4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)

DIŞ VE İÇ ŞER ODAKLARI TSK'YI HEDEF ALDI

CIA Başkanlarından George J. TENET, " ...ülkenin, çıkarlarını savunanlara ve bu uğurda kendisini feda etmiş olanlara, her fırsatta saygını göster. Bunu kendi çabalarını da onlarınkine ekleyerek ortaya koy. Ordunun güvenlik güçlerinin, kanunun esenliği için çalışanlara destek olmak en kutsal görevdir" demiştir.
Ne var ki ülkemizde, TSK' ya karşı aynı duyarlılığın gösterildiğini söylemek çok zordur. Son yıllarda dış ve iç şer odakları, TSK' yı, etkisiz hale getirmek, kamuoyu nazarında itibar kaybettirmek için, her fırsatı değerlendiriyorlar ve zemini de kullanıyorlar.
TSK' yı yıpratmak amacıyla yapılan saldırılar, her geçen gün artıyor. Bu saldırıları destekleyen, etnik akımlar, liberal solcular, ordu düşmanları, AB ve ABD yanlısı gazeteciler, bazı partiler, Atatürk ve Kemalizm düşmanları, halkı "rehin" alanlar, bu duruma boyun eğenler gibi, pek çok kesim var.
Hatta devlette bile, TSK' yı, güç durumda bırakmak isteyen kişi/kişiler de mevcuttur. Nitekim Genelkurmay, Kayseri Garnizon Komutanlığı'nın Emniyet'ten aldığı bilgiler doğrultusunda, personeline yayımladığı emirden bazı ifadelerin kasıtlı olarak çıkarılmasına ve halkın TSK aleyhine kışkırtılmasına tepki gösterdi.
Tuğgeneral Sayın GÜRAK, "yapılan incelemede Kayseri Garnizon Komutanlığı'nın Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliği kapsamındaki yetkileri dahilinde, tüm garnizonlarda olduğu gibi Kayseri'de İl Emniyet Müdürlüğü'nden, askeri personelin girmesinin sakıncalı olacağı ve olay çıkması muhtemel mahalle, sokak, kafe, kıraathane, internet kafe, pastane, müzik evi, lokanta ve otel gibi yerlerin bildirilmesini talep ettiğini anlattı
Yine incelemede, iyi niyetli bu emirde, yer alan adreslerin İl Emniyet Müdürlüğü'nden elde edildiğine ilişkin ifadelerin maksatlı olarak yazıdan çıkarılarak, belgede tahrifat yapılmak suretiyle, Garnizon Komutanlığı'nın sanki kendi inisiyatifi ile hareket ettiği yönünde sahte belge tanzim edilerek, bu belgenin işletme sahiplerine gönderildiği, bölge halkının garnizon komutanı aleyhine kışkırtılarak, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin itibarını zedelemek için, kamuoyu oluşturulmaya çalışıldığı tespit edilmiştir denildi.
Türkiye' de şer odakları, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, güç durumda bırakmak önemlisi de kamuoyu nazarında itibar kaybettirmek için, her fırsatı ve zemini değerlendiriyorlar. Hatta inanmadıkları halde, sırf TSK' yı, pasifize edebilmek için Avrupa Birliği üyeliğine tam destek veriyorlar.
Şu bir gerçek ki, dış ve iç şer odakları, ülkemiz üzerindeki hedeflerini gerçekleştirmede, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni, en büyük engel olarak görmektedir. Bu engeli ortadan kaldırmak içinde, her fırsatı ve zemini değerlendiriyorlar.
Yıllardır devlet ve ordu düşmanlığı, bazı medyada türemiş yazarlar tarafında sürekli körüklendi. Bilerek veya bilmeyerek, devlet ve ordu düşmanlığı yaparak milletimizle devletimiz arasındaki fay hattını derinleştirdiler. Öyle ki, başörtüsü, din eğitimi önündeki yasakları, devlete ve Türk Silahlı Kuvvetlerini fatura ederek, çözümü de Avrupa Birliği veya uluslararası kuruluşlarda aradılar. Yapılan askeri müdahalelerde, siyasi iktidarlar, hiç sorgulanmadı, bütün sorumluluk askere mal edildi.
Türkiye' de yaşanan askeri müdahalelerde, sorumluluğu yalnız askere yüklemek de bilimselliğe aykırı bir siyasal davranıştır. Çünkü bu müdahalelere zemin hazırlayanlar siyasi iktidarlardır. Siyasi iktidarlar, ülkeyi güllük gülistanlık yaptı da Asker buna mı müdahale etti?
Öte yandan insanımız,ülkemiz ne zaman zor duruma düşse TSK' dan çözüm bekler. Veya siyasi iktidarlar, güç sorunlar karşısında çözümü, TSK' ya havale eder. Nitekim Kuzey Irak' a sınır ötesi harekât da Siyasi iktidar, " Eğer asker talep ederse biz buna izin veririz" manasına gelen bir görüşü kamuoyu ile paylaştı. Oysa TSK' nın, en basit uyarısında Siyasetçiler "Demokrasi" yi gerekçe göstererek "ordu siyasete karışmasın" diyorlar ama taşın altına el sokma durumu ortaya çıktığında, sorumluluğu orduya atıyorlar. Ülkenin menfaatlerini koruma görevi sadece ordununmuş gibi sorumluluktan kaçıyorlar Ordu başarılı olursa sahipleniyorlar, " başarısız olursa da "biz istemedik ama ordu ısrar etti, işte sonuç ortada" diyerek sorumluğu orduya mal ediyorlar.
Dış ve iç şer odakların, senaryolarına rağmen, yapılan tüm anketlerde, halkın en güvendiği kurumun yüzde 90'ı aşan bir oranla, TSK olduğu dikkate alınırsa, üzerinde düşünülmesi gereken bir gerçek var demektir. Bu gerçek de, halkımızın, Türk Silahlı Kuvvetleri' ni, rejimin, maddi ve manevi değerlerimizin, laikliğin, ülkemizin bölünmez bütünlüğünün, bağımsızlığının teminatı olarak görmesidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM) Arşivi