1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Diktatörler her yerde!

Kamuoyu gündeminde yeni bir tartışma var.
Tartışmanın fitilini, CHP lideri Kemal Kılaçdaroğlu Kurultay konuşmasında ateşledi.
Cumhurbaşkanı için "Diktatör" benzetmesini kullandı.
Bunun üzerine, Cumhuriyet savcılığı Kılıçdaroğlu hakkında soruşturma başlattı.
Tartışma, eski bir yazımızı hatırlattı bize.
Diktatörlerin bir tane olmadığı, çok sayıda olduğu ve her yerde bulunduğuna ilişkindi bu yazımız.
Aynen de şu şekilreydi:

Demokrasilerde seçimler, belli bir süreliğine kimlerin kenti, bölgeyi, ülkeyi yönetme hakkına sahip olduğunu tayin eder.
-Seçimler (ya da kura) demokrasinin olmazsa olmaz bir ilkesidir ama tek başına yeterli ilkesi değildir.
-Serbest seçim, yönetimin nasıl işleyeceğini, yönetenlerin nasıl yöneteceğini belirlemez.
-Seçimle gelmiş de olsa, diktatör nitelikleri arz eden bir iktidar sahibinin elbette danışmanları, onun icraatlarını hayata geçiren siyasal yapıları, partisi, bakanları vardır.
-Diktatör, bu kişilerin görüşlerini alır, partisinin kurullarını toplar, hükümetin bakanları çalışırlar, vs... Ama hemen her konuda nihai karar verici Başkan, Başbakan veya Şef ise, ve bu kararın karşısındaki yargı, parlamenter muhalefet veya sivil toplum kaynaklı tüm engeller bu mutlak yetkili kişi tarafından gayrimeşru olarak damgalanıp, itibarsızlaştırılıyor ve geçersiz addediliyorsa, iktidarda bir seçilmiş diktatör var demektir.
-Üstelik bu kişi sürekli konuşuyor, herkese neyi, nasıl ve ne zaman yapması gerektiği konusunda emredici öğütler veriyorsa, yani sadece eylem değil söylem alanını da tekelinde tutmaya çalışıyorsa, diktatör nitelikleri çok daha fazla öne çıkar.
Bu tanımların hemen hepsi, yönetimde diktatörlük uygulayan insanların ortak özelliklerini oluşturuyor.
Yukarıda yazılanları okuduğunuzda hemen her birinizin aklına, bu tanımlara uyan mutlaka bir diktatör gelmiştir.
Çünkü...
Diktatörler her yerde...
Devletin başından tutun da, Belediyelerin başında bulunanlara, hatta Oda, Dernek ve Kulüp başındakilere kadar.
75 Milyonun başında da görebilirsiniz diktatörü, 75 kişilik bir cemiyetin başında da...
Biz de kalkmış, her alanda ve dört bir yanda sayısız diktatöre sahip bir ülkede Demokrasi arıyoruz iyi mi?
.....

Şehir olarak hava-tura'yı öyle seviyoruz ki!
Yabancı ülkelerde birkaç yıldır gözlenen bir durum varmış...
Ünlü işadamları ve paralı insanlar, iş yemeklerinin dışında çok ünlü mekanlara pek gitmiyormuş.
Daha çok, salaş, kendilerinin tanınmayacağı ve bu sayede rahat edebilecekleri mekanları tercih ediyormuş.
Bu durum son aylarda İstanbul'da da başlamış.
İş ve resmi yemeklerin dışında, eğlenmek için daha sakin ve tanınmayan mekanlar tercih edilmeye başlanmış.
Böylece
"Gören olur" endişesi taşımadan, hareketlerini sınırlamadan, normal vatandaşmış gibi eğlenip, vakit geçirme imkanı bulabiliyormuş.
Böyle bir yöntem Eskişehir'e gelmedi...
Doğrusunu söylemek gerekirse, gelemez de...
Hatta...
Gelse de hiç fark etmez...
Çünkü...
Bu şehirde yaşayan önemli insanlar! Bizzat "Daha çok tanınayım. Herkes beni konuşsun" diye en kalabalık mekan hangisiyse, orayı mesken tutuyor.
Hele bir de garsonlar ismi ile hitap ettiğinde, adeta mest oluyor.
En kötüsü de...
Paranın gücünü, garsonlar nezdinde tanınmak zannediyor...
Yeter ki...
Pahalı bir yer olsun.
Etraftaki masalarda Eskişehir'in diğer zenginleri otursun.
Bir de garson kendisini tanıyıp, isminle hitap ettikten sonra "Ne vereyim abime" dedi mi, bizim zenginin mutluluktan kafası mekanın tavanına üç kere çarpıyor vallahi...
Patlattığı şampanyaların haddi hesabı olmuyor.
Gündüz saatlerinde Bin liralık borcu ödememek ve geciktirmek için bin bir takla atanlar, geceleri ise garsonların ismi ile hitap etmesi sonucu girdikleri psikolojiden kurtulamayıp, görgüsüzce etrafa para saçıyor.
Ne diyelim?
Şehir olarak seviyoruz hava-tura'yı...
.....

Bilim kurulu, film kurulu...

Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurultayında Parti Meclisi seçimleri büyük bir yarışa sahne olmuş.
450 nin üzerinde adayın bulunduğu Parti Meclisi seçimlerinde kıran kırana mücadele varmış.
Eskişehir'den Gaye Usluer, bilim Kurulu'ndan en yüksek ikinci oyu alarak 3 ncü kez Parti Meclisine girmeyi başarmış.
Yukarıda söyledik ya 450 nin üzerinde aday olduğunu.
bu adaylar içinde Eskişehir'den de isimler varmış ama, Parti Meclisine seçilmeyi başaramamış.
Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesinde olmadıkları için seçilememişler.
Bazıları çok da az oy almış.
Sonuç olarak.
Gaye Usluer'in 3 ncü kez Parti meclisine seçilmesi, değişik bir espri konusu da olmuş.
Usluer'in Bilim Kurulu'ndan üçüncü kez seçilme söyleyenler, aday olup da seçilemeyenler için "Film kurulundan başvurmuşlar ama, yine de başaramamışlar" esprisi yapıyormuş.
.....

BİRAZ DA
GÜLMEK LAZIM
İki velet karar vermişler ki, bütün büyüklerin hayatlarında sakladığı en azından bir büyük sır var. Bir tanesi bu varsayımı denemeye kalkmış...
- Anne ben her şeyi biliyorum.
Annesi : -Tamam anladım, al su 1 milyonu babana hiçbir şey söyleme" demiş. Ufaklık çok memnun, babasına gitmiş...
-Baba ben her şeyi biliyorum!
Babası, -Sus tamam, al su 5 milyonu, annene hiçbir şey söyleme" demiş. Bizimki zevkten dört köşe, bütün büyüklere isleyen bir sistemi keşfetmenin keyfiyle...
Ertesi sabah kapı calinmiş postacı gelmiş:
Ufaklık açmış kapıyı:
- Postacı Amca ben artik her şeyi biliyorum.
Postacı dizleri üzerine çöküp, kollarını iki yana açmış:
- Madem öyle gel bakalım Baban sana bir sarılsın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi