1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Doğruyu mezarda söyleyecek değiliz...

Bu şehirde hangi olayı eleştirirseniz, bir tarafa yamarlar sizi.
Belediyenin bir icraatını eleştirdiğinizde "İktidar yandaşı" yaparlar.
İktidarın uygulamasını eleştirdiğinizde ise, "Büyükerşen yalakası" olursunuz.
Doğru mu? Yanlış mı? Diye kimse olayın kendisine bakmaz.
Herkes olayın tarafına bakar.
Halbuki:
"Doğru" kim yaparsa yapsın doğrudur. "Yanlış" da kim yaparsa yapsın yanlış.
-Okullar açılırken ulaşım ücretlerine yapılan ve bir hayli de yüksek tutulan zam yanlıştır...
-İnsanlar Kalabak suyu bulamamaktan dolayı kırılırken, "ortada hiçbir sıkıntı yok" demek de yanlıştır.
-Tarihi Odunpazarı'na içki ruhsatı izni verilmemesine rağmen, meseleyi veriliyormuş havasına sokmak da yanlıştır.
-"Biz sadece 4 ayrı noktaya içki ruhsatı verdik" demek de yanlıştır. Zira, içki ruhsatı verilen yerler nokta değil, sokaklardır.
-Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un göreve gelir gelmez makam otomobilini değiştirmesi yanlıştır.
-AK Partili Mihalıççık ve Seyitgazi Belediye Başkanlarının da göreve gelir gelmez makam otomobillerini değiştirmesi yanlıştır.
-AK Partililerin, makam otomobilini değiştirmesi nedeniyle Kazım Kurt'u eleştirip, aslında farklı bir iş yapmayan kendi partilerinin Belediye başkanları için hiçbir söz söylemiyor olması da büyük yanlıştır.
-Büyükşehir Belediye Başkanı, meclisindeki AK parti çoğunluğuna saygı göstermiyorsa, bu son derece yanlıştır.
-Mecliste bulunan AK parti çoğunluğu, Büyükşehir Belediye Başkanına saygı göstermiyorsa, bu da büyük bir yanlıştır.
Sonuç olarak:
Yanlış'ı kimin yaptığından çok, yapılan işin yanlış olmasıdır önemli olan.
İşte siz "Yanlış"a "Yanlış" dediğiniz anda, Yanlış'ı yapanın taraftarlarınca linç edilirsiniz.
Sizi, olaylara bulundukları yerden baktıkları için "Yanlış'a doğru, Doğru'ya ise Yanlış" dediğiniz müddetçe severler.
Yanlış'a "Yanlış", Doru'ya "Doğru" dediğiniz müddetçe işlerine gelmez bu.
Çünkü:
Herkeste, "Bizimkiler yanlış yapmaz, onlar da doğru yapmaz" düşüncesi vardır.
Kimse kusura bakmasın ama...
Doğru'yu da, yanlış'ı da mezarda söyleyecek değiliz...
Yapan kim olursa olsun...
Doğru her zaman doğrudur, yanlış da yanlış...
........

Siyaset...Siyasetçi...
-"Politikacılar, Nehri olmayan bir yere bile köprü kurma sözü verirler"
-"Hata yapmak insanlara özgüdür. Bunu başkalarına yüklemek ise politikadır.
-"İyi bir partili, başkasının doğum gününü hiç unutmayıp, kaç yaşında olduğunu ise hiç hatırlamayandır"
-"Politikacı, hakkında hiçbir şey bilmediği toplantıya katılmakta hiç bir mahsur görmeyen kişidir"
-Politikacı için tehlike, insanların hatırlayabileceği şeyler söylemektir"
Gördüğünüz gibi siyaset ve siyasetçi ile ilgili pek çok söylenmiş olumsuz söz var.
Belki, siyasetin yapılış şekli ve bu güne kadar görülen siyasetçilerin büyük çoğunluğu bu sözleri hak ediyor.
Ama yine de şöyle bir gerçek var...
-"Siyaset, insana hizmet edebilmenin en demokratik yolu ve aracıdır"
Her defasında tekrarlıyoruz...
Siyaset, demokrasinin en önemli unsurlarından biri.
Dolayısıyla...
Demokrasi içinde siyaset kurumunun kötü olması mümkün değil.
Zaten...
Kötü olan siyaset de değil...
Siyaseti kötü yapan ve yukarıda sıraladığımız alaycı ve eleştirisel sözlerin çıkmasına yol açan unsur, bizzat siyasetçinin kötü olmasından kaynaklanıyor.
O yüzden...
Siyasetçi iyi olacak ki, demokrasinin en önemli unsuru olan siyaset kurumu da onunla birlikte iyi bir konuma gelebilsin.
Önümüzde bir seçim var.
Bu yüzden, iki ay boyunca pek çok siyasetçi göreceğiz cadde ve sokaklarda.
Hemen hepsinin çeşitli vaatleri olacak.
Bazılarını son derece mantıklı bulacağız, bazılarını da afakî.
Bazıları, yukarıda söylenmiş sözleri çağrıştıracak bizlere, bazıları ise "Gerçekten hizmet etmek istiyor" duygusu uyandıracak.
Sonuç olarak...
Önümüzdeki süreçte siyasetçilerin yürüteceği seçim çalışması bize, ya yukarıda ki sözlerin benzerini anımsatacak.
Ya da...
Siyasetin iyi siyasetçilerle kötü olamayacağını...

.......

"Vatandaş gereğinden fazla
biniyor" demezler herhalde...
Yeni hatların da faaliyete geçmesiyle birlikte Tramvaylarda yolcu sayısı bir hayli fazlalaştı.
Eskiden, yolcu yoğunluğu belirli saatlerde olurdu.
Şimdi ise, duraklardaki yolcu yoğunluğunu günün her saati görmek mümkün,
Eskiden, ilk kalktığı duraktan bomboş kalkan Tramvaylar, şimdi daha ilk durakta neredeyse doluyor.
Bu gün için Tramvay manzarası böyle.
15 Eylül'de okullar açılacak.
Belki de Tramvayların mevcut yolcu talebi iki kat artmış olacak.
Daha bu günden Tramvayların aşırı yoğunluk nedeniyle ulaşımda sıkıntı yarattığı, okulların açılmasıyla ve kış aylarıyla birlikte bu sıkıntının daha da artacağı yazılıp çiziliyor.
Fakat...
Buna rağmen, "Ulaşım konusunu yeniden gözden geçirmeliyiz" ya da "İleride daha da artacağı belli olan bu sıkıntıyı ortadan kaldırmanın çarelerini aramalıyız" endişesi taşıyan pek yok...
Sanki böylesine bir sıkıntı yokmuş gibi davranıyor sıkıntıyı bizzat çözecek olanlar.
Ne diyelim?
Öyle davranmaya devam etsinler.
Kalabak suyu sıkıntısıyla ilgili çıkıp "İnsanlar gereğinden fazla su alıyor. Aslında sıkıntı falan yok" diye bir bahane üretilmişti ya...
Ulaşımda yaşanan sıkıntıyla ilgili de umarız çıkıp "İnsanlar gereğinden fazla Tramvay'a biniyor. O yüzden bu kadar kalabalık. Aslında sıkıntı yok" falan demezler herhalde...
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Bir arkadaş topluluğu içindeki Kemal'in garip bir inanışı varmış!..
En kötü durumlara düşse dahi ,''öyle demeyin siz!..Beterin beteri vardır!..'' der dururmuş.
Arkadaşları da onun bu aşırı iyimserliğine takılırlarmış.
Düşünmüşler,''şuna bir oyun oynayalım.'' demişler.
Akşam Kemal kahveye gelince oyun başlamış.''Yahu duydun mu bizim Necati nin başına gelenleri?'' Dün gece aniden dönüp, pat diye eve gelmiş, bir de ne görsün!.. Karısı Necla, bir dostuyla yatakta değil mi ?..Çekip tabancayı ikisini de anında vurup, öldürmüş!..O da şimdi içerde!..
Kemal, yine derin bir ''Oh'' çekip '' Çocuklar!..Beterin beteri vardır!..'' demesin mi..
Birisi atılmış '' Oğlum, bundan daha beteri ne olabilir ki?..' diye isyan edince Kemal duruma açıklık getirmiş; ''Olmaz olur mu hiç!.. Ya Necati önceki gece evine gelseydi!..
Şimdi ben de burada olamayacaktım!..'

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi