
Gazi Özdemir
DİN ADAMI DEĞİL, KUR'AN MİRASÇISI-1
Yayınlanma:
Hz. Muhammed, Allah'ın görevlendirdiği son Peygamber olarak, aynı zamanda son dini liderdir de. Hz. Muhammed, ayrıca o zaman bulunmadığı için otomatik olarak oluşmuş olan bir toplumun da lideri ve daha sonra da bir devlet başkanıydı. Hz. Muhammed'in vefatı üzerine, dini liderlik de sona ermiş ve sadece idari devlet başkanlığı devam etmişti. Çünkü Allah, tek mucize olarak da bildirdiği Kur'an'ı tek din kaynağı ve rehber kitap olarak sarılacak bir ip olarak bıraktığını belirtmiş ve dine ilişkin kuralları da tamamladığını açıklamıştır (Ankebud-51. Bu kitabı Senin aracılığınla indirmiş olmamız ve kendilerine tebliğ etmen bir mucize olarak onlara yetmez mi? Çünkü Kur'an'ı indirmemiz, inanan bir toplum için bir rahmet /özel bir ayrıcalıktır ve içinde O'nu okuyup, anlayıp, akıllarını kullanarak düşünenler için doğru yola yönelmelerinde yararlanacakları muhkem /tartışılmaz birer hüküm halinde uyarılar bulunmaktadır. En'am-115. Rabbinin kelimeleri /buyrukları sadakat ve adalet yönünden şaşmayacak bir şekilde Kur'an ile tamamlanmıştır). Kendi ana dili ile okuduğu takdirde herkes anlayabilsin diye de kolay anlaşılır şekilde yazılmış olduğu ve okuyanın da mutlaka faydalanacağı da vurgulanmıştır (Kamer-17. Gerçek şu ki, Biz, zikri /Kur'an'ı insanlar anlayıp düşünsünler ve öğüt alsınlar diye kolaylaştırdık, o halde Onu anlayıp, düşünüp benimseyecek yok mu? A'la-9. Sen Kur'an'ı /Zikri bıkmadan tebliğ et, çünkü mutlaka faydalanacak olacaktır).
Bu durma göre, Hz. Muhammed'ten sonra, kişisel çaba göstererek Kur'an'ı anlayarak okumak ve bildirilenleri düşünüp benimseyip, yaşantıya yansıtma, diğer bir ifade ile dini liderlik dönemi bitmiştir. Bu bağlamda Fatır-32 nci ayet ile, bundan sonra ancak sadece Kur'an'daki muhkem-kesin hükümleri, okuyamayanlara aktaracak kişilerin toplumlarda olacağı ve Kur'an'ın bunlara miras bırakıldığı belirtilmiştir (Fatır-32. Ya Muhammed! Senden sonra da Kur'an'ı, kullarımızdan seçtiğimiz bazı kimselere miras bırakmışızdır. Fakat Kur'an'daki buyruklarımızı bilmelerine rağmen, kimi yanlış yola sapıp kendi nefslerine zulmedecekler, kimi orta yolu tutacak, kimi de Allah'ın izniyle en iyisini yapmada örnek olacaklardır. İşte Allah'ın en büyük lütfü bunlara olacaktır). Bu açıklamaya uygun olmak üzere zaman zaman Kur'an ayetlerini gerek doğrudan olduğu hali ile, gerekse örnekler vererek aktaran Kur'an Mirasçısı kişiler gelmiş ve Kur'an'ın mirasçısı görevlerini yapıp toplumlarını Kur'an bilgileri ışığında aydınlatmaya çaba gösteren ve Kur'an'daki İslâm'ı anlatanlar olmuştur. Ahmed Yesevi, Ahmed Yesevi, Abdükadir Geylani, Veysel Karani, Hallac-ı Mansur, Pir Sultan Abdal, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana Celaleddin-i Rumi, Beyazıd-ı Bestami, Hacı Bayram-ı Veli, Feriduddin Attar, Muhammed İkbal ve daha niceleri bunlara birer örnektirler. Yaptıkları uğraşları nedeniyle Allah hepsinden razı olsun. Bu kişiler, gerek konuşmaları ve bıraktıkları eserleri ile belki yaşamları süresince ve daha sonraları bir süre etkili olmuşlardır. Fakat yine tüm Müslüman toplumunun, Allah'ın 'Alak-1 ve 3 ncü ayetlerinde istediği şekilde hem Evren Kitabını okuyup bilimsel araştırma yapmayı, hem de ikinci kitap olmak üzere Kur'an'ı anlamayı birlikte gerçekleştirmekten 12 nci yüzyıldan sonra uzaklaşmışlardır. Bunun sonucunda da maalesef diğer toplumlardan oldukça geri kalmış ve perişan duruma düşmüşlerdir. Bu çöküşün başlamasında, olmaması gereken din adamlığı kurumunun ve bu kurumdan bazılarının Kur'an'daki ilgili ayetleri farklı yorumlamalarının etkisi olmuştur diye düşünüyorum.
Dikkat edilirse, Peygamber'den sonra dinî liderlik demek olan Kur'an vahyi ve tebliği sona ermiş olduğundan, 4 halife de dahil, gelen liderler sadece devlet idarecisi olarak seçilmişler ve birbirleri ile olan savaş ve öldürmeler de devletin başına geçme temelli olmuştur.
Çünkü Hadid-27 ve Tevbe-34 ncü ayetlerle Allah, İsrailoğulları ve Hıristiyanların ruhban sınıfı denilen din adamlığı sınıfını kendi kendilerine oluşturduklarını ve bu konumlarını da istismar edip, insanları Allah ve din ile aldatmaya yönelmeye meyilli olduklarını ikaz etmiş ve biz Müslümanlar "Onlar ruhban sınıfı oluşturma hatalarını işlediler, sakın siz de aynı hataya düşmeyin" şeklinde uyarılmış olmaktayız (Hadid-27. Sonra onların ardından ve bildirdiklerini yine aynen tekrar tebliğ etmek üzere sıra ile başka elçiler de gönderdik. Örneğin Meryem oğlu İsa'yı da elçi olarak gönderdik ve İsa'ya İncil'i verdik. İsa'yı izleyenlerin gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Fakat kendileri bir ruhbanlık /din adamlığı sınıfı ortaya çıkardı-lar. Hâlbuki Biz böyle bir ruhbanlık /din adamı grubu oluşturmalarını bildirmemiştik. Onlar bu ruhbanlığı, sözde Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle ortaya çıkardılar. Ama ona da hakkıyla uymadılar. Bu nedenle de kitap sahiplerinden çoğu yanlış yola yöneldiler ve ancak çok az sayıdaki gerçekten iman etmiş olanlara, karşılık olan ödüllerini verdik. Tevbe-34. Ey iman edenler! Hahamlar ve ruhbanlar olan din adamlarının çoğu, insanların parasını hak etmeden /batıl /aldatıcı usullerle yerler ve yönlendirmeleriyle Allah'ın bildirdiklerinden de uzaklaştırırlar. İnsanlardan haksız yere topladıkları altın ve gümüşü bu şekilde yığan ve Allah rızası için infak etmeyenlere /harcamayanlara da şiddetli bir azap olacağını bildir). Büyük ihtimal ile, Hz. Muhammed'ten sonraki 200-250 sonrasına kadar, din adamı mesleği diye bir meslek olmamış ve Kur'an bilgisinde kendini yetiştirmiş ve toplumu bu konuda aydınlatacak seviyede olanların birer mesleği vardı, esnaftı ve kazanç kapıları Kur'an bilgisine dayanmıyordu. Çünkü Müddessir-6-7 nci ayetlerde Kur'an'ın, para kazanılacak ve ücret karşılığı tebliğ edilecek bir meslek kitabı olması yasaklanmıştır (Müddessir-6. Ya Muhammed! Bu arada yapacağın hizmetleri sakın kendine kazanç aracı kılma /meslek olarak yapma, 7. Ve yalnız Rabbin adına çaba göster, sabırlı /tahammüllü de ol).
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİLL"kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 22 Ekim Çarşamba günü saat 10-11.30 da Batıkent Hedef Belde Evinde, saat 17-30-19.00 da ise Özdilek Sanat Merkezinde (Kanatlı AVM arkasında eski MİT merkezinde) Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.