Eskişehir' de, arzu etiğimiz, yıllarca da köşemizde gündeme getirdiğimiz gelişmeler oldukça, kentin geleceğine daha bir umutla bakıyoruz. Özellikle de makro düşünceler, kentimiz açısından, önemli gelişmelerdir. Hele bu alanda, uluslararası işbirliği yapılıyor, insanımızın global pazarlara açılması için de fırsatlar yaratılıyorsa, memnun olmamak mümkün müdür?
ESO, göndermiş olduğu e- mailde, " Almanya'da faaliyet gösteren Hannoverimpuls Hannover Ekonomik Kalkınma Merkezi ve [aybo]Consult Şirket Danışmanlığı firması yetkililerinden oluşan bir heyetin de hazır bulunduğu toplantıda "Hannover'de İş Yapabilme" konusun tartışıldı" ifadeleri, Eskişehir' in, global pazarlara açılması ve yabancı yatırımların, Eskişehir' e gelmesi açısında da önemli bir gelişmedir.
Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Savaş M. Özaydemir' in, Aynı toplantıda, " Tüm Hannover, 20 yıl önce bir fuar şehri olmaya karar verip el ele çalıştı. Orada eskiden kalacak otel bile bulamazken, insanlar size evlerinde ağılıyordu. Daha sonra belediye, resmi kurumlar ve şirketler bir araya gelerek, bu gün dünya çapında işlerin üretildiği bir sanayi şehir ve bir fuar şehri yarattılar" sözleri, Eskişehir' deki tüm kurum/kuruluşların, dikkatle değerlendirmesi gereken bir tespittir.
Ayrıca Eskişehir' deki, tüm sorunların çözümü, "TOPLUM KATILIMI", "ORTAK AKIL"" ORTAK PAYDA" özellikle de "TAKIM RUHU" gibi kavramların, kente hakim kılınması ile mümkündür. Ancak Eskişehir' de, bu kavramların, kentin gündemin de olduğunu söylemek biraz zordur. Oysa istendiği takdirde, pekâlâ başarılabilir. Sayın SAVAŞ' ın, Hannover' i, örnek vermesi bile bu alanda umut vericidir.
İşbirliğinde, HANNOVER' in seçilmesi isabetli bir girişim olmuştur. Çünkü her iki kentte de, "SANAYİ" ve "KÜLTÜR" ön plandadır. İşbirliğin de Almanya'nın seçilmesi, Eskişehir açısından bir avantaj teşkil edecektir. Çünkü Türkiye, en büyük ihracatı Almanya' ya yapmaktadır. Ayrıca Almanya, dünyanın üçüncü büyük ekonomisine sahiptir.
Eskişehir, bu fırsatı değerlendirmeli ve doğrudan yabancı yatırımları da teşvik etmelidir. Çünkü doğrudan yabancı yatırımlar, girdikleri ülkelere, sermaye, yeni teknoloji, know-how, yönetim becerisi, istihdam ve ihracat artışı ve dış pazarlara erişim gibi birçok faydalar sağlamaktadırlar. Tasarruf açığını ve aynı zamanda da teknoloji açığımızı, bir miktar azaltabilecek ve küresel rekabet gücümüze önemli katkı sağlayabilecek olan, doğrundan yabancı yatırımlardan, Eskişehir ve Türkiye yıllardır yeterince yararlanamamıştır.
Elbette Hannover' le işbirliği, gerçekleşir mi önümüzdeki günlerde tanık olacağız. Anca düşünülmesi bile, ESO ve Eskişehir açısından önemli bir gelişmedir. Ayrıca da Eskişehir, her alanda makro düşünmek zorundadır. Nitekim DALAİ LAMA' ın dediği gibi, " GÜZEL BİR BAHÇE DÜŞLEMEDEN BAHÇE SAHİBİ OLUNAMAZ. "
Elbette Eskişehir' de, yabancı yatırımın gelmesi ortak arzudur. Ancak bu alanda ESO ve diğer Kurum/kuruluşlarımıza, ciddi görevler düşmektedir. Ayrıca bölgemizin yatırım ve yönetim felsefi değişti. Ancak yeterli değildir. Bölgemiz, hala bir arayış içindedir. Bu arayışın, olumlu sonuçlara ulaşabilmesi için, ARAŞTIRMA- GELİŞTİRME" çalışmalarını hızlandırmak ve Üniversite- Sanayi işbirliğini sağlamak zorundayız.
Aslında Eskişehir, yerli ve yabancı yatırımcı açısından gözde kenttir. Ancak Bu gelişmelerin, hızını ve niteliğini, doğru kavramak, bölgenin de geleceğini doğru yönlendirmek için bir "MASTER PLAN" a ihtiyaç vardır. Bölge için yapılacak bir Mastır Plan, hem bölge yatırımcısı, hem de bölge dışından gelecek yatırımcı, için rehber olacaktır.
ESO ve ETO, Eskişehir'e yapılacak yerli ve yabancı yatırımlar için, müştereken yeni stratejiler belirlemeli, doğrudan üretime yönelik, yerli ve yabancı sermaye de teşvik edilmeli, her türlü kolaylık da gösterilmelidir. Ancak doğrudan yabancı sermayenin gelmesinde, Eskişehir' in gayreti yeterli değildir. Merkezi idareye de ciddi görev düşmektedir.
Nitekim İsviçreli üç iktisatçı, uluslararası sabit sermaye yatırımlarında öncülük eden kuruluşlarla, yüz yüze yaptıkları görüşmeler sonunda, yabancı sermaye cezbi için iki geçerli kural tespit etmişlerdir. İlki, yabancı sermaye bekleyen ülkelerde, ekonomi ile ilgili yasalar ve kararlar beklenmedik zamanlarda ve sık sık değiştirilmemeli, Diğer ise
Yasalar ve kararlar değiştirilmese bile, hükümetler, bu yasa ve kararların etrafından dolanmamalıdır.
Bu iki kural dikkate alındığında, Türkiye ve Eskişehir' e, neden yeteri kadar yabancı sermaye gelmediği de kolayca anlaşılıyor. Hülasa, ekonomik ve siyasal istikrar biraz bozuk olsa bile, bu iki altın kurala uyan ülkelere, yine yabancı sermaye gidebilmektedir
ESO, son aylardaki etkinlikleri ve toplantıları ile dikkat çekiyor. Başarılı olur veya olmaz ama etkinliklerin ve toplantıların, düşünülmesi bile başlı başına başarıdır. Kutluyoruz.
