1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ)

Dünyanın hiçbir yerinde muhalefete muhalefet edilmez...

Dünyanın hiçbir ülkesinde muhalefete muhalefet edilmez.
Ama bizim ülkemizde iktidardan çok muhalefete muhalefet vardır.
Hem de yıllardır.
Hep aynı şey söylenir; "Bu ülkede iktidar değil muhalefet sorunu var"
Algının bu şekilde olmasının belki de en büyük nedeni, partilerin Genel başkanlarıyla birlikte değerlendirilmesi olsa gerek.
Programını, tüzüğünü ve ilkelerini bilmese de, Türk seçmenin lideri beğeniyor olması, o partiye oy vermesine yetiyor.
Diğer taraftan...
Eğer başındaki lideri beğenmiyorsa, o partiye de kesinlikle oy vermiyor.
HHH

Yaşı müsait olanlar hatırlayacaktır 90'li yılları.
Anavatan partisi 1983 yılından beri tek başına iktidarda.
Siyasi yasağı referandumla kalkan Süleyman Demirel 91 seçimlerine hazırlanıyor.
O tarihte, Yunanistan'da Kostas olayı patlak vermiş.
Yani, ülkemizde yaşanan Banker Kastelli benzeri bir yolsuzluk olayı.
Demirel seçim öncesi bu durumu iyi yakalamış ve bunu olabildiğince kullanıyor.
-"Elimde, Anap iktidarında yaşanmış Kostas dosyaları var!" diye bağırıyor her gittiği yerde.
Tam 140 yolsuzluk dosyasından bahsediyor.
Meydanları adeta inletiyor seçim otobüsünün üzerinden.
Ve en önemlisi de...
Her mitingi "Hesap soracağım" diyerek açıp, "Hesap soracağım" diyerek bitiriyor.
O "Hesap soracağım" diye bağırdıkça, miting meydanlarında toplanan binlerce insan "Sor Baba! Sonuna kadar sor!" diye eşlik ediyorlar.
Demirel'in partisi DYP o seçimlerde birinci parti oluyor ve Demirel'de Başbakanlık koltuğuna oturuyor.
Gerçi sonrasında o hesap bir türlü sorulamıyor.
Karayolları Genel müdürünün marifetlerinden başka hiçbir şey su yüzüne çıkmıyor ama, Demirel'in seçim öncesi "Hesap soracağım" sözü, hem partisini birinci parti, hem de kendisini Başbakan yapıyor.
HHH

Anlattığımız yılların siyasi gelişmeleri, sanki bugünün siyasi gelişmeleri ile büyük benzerlik içinde.
Yine bir seçime gidiliyor, yine ortada yolsuzluk iddiaları var.
Yine muhalefet partilerinin liderleri miting meydanlarında konuşuyor.
Görünen o ki, muhalefet liderlerinin coşku dolu kalabalığı daha da coşturacak söylemleri yok gibi.
Hem CHP lideri Kemal Kılıçdarodğlu, hem de MHP lideri Devlet Bahçeli namuslu ve dürüst özelliği olan isimler.
Devlet adamlığı vasfını üzerinde barındıran siyasetçiler.
Ama gelin görün ki, meydanların ruhunu okuyup, o ruha ihtiyacı olan söylemleri vücut diliyle verebilmek, gerektiğinde "Hesap soracağım!" deyip, gerektiğinde de önündeki kürsüyü yumruklamak ayrı bir sanat olsa gerek.
Mevcut Genel Başkanların yerine başka isimler önerecek haddimiz elbette yok.
Böylesi bir isteğimiz de olamaz.
Fakat...
-"Acaba Miting meydanlarına Kemal Kılıçdaroğlu yerine Muharrem İnce, Devlet Bahçeli yerine Oktay Vural çıkıp konuşsa daha mı iyi olur?"diye de zaman zaman düşündüğümüz de olmuyor değil hani.
Ne dersiniz?
........

Bazı şeyler vardır ki açıklanmaz...
Çiftçinin biri komşu barda oturmuş deli gibi içerken arkadaşı gelmiş;
- Hey, bu güzel günde niye sarhoşlar gibi oturup içki içiyorsun ki?
Çiftçi:Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz..
Adam : Bu kadar kötü olan şey ne?
Çiftçi: Bugün oturmuş bizim ineği sağıyordum. Kova tam dolmuştu ki sol ayağıyla bir tekme attı ve kova devrildi.
Adam : Tamam ama buna bu kadar üzülmeye değmez...
Çiftçi:Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz..
Adam : Sonra ne oldu?
Çiftçi: Bende bir ip aldım ve sol ayağını yandaki direğe bağladım...
Adam : Sonra ?
Çiftçi: Tekrar oturdum sağmaya devam ettim . Kova tam dolmuştu ki sağ ayağıyla bir tekme daha attı ve kova yine devrildi.
Adam : Yine mi?
Çiftçi:Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz..
Adam : Sonra ?
Çiftçi: Bende başka bir ip alıp sağ ayağını da yandaki direğe bağladım. Tekrar sağmaya başladım. Tam kova dolmuştu ki aptal inek bu kez de kuyruğuyla bir kova sütü devirdi..
Adam : Hmmm...
Çiftçi:Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz..
Adam : Sonra ne yaptın peki?
Çiftçi: Bende başka bir ip aradım bulamayınca da kemerimle ineğin kuyruğunu tavana bağladım. Ve tam o sırada pantolonum düştü ve karım içeri girdi....
Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz...

HHH
Önümüzde bir seçim var.
Bu seçimin kazananı da olacak, kaybedenleri de.
Kazanan tek bir şey söyleyecek; "Çalıştık ve başardık. Halk bize ve söylediklerimize teveccüh gösterdi"
Kaybeden taraf ise pek çok şey söylemesine rağmen, asıl niçin ve hangi olay yüzünden kaybettiğini bir türlü izah edemeyecek.
Muhtemelen de, yukarıdaki fıkrada olduğu gibi "Bazı şeyler vardır ki açıklanamaz" diyerek kapatacak meseleyi.
Hem de...
Bir dahaki seçime kadar açmamak kaydıyla...
.......

Ne diyelim size bilemedim ki?
Demiryolu'nun yer altına alınması 6 yıldır tamamlanamadı.
İstasyon köprüsünün yıkılması ise, neredeyse iki yılı buldu.
3 ay Bağlar Caddesi kapatıldı trafiğe.
Bir yıl İstasyon Köprüsünün olduğu alan kapandı.
Köprü yıkıldı ama, gerisi getirilemedi.
DDY, büyükşehir belediyesinin üzerine attı olup biten her şeyi.
Büyükşehir Belediyesi ise DDY'nin üzerine.
Nereden bakarsanız bakın, iki kurumun hummalı bir çalışmasıyla üç ayda bitirilecek olan düzenleme işi, bir yılı aştı.
Şimdi seçim geliyor ya.
Her iki taraf da "Aman halk bitmemesini bizden bilmesin" diye telaşa düştü ya...
İmzalayıverdi her iki taraf da protokolleri.
El sıkışıp anlaşıverdi her iki taraf da.
Geliverdi bir gayret herkese.
Başladılar çalışmaya.
Meğer...
Topu topu 1,5 aylık bir süreymiş burasının toparlanması.
Madem bu olabiliyordu. Madem istenildiğinde her şey 1,5 ayda bitirilebiliyordu.
Yapmak için niye beklediniz ki bunca sene?
Yazık değil mi bu şehirde yaşayan bunca insana?
.......

BİRAZ DA GÜLMEK LAZIM
Polis Mahalleye baskın yapar, ordan geçen yaşlı nine sorar;
- ''Ne oluyor burada yavrum?''
Polis: - "Teyzeciğim sizin karşı binadaki gençler içilmesi yasak otlar (Esrar) içiyor. İhbar geldi evi bastık. Gerçekten de doğruymuş. Esrar içiyorlarmış".
Nine şaşırmış bir vaziyette lafa lafa girer;
Nine: - "Olur mu oğlum? onlar çok fakir bazen balkonda görüyorum bir sigarayı beş kişi içiyorlardı...

Önceki ve Sonraki Yazılar
1-Murat TAŞKIN (BİZDEN SÖYLEMESİ) Arşivi