
(ANALİZ) Behçet ALBAYRAK
DOĞRUNUN YANLIŞI YOKTUR!
Yayınlanma:
Mesut Hoşcan'ın Alper transferinde Halil Ünal yönetimiyle ile ilgili yaptığı açıklamalar gazete arşivlerinde henüz tozlanmadan yerini koruyor. Hal böyle olunca Tarık Çamdal'ın bu transfer hikayesi de haklı olarak yadırgandı.
Ancak futbol düzeninde geçmişte ne konuşulduğuna bakılmaz. Çünkü kasaya sokulan 4 Milyon 750 Bin Euro yöneticilik hüneri sayılır.
Umuyorum ki başkan Hoşcan artık yoğurdu üfleyerek yer ve gerekli dersleri alarak bundan sonra konuşurken daha dikkatli davranır.
* * *
Kalitesini tartışmıyorum(!) Ama Eskişehirspor'da bir tane asisti dahi olmayan bir oyuncunun başka takıma transfer olmasını, neredeyse kulübün kaderiyle oynamaya bağlamak nasıl bir futbol anlayışıdır...
Kaldı ki savunmanın iki kanadında görev yapan Tarık bu kulüpte hiçbir maçın kaderine etki etmemiştir.
Eskişehirspor'un bu bölgede oynayabilecek alternatifleri de kendi içinde mevcutken, kamuoyunda böyle bir hava yaratılması Eskişehirspor'da ki diğer futbolculara yapılan büyük haksızlıktır...
Hele ki Eskişehirspor'u kafasında daha geçtiğimiz sezonun devre arasında bitiren biri için...
* * *
Bu oyuncuyu satmak yönetimin önünü görmesi içinde gerekliydi. Çünkü maddi darboğaz ortada...
Ancak herkesin kafasında belli soru işaretleri yaratan ve son güne kadar gündemi meşgul eden bu alışverişin yönetim tarafından taraftara detaylarıyla açıklanması gerekli.
Umut Gündoğan'ın maliyeti yalnızca 250 Bin Euro ediyordu da niye bunca zaman beklenildi?
Eskişehirspor parayı nakit mi, yoksa taksitle mi alacak?
Ha birde Norveçli savunma oyuncusunda yaşanan hayal kırıklığını zaten sormayın...
Hayati önem taşıyan bir bölgeye transfer neden son saatlere kadar bekletilir?
Ertuğrul Sağlam'a verilen sözler şimdi havada mı kaldı?
Yarın tabelada başarısız olunur ve Sağlam bazı istediğim oyuncular alınmadı diyerek işin içinden çıkarsa; bunun ceremesini kim çeker?
O yüzden transferde yaşananlar, film içinde filmdir.
Bunun adı; her şeye hazırlıklı ve bilerek yakalanmaktır.
* * *
İşte bu nedenle Halil Ünal dönemiyle Hoşcan dönemi arasında hiçbir fark yoktur.
O dönemde de sözde takasta oyuncular geliyordu.
Ya kulübün kapısından dahi içeri girmiyor, ya da takıma beş kuruşluk fayda sağlamadan paralarını alıp gidiyorlardı.
Bu dönemde de benzer şeyler yaşanıyor.
Eskişehirspor'da aslında her şey birbirini tamamlıyor.
Kurumsal yapı sadece belgeyle insanlara bir şeyler sunmakla olmaz. Kurumsal yapı kulübün her biriminde işlemelidir...
Bu kulüpteki kurumsallık sadece deftere işleniyor.
* * *
Tarık transferinin gölgesinde yaşananlarda ilginç...
Bazı genç oyuncuların neye göre transfer edildiği, Nuri Fatih Aydın'ın neden kadro dışı bırakıldığı konuşulmuyor. Gelen gençler şişirilirken, bizim çocuklarımız adeta belli kulüplere peşkeş çekiliyor.
Ne olacak ki?
Olsun varsın, gençler yağmalansın.
Bu şehrin altyapı futbolcuları damgalanmış ebe.
Gurbetçilerin el üstünde taşındığı bir düzende, onlar kendi çadırında göçebe.
Hepsi de bu şehirde yaban ellerin çocukları sanki.
O çocukların gözlerinden çalınan umudun farkına varabilecek birileri yoksa...
Tarık'tan gelen ve nereye gideceği belli olan o paranın da canı cehenneme...
* * *
Boş verin bizim gençleri aslında...
Yarın nasıl olsa şans eseri oynar ve birde işler iyi gider gol atarlarsa nasıl olsa sahiplenen çok olur...
Hele ki transferdeki tarikat işi alışverişin farkında olmak kimin haddine!
Boşuna yazıyoruz çiziyoruz.
Sizde de bir şeyler uyandırdığını sanmıyorum zaten...
Gerçek olan;
Ne kadar sadakatli kulüp yazarı olunursa;
İstenileni yazmak şartıyla, transferin en kral haberini almak ve yapmak çok daha değerlidir.
Yükselen değerin alçaklık olduğu bir şehirde, bunun adı karşılıklı ikramdır.
Ya da yöneticilerle oynaşmak!
Dürüstlüğün yasak olduğu futbol düzenindeyiz.
Gördük ki...
Popülerlik sirkinde, gerçeklerin peşinden koşmanın sikke kadar değeri yok.
O yüzden hiçbir şey, eskisi kadar masum değil.
Günahların fotoğrafını çekmeyi bilmeyenleri, dipsiz bir kuyu kendine çeker.
Böylesine gençliği harcayan ve parayı her şeyden daha değerli sayan yöneticilerin günahını da ne yazık ki günü geldiğinde bu kulüp çeker.
* * *
Meselenin acı yanı; iki pas atıp, bir orta yapınca Maradona muamelesi gören oyuncular için ayağa kalkan taraftarların, kendi evlatlarına yapılan haksızlıklarda oturmalarıdır.
Ama haksızlığa suskun kalmak da bir suçtur.
Eskişehirspor; taraftarıyla orantılı olarak kulüp bazında neden büyüyemiyor biliyor musunuz?
Kul hakkı yenildiği, emeğin karşılığının olmadığı ve yalakaları el üstünde taşıdığı için...
* * *
Öyle bir futbol düzeni oluşmuş ki; tam bir sarmaşık gibi...
Fakat görüyoruz ki;
Bu ülkede futbolun ruhu parayla değiştiğinden beridir...
Sarmaşıklar bile parasını almadan birbirine sarılmıyor artık.
* * *
'Her yanlışın doğrusu vardır' denir.
Fakat hiçbir doğrunun yanlışı yoktur.
Bizler her şeyi biliyoruz da, bizleri kandırdıklarını düşünenler bunu bilmiyor.
Aynayı parlatmak için gösterdikleri çabayı, aynada görünen gerçekler için göstermeyenler. Gerçeği asla göremez.
Onlar, paranın ucunu gördükleri zaman, gerçek yüzlerini gösterirler.
Ve ne yaparsanız yapın, aynalar gerçekleri gösterir.
Yeter ki, bakacak yüzünüz olsun.