veririm. O neden, neye hizmet yapmak istiyor? Kardeşim bak astsubay oldu. Bir devlet her şeyden önce bir Kürt'ü astsubay yapar mı? Bak biz olduk. TRT Şeş denen bir kanal açıldı. Dilimizi her yerde konuşabiliyoruz. Artık neyle ayrımcılık yapıyor? Bir de kendisi hiç utanmıyor mu? Bizim vergilerimizle o maaşını alıyor, saltanat sürüyor. Bizim bu Kürt insanı neden görmüyor? Güneydoğu insanı neden görmüyor? Görsünler, gözlerini açsınlar, çocuklar kolay yetişmiyor. Onların bağırları da tabii yanıyor. Dağdaki insanlara da sesleniyorum. Lütfen bunları kulak arkası etmeyin. (Onlara karşı) kim başkaldırırsa o da şehit olmuş olur. Herkes sesini yükseltsin. Kimse teslim olmasın. Kimsenin etkisine girmesin. Bizim Türk insanı kadar mütevazi, hoşgörülü, Laz'ı, Çerkez'i içinde barındıran başka bir devlet yok. BDP'liler olsun, diğerleri olsun, onlara sesleniyorum. Gerçekten gönüllerince eğleniyorlar, keyifleri yerinde ama olan bu gençlere oluyor. Dağdaki insanlara da üzülüyorum. Onlar kandırılmasınlar. Oyuna gelmesinler. Bizim bir tek bayrağımız, bir tek İstiklal Marşımız var. Rabb'im bir daha İstiklal Marşı yazdırmayı nasip etmesin. Ne mutluyuz ki elhamdülillah biz bir Müslüman'ız. Hiç dinimizde, hadiste ırkçılık var mıydı? O da bir Araptı. Ama o bütün dünyanın hepsini bir İslam çatısı altına, bir Allah'ın çatısı altına hepimizi topladı. Artık lütfen uyanın.'' sözleri, "SANAL AYDINLAR" ve "SİYASİLER "e, ders olmalıdır.
Hülasa Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Elbette bu şehitlerimizin, sorumluları var. Öncelikli sorumlu, Batı ülkeleridir. Çünkü çağımızda savaşlar, artık iki devlet, ya da devletlerarasında olmuyor. Dünyada halk, özellikle de batı ülkelerindeki insanlar, savaş istemiyor. Siyasiler de, dünyadaki senaryolarını gerçekleştirmek ve çıkarlarını da korumak ve kollamak için, "TERÖR" denen beladan, Teröre, ideolojik etnik, dinsel görüntü verilerek, örtülü olarak istifade ediyorlar, Oysa geçmişte, cinayetlerinde bir adabı vardı. Gururu incinen aristokrat, soylu rakibini sabahın seherinde yüzyüze vuruşmaya davet ederdi. Paylaşılamayan sevgilinin, acı bir tevekkülle izlediği bu düelloların, kendine özgü bir ahlakı, bir hakkaniyeti, bir adaleti vardı. Savaşların da tıpkı düellolar gibi, bir ahlakı ve bir adabı vardı. Savaşan taraflar, düşmanını gafil avlamaz, açıkça savaş ilan ederdi. Savaşlar ordular arasında yapılırdı. Halk , özellikle de kadın ve çocuklar, kesinlikle hedef alınmaz, bilakis korunurdu.
Zaman geçti. Düelloların yerini kalleş pusular, savaşların yerini de terör aldı. İçinde bulunduğumuz çağda insanlar, kalleşçe öldürülüyor, toplumdaki herkes, hedef alınıyor. Günahsız insanlar, pusuya düşürülerek, hayatına son veriliyor.
Batı ülkeleri, özellikle ABD ve AB, yıllardır, "IRKİ" ve DİNİ" nefret ve kini körükleyerek ve Helsinki Nihai Senedi'ni de bahane edilerek, "DEMOKRATİK" ve İNSAN HAKLARI" kavramları adı altında, ülkeleri bölüyorlar. İşte Yugoslavya ve Sovyetler Birliği
Ayrıca ABD ve AB, bazı, sivil toplum örgütleri, siyasiler, köşe yazarları destekli, "KÜRT AÇILIMI" veya DEMOKRATİK" açılım, adı altında, Yugoslavya ve Sovyetler Birliğin de yaşanan olayları, Türkiye'de, adeta tekerrür ettirilmek isteniyor.
Ayrıca ABD, Türkiye'yi, bu coğrafyada yapacağı senaryolarına kayıtsız şartsız ortak etmek için çaba gösteriyor. Arap Baharı ile de bu amacına ulaştı.
ABD ve AB, PKK terör örgütü vasıtası ile düşlediği federal yapıyı, Türkiye'de gerçekleştirerek, Türkiye'yi bölgede, etkisiz hale getirmek için de etnik yapıyı kullanıyor.
Batı ülkeleri, PKK terörü ile Türk halkının, Türk güvenlik güçlerine; özellikle de Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı, güvenini azaltmak veya ortadan kaldırmak ve "PSİKOLOJİK SAVAŞ" la, Türk halkının direncini kırarak, düşlediği hedefleri gerçekleştirmek istiyorlar.
Hala bu gerçekleri göremeyen, sanal aydınlar ve siyasiler varsa ne denebilir ki?

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi