
4-Mustafa KANTARCI (GÖZLEM)
DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ
Dünya Emekçiler Kadınlar Günü, ilk kez 1800’lü yıllarda, bir tekstil fabrikasında daha iyi çalışma koşulları için, greve giden kadın işçilerin, fabrikaya kilitlenmesi arkasından çıkan, yangında, fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamayarak, ölmeleriyle gündeme geldi.
Aslında kadınlara özgü, bir günün var olması düşüncesi, ilk kez, 26-27 Ağustos 1910’da Kopenhag’da düzenlenen Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansında, ortaya atıldı ve kabul edildi. Birçok ülkede, her yıl kutlanmaya başladı.
ülkemizde ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 1984'ten itibaren, her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından, "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlanmaya devam edilmektedir.
ülkemizde, kadınlara tanınan fırsat eşitliği politikaları, Cumhuriyet döneminde, Atatürk’le başlamaktadır. 1922 ve 1934 yılları arasında, yapılan devrimlerle ki, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, kadını, vatandaş statüsüne eriştiren, Medeni Kanun ve daha sonra, siyasal hakların tanınması, son derece önemlidir. 1935’te kadınlar da seçimle meclise girmeye başladı ama bugün gerek genel gerekse yerel seçimlerde, arzu edilen orana ulaşamadılar
Bugüne kadar dk haklarının gelişmesi sadece,"kadınların" değil, ülkemizde, yaşayan herkesin, hayatını geliştirecek, daha yüksek standartlarda, bir yaşam olanağı sağlayacak, bir demokratikleşme hareketidir
ülkemizde, kadınlar, açıkça cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğruyor. Eğitim olanaklarından yoksun bırakılıyor, erken yaşta evlendiriliyor, aile içi cinsel ve fiziki şiddete maruz kalıyor Sosyal yaşama katılmalarını engelliyor,
Nitekim PSOS Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle, bir araştırma yayınladı. Buna göre Türkiye'de kadınların, en önemli 5 sorunu sırasıyla şiddet, namus cinayetleri, erken evlilik, aile baskısı ve ekonomik bağımsızlığın olmaması olarak tanımlanıyor. Ev işleri ise kadının, görevi olarak görülüyor, araştırmaya katılanların yüzde 77'si, ev temizliğinde kadınların,sorumluluğu olduğunu düşünüyor.
Günümüzde, dünya ve ülkemizde, kadınlar için. en önemli sorun, , "KADINA ŞİDDET" dir.. Maalesef ülkemizde, her 100 kadından 97’sinin, en az, bir kez eşinden, babasından, ya da yakınlarından, şiddet gördüğü belirtildi.
Kadın Dayanışma Vakfı’nın, araştırmalarına göre, kadınlar aile içindeki şiddetle başa çıkmakta, zorlanırken, yüzde 20’si silah, bıçak, makas gibi tehlikeli, aletlerle tehdit altında, yaşamlarını sürdürüyor.
Eğitim ve gelir seviyesi, düşük ailelerde, şiddet daha çok. üniversite mezunu kadınlarda da durum farklı değil. Yükseköğretim gören kadınlar, Kadınların yüzde 23’ü, fiziksel ve sözel şiddet yaşıyor, yüzde 71’i de ekonomik ve cinsel şiddete maruz kalıyor
Türk insanı, erkek ve kadın birlikte, her alanda başarılı olacağına inanmak zorundadır. Nitekim Atatürk, " Bir toplum, bir millet, erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı, topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!" demiştir.
Bugün ise kadınlar başarılı olmak için, erkeklerin kurallarına göre oynamak veya ‘erkek gibi kadın’ olmak gerekmediğini de biliyorlar. Artık başarılı kadınları, kendisi gibi olmaya karar veriyor. Başkalarının kuralları ile değil, kendi kuralları ile de sahneye çıkıyorlar. Her sektörde de başarılı oluyorlar.
Ayrıca Türk kadının, ne Batılı, ne de doğulu hemcinslerinde farkı yoktur. Kadınlar, iş yaşamının, her kademesinde aktif olarak çalışıyorlar. Pek çoğu da başarılı kariyer çizgisine sahiptir. İlginç olanı, Türk toplumunda, bu kadar kadın çalışmasına rağmen de tepe yönetimlerde, çok az sayıda kadın olmasıdır.
Türk kadını, verilecek her görevi yapacak güçtedir. Milli Mücadele’de, binlerce kadın cephe gerisinde, büyük bir çaba harcarken, çok sayıda kadın da silahlı mücadeleye katılarak, Dünyaya, örnek olacak kahramanlıklar gösterdi. Cumhuriyetimizin temelinde, Türk kadınının çok büyük emeği, kanı ve gözyaşı vardır.
Nitekim Mustafa Kemal ATATüRK, "''Dünyanın, hiçbir yerinde, hiçbir milletinde, Anadolu kadınının üstünde, kadın çalışmasını zikretmeye imkân yoktur ve dünyada hiçbir milletin kadını, "Ben Anadolu kadınından, daha fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu kadını kadar himmet gösterdim” diyemez” demiştir.
Tarih boyunca, ikinci plana atılan kadınlar, hak verilmez alınır diyerek, hayatın, her alanında, mücadele ederek, hak ettikleri saygıyı kazandılar. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, ise bu büyük mücadeleyi onurlandıran bir gündür.
Kutlu olsun….